Eğri oturacağız ama doğru konuşacağız!

A -
A +

Ligin ilk haftasında yaşanan birkaç olay beni çok etkiledi. MHK, bu olayların farkında mı? Farkındaysa neler yapacak bekleyip göreceğiz. MHK, önce hakemlerine anlattı sonra da kulüpleri tek tek gezerek "olmazsa olmaz" 10 tane maddeyi dikte etti. Buca-Beşiktaş maçında sarı kartı olan Guti, rakibi için hakemden kart göstermesini istedi. Maçın hakemi Barış Şimşek es geçti. Gözlemcisi Halil Arslan bunu raporuna yazdı mı? MHK bu konuda hakemini uyardı mı? Belediye-Kayseri maçında Belediye'den Metin Depe rakibine kafa attı. Kırmızı kartı görmedi. Hakem Aytekin Durmaz sarı kartı yeterli buldu. Gözlemcisi Erol Ersoy bunu raporuna yazdı mı? Eskişehir'de Rıza Çalımbay'ın yardımcısı tribüne gönderildi. Sivas'ta Rijkaard sahada kaldı. 4. hakemler Sivas'ta başka, Eskişehir'de başka davranırlarsa, biz bu sezon bu işin içinden çıkamayız. Mesaj kutusu! "Bölgesel hakem seminerlerini MHK üyeleri takip bile etmedi. Başka illerden gelen eğitimciler salonda hakem ve gözlemcilerle başbaşa kaldı. Gözlemci eğitimi ile ilgili hiçbir konu işlenmedi. Gözlemcilerden sorumlu Sayın Hamza Işın'ın haberi var mı acaba?" İşinize nasıl geliyorsa... MHK'yı, Federasyonu veya diğer kurullarını eleştirdiğinizde karşınızda her zaman şu savunmayı bulursunuz: "UEFA böyle istiyor. UEFA kriterleri böyle. Efendim FIFA uygulaması..." O halde gözlemci notlarını FIFA ya da UEFA hakeminden niye saklamıyor da siz saklıyorsunuz? Avrupa'da maç yöneten hakemler 24 saat sonra notlarını öğreniyor. Türkiye'de hakem notunu bilmiyor. Kamuoyunun bilmesi zaten anasaya suçu!. Ligin ilk yarısı bittikten sonra hakeme bildirilen notun da fazla bir kıymeti kalmıyor. Ben şimdi merak ediyorum, bu hafta Erol Ersoy'un ve Halil Arslan'ın verdiği notlar kaçtı? Suya sabuna dokundular mı? "Kamuoyu seslendirmedi, biz de görmeyelim mi?" dediler? MHK'nın tutumunu da haftaya anlayacağız. Bu gözlemciler ve bu hakemler hiçbir şey olmamış gibi maç aldığı takdirde verilmek istenen mesaj çok net: "Kuralları esnetmek serbest. Esnetin esnetebildiğiniz kadar!." İyi de ey Oğuz Sarvan başkan, ey Yüksel Okçuoğlu hocam siz bu 45 derece sıcakta bu kulüpleri niye gezdiniz? Niye bu kadar çene patlattınız!. Bu 10 maddeyi hakemlere niye dikte ettiniz? Yanılmışım... Seyircisiz oynanan A.Gücü-Trabzon maçını pazartesi günü gazetemde yorumlarken aşağıdaki cümleleri kaleme almıştım: "Disiplin talimatının 99. maddesine yeni bir hüküm eklendi. Misafir takımın seyircisi bundan böyle kendilerine ayrılan sayıda maça girebilecekler. Bu ceza geçen yıldan kaldığı için dün eski hüküm uygulandı." Sağolsun konuya hakim ve bu konularda çok titiz olan bir dost uyardı. Yanılmışım. Böyle değilmiş. Böyle olması çok arzu edilmiş ama yetkililer kabul etmemiş. MADDE 99'a ilave edilen hüküm şöyle: "Çift devreli lig usulü oynanan müsabaka veya kademelerden sonra oynanan müsabakalardaki eylemler nedeniyle seyircisiz oynama cezası verilmesi halinde, kulübün bu müsabakadan sonraki müsabakalarında rakip takım seyircisi stata alınır ve ceza alan kulüp bu maddenin 2.fıkrasında belirtilen kontenjanı ile bağlı olur. Bununla birlikte, cezanın infazı sonraki sezona taşındığı takdirde, bu maddenin 1. ve 2. fıkraları aynen uygulanır." Birkaç defa okudum yine anlayamadım. Özeti şu; "Seyircisiz maça devam!" Bizim "Spor Toto Süper Lig" çift devreli lig usulü oynanmıyor mu? Cahilliğime verin!. Federasyon sayesinde olduk sendikacı Bu federasyon tarihe gelirlerini en fazla artıran federasyon olarak geçecektir. Maddi kaynak bulma bakımından her türle takdire layıklar. Naklen yayın ihalesi yüzde 126 oranında arttı. Üstelik her sezon da yüzde 10 artacak. Buna rağmen sayın Başkan Mahmut Özgener, hakemlere yüzde 15'lik bir zam yaptı. Enflasyon ve ülke şartlarını dikkate aldığımızda iyi sayılır. Ancak federasyonun gelir artışıyla karşılaştırdığınızda bir şey değil. Benim esas demek istediğim bu da değil. Hakemler geçen hafta maç yönetti. Hakemler maç tazminatı formu dolduruyorlar. Kendilerine "Yüzde 15'lik zammı eklemeyin. Geçen yılki ücretler üzerinden doldurun" deniliyor. Sayın Mahmut Özgener, yüzde 15 zammı yaptığını kamuoyuyla paylaştı. Demek ki muhasebe ile paylaşmadı!. Sayın Özgener, geçen çıktığı TV programında diyor ki, "Kulüplerimize haziran, temmuz aylarında rahat transfer yapabilsinler diye ödemeleri yaptık. Eylülden sonra da mayısa kadar düzenli bir şekilde ödemelerimiz devam edecek." Kurumsal bir federasyonda hakeme yapılan zammın başlangıç tarihi bellidir. Zammın oranı için de yine geçmiş federasyonlarda olduğu gibi federasyon başkanının "moralinin yüksek olduğu bir zaman" kollanmaz. *** "Profesyonel hakemlik mi?" dediniz? Ne?.. Duyamadım!. Sağlık her şeyden önce gelir Geçen hafta hakemlerin bu sıcakta atletik testlerden geçirilmelerini eleştirmiştim. İstanbul koşu saatlerini 17:00'ye kaydırdı. Diyarbakır'daki hakemler 11:15'te koştu. Arabaların termometreleri 48'i gösteriyordu. Federasyonun 14 bölgesi var. Koşu ekibi 14 bölgeye yetişemiyor. Bu yüzden hakemler gündüz sıcağında ve bu nemde koşma mecburiyetinde. Atletik testler anayasa maddesi değil. Kutsal bir emir de değil. Türkiye sıcak günler yaşıyor. Hastanelerin acil servisleri tıklım tıklım. Memlekete elektrik yetmiyor. Tüketimde rekorlar kırılıyor. Tek bir hakemin can sağlığı hiçbir şeye değişilmez. "Atletik testler 15 gün ertelenmiştir" demek çok mu zor? Efendim lig başlamış!. Başlasın!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.