Şenol Güneş'e teslim olun...

Bu maç seyircisiz son maçtı. Talimat değişti. Disiplin talimatının 99. maddesine yeni bir hüküm eklendi. Misafir takımın seyircisi bundan böyle kendilerine ayrılan sayıda maça girebilecekler. Bu ceza geçen yıldan kaldığı için dün eski hüküm uygulandı. *** Hava çok sıcak!. Üstelik sezonun ilk maçı!. Bitmedi, zemin de çok kötü!. Sezonu bir kupayla kapatıp, yeni sezonu da bir kupayla açan Trabzonspor, maçın mutlak favorisiydi. Kalecisi geçen seneden belli, savunmasına bir Polonyalı ilave edilmiş, orta sahasını ezbere bildiğimiz, ileride de Umut'suz bir Trabzonspor maça başladı. Bu ligde bu kadar oyun yapısı oturmuş ikinci bir ekip yok. A.Gücü çok oynanmış kadro kurgusuyla sahadaydı. Biz bu önyargıyla Trabzon'u mutlak favori yapmıştık kafamızda. Ama maç öyle başlamadı. Trabzon tutuktu. Organize olamıyordu. Rakip kaleye bilinçli bir tek atak göremedik ilk yarı boyunca. Alanzinho kafa vurmaya kalkıyor boyu yetmiyor, Teofilo pozisyonlara geç kalıyor, hava toplarında da Umut'u arıyorduk. Trabzon'un orta sahası üretken değildi, rakibi yoramıyordu. Ne zaman ki, Colman maça dokundu, maç Trabzon'a döndü. Colman, Umut'a aktardıkça Teofilo'ya can, Trabzon'a kan geldi. İlk 70 dakika keçiboynuzu çiğnedik. Son 20 dakikada ekmekli kadayıf yedik. 3 aydır yok Semih, yok Makukula, yok Hırvat, yok Sırp yazıldı, çizildi. Trabzon taraftarı golcü alınmıyor diye ateş püskürüyordu yönetimine. Taraftar, yönetim dahil herkes Teofilo'nun üzerine çarpıyı çekmişti. Bir tek Şenol Güneş inanıyordu, bu Kolombiyalı çocuğa. 2 maçta 5 gol!. Biz bunun yarısına da razıyız!. Şenol Güneş gibi bir otoriten varsa, hiçbir şeye karışma. Liverpool maçı öncesi hakem Cüneyt Çakır'ın tavizsiz yönetimi Trabzonspor'a ders olmalı. Colman ve Ceyhun çok ucuz kartlar gördü. Özetle, Trabzon'u Liverpool maçı öncesi, Cüneyt Çakır'ı da yöneteceği Juventus maçı öncesi formda ve hazır gördük.