Almanlar için riskli maçtı. Evinde oynuyorsun. Kupaya ikinci turda veda etmek büyük hezimet olurdu. Klinsmann ve talebeleri bu stresi sadece 4 dakika yaşadı. Podolski'nin 4 ve 12'inci dakikalarda peş peşe gelen golleri Panzerler'in gerilimini düşürdü. Rahatladılar. Bu da turnuvadaki en iyi maçlarını ortaya koymalarını sağladı. Bol pozisyon buldular. Bu baskılı ve istekli futbol, ilk yarıda farkı daha da açacaktı ama İsveçli kaleci Isaksson gününde... *** 53.dakikada maçın renginin ve seyrinin değişeceği bir an yaşandı. Sırtı kaleye dönük olan Larsson hiç gereği yokken Metzelder tarafından ceza sahasında indirildi. Larsson klasındaki bir oyuncu, penaltı atışında topu tribünlere gönderdi. Larsson başta olmak üzere İsveçli oyuncuların önemli ölçüde konsantrasyon eksikliği yaşadıklarını anladık. 2-0 geride ve sahada 10 kişi kalan İsveç, penaltıyı da kaçırınca teslim olmuştu. Diğer maçları düşünen Almanlar enerjilerini ekonomik kullanmak istiyor. Haklılar... Vites düşürdüler. Ne var ki, İsveç'in mecali yok. Aşırı sıcak iki takımı da çekişten düşürdü. Almanlar fantazi peşinde değildi. Disiplin içinde skorun da rahatlığıyla maçı tamamladılar. *** Klinsmann ve Löw ikilisinden alınacak çok ders var. Basın toplantılarını Löw yapıyor. Medyada Klinsmann kadar yer buluyor. Klinsmann kadar söz sahibi. En ufak bir birinci-ikinci adam kavgası yok. Anladığımız kadarıyla Alman medyasında da bunları birbirine karşı tahrik ve taciz eden kalem ya da ağızlar da yok. Almanya kupayı kaldırırsa, bu ikilinin hakkı inkâr edilemez. Türkiye'de böyle bir örnek göremedik maalesef yıllardır... *** İki Avrupa ülkesinin maçına Avrupalı hakem verme geleneği olan FIFA Brezilyalı Carlos Simon'u bu maça uygun görmüş. Hakem Simon'un Klose'yi çeken Lucic'e gösterdiği ikinci sarı karttan kırmızı ve 53'teki penaltı kararları doğruydu. Eyyam yapmadı.