Ey MHK Başkan ve üyeleri!..Liglerden küme düşmeyi kaldırsanız, ligin tadı tuzu kalır mı? Ya geçen yıl yaptığınız yanlış ya da bu yıl yaptığınız!. Geçen sezon 13 tane hakemi Süper Lig (Üst Klasman) kadrosuna alan MHK, bu sezon bir tane hakemi bile Süper Lig'e düşünmüyor. Kimseyi çağırmadı. Ne kimseyi düşürüyor ne de kimseyi çıkarıyor. Bir sezon aldığınız maç sayısının, aldığınız notların, mücadelenizin hiçbir değeri yok. Ağzınızla kuş tutsanız, MHK'nın nazarında bir hiçsiniz. Mentörünüz varmış! Hiçbir anlam ve değeri yok. Sayın Oğuz Sarvan bence bu sizin bireysel düşünceniz. Siz şayet MHK üyesi olsaydınız, klasman hakemleriyle haftada birkaç kez yüzyüze gelmiş olsaydınız, böyle bir karar alamazdınız. Şu anda bölgelerde en nefret edilen kişi kurulunuzun üyeleri. Daha sonra da siz. Son günlerde tıklanma rekoru kıran fotoğraflarıyla da gündeme gelen Ayşe Arman sayesinde askerlik şartı, yaş şartı kalktı. Klasman atlamaya şartları tutan en az 100'ün üzerinde hakem vardır şu anda. 3-5 tane yardımcı hakemi Süper Lig için çağırdınız. 6 ve 9. bölgelerden bir tane hakem çağırmadınız. Hakem çağrılmayan bölgelerde, dernek başkanları, il hakem kurulu başkanları çok zordalar. Tabandan, siyasetten, her kesimden baskı ve tazyik başladı. Mahmut Özgener size bazı isimleri dikte edecek. O dikte edilenler bir şekilde çağrılırsa, kurulunuzun itibarı ne olacak? Size de yazık, hakemlere de! Trabzon'dan ciddi eylem ve isyan haberleri geliyor. Geçmişte Mesut Yılmaz demişti ki, "Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'dan geçer." Bence klasman atlamanın yolu da Ayşe Arman'dan geçiyor. MHK koltukları ılıktır MHK üyeliği koltuğu kışın sıcaktır. Yazın serindir. Seyahatleri iyidir. Toplantıları keyiflidir. Banka hesabınız, hayatınızın hiçbir bölümünde bu kadar dolgun olmaz. Bir validen, bir emniyet müdüründen, bir generalden yüksektir aylık geliri. Kimisi 5 yıldızlı otellerin büyüsüne, kimisi bu otellerdeki her türlü "ikramın" sarhoşluğuna kapılır. Öyle anlaşılıyor ki, Federasyon MHK'yı başkanına dokunmadan revize edecek. Gidecekler var, gelecekler var. Ama öyle isimlerin MHK üyeliği için çalıştığını duyuyorum ki, küçük dilimi yutacağım. Bazı kulüpler ve bazı "hukukçular" devreye girmiş bile... Sayın Özgener, kulüpçülerin bu işe karışma döneminin bittiğini sanıyorduk. İlke, prensip, etik hak getire... Dün dündür, bugün bugündür. Bu kurullarda, herkes herkesle çalışır. İşin içinde MHK koltuğu olunca düşmanlıklar bir kenara konulur. Demek ki, düşmanlıkların önüne sadece bu koltuk geçiyormuş. MAHMUT ÖZGENER'E "Sizi böyle Yunanistan'da tatil yaparken rahatsız etmek istemem ama... İstanbul'da hakemlerin amatör maç ücretlerini yatırdınız. Hakem Derneği Genel Merkezi bu paraları bloke ettirdi. Şimdi banka bu konuda kendi hukuk kurulundan görüş istedi. Hakemin parasını hakeme versin. Ya da hakeminize sahip çıkın." MHK ÜYELERİNE "Süper Lig Yardımcı Hakemliği klasmanınına çağrılmak için İstanbul'da eski bir MHK üyesinin oğlu, İzmir'de bir Süper Lig gözlemcisinin yeğeni olmak gerekiyor. Not ortalamasının hiçbir önemi yok. İlahi benim yüksek volümde konuşan dürüst Yüksel Abiciğim. Dürüstlük buymuş demek ki.." BÜLENT DEMİRLEK'E "Sayın Bülent Demirlek, Hakem Derneği Genel Merkezi olarak sağa sola dava açıp duracağınıza, temsil hakkınız elden gitti. Temsil hakkınızı arayın. Mali Genel Kurul'a katılamadınız. Bu konu medyada tek satır yer almadı. Sesinizi de duyuramıyorsunuz. Bari ben buradan duyurayım." Ö.F.Ü.Halil İbrahim'i savunmak moda Bizim sevgili Ömer Söztutan geçen hafta köşesinde bir okuyucusundan alıntı yayınladı: "Ecevit öldü, hepimiz solcu olduk... Barış Akarsu öldü, hepimiz Rock'cı olduk... Hrant Dink öldü, hepimiz Ermeni olduk... Muhsin Yazıcıoğlu, öldü hepimiz ülkücü olduk... Türkan Saylan öldü, hepimiz laik olduk... Allah Bülent Ersoy'a uzun ömür versin..." Allah Halil İbrahim'e de uzun ömür versin. Şimdilik Halil İbrahim'i savunmak moda, kınamak demode. Teşvik etmek, yanında olmak ise çağdaşlık!.