30 Nisan Perşembe günü 20.30'da G.Saray-Med.Sivas kupa maçı oynandı. Gözlemci Doğan Şen'di. 2 Mayıs Cumartesi günü 16.00'da Mersin İY-T.Konya lig maçı oynandı. Gözlemci yine Doğan Şen'di.
Doğan Şen'in ikamet ettiği il Erzurum.
İki maç arasında 40 saat bile yok.
Maçın biri İstanbul'da, diğeri Mersin'de.
G.Saray maçı 22.30'da bitti. Gözlemci stattan 23.00'ten önce ayrılamamıştır. Muhtemelen İstanbul'da kaldı. Cuma günü raporunu yazdı. Ve daha o raporun mürekkebi kurumadan Mersin'e uçmuş olmalı.
Doğan Şen'in bu sezon son yılı. MHK onore etmek istemiş olabilir. Buna saygı duyarız.
Ancak pazar günü ya da başka haftalar çuvala mı girdi?
Biraz daha dikkat ve özen gösterilebilirdi. Veya Doğan Şen, MHK'yı uyarmalıydı!
PFDK bu aralar çok hoşgörülü!
Ekranda bir maç izliyorsunuz, korkunç olaylar var!
PFDK cezaları açıklıyor. Para cezası ile geçiştirilmiş.
3 ihtimal var!
1) Hakem raporunda olaylar yok.
2) Temsilciler raporlarında yazmamış.
3) Raporlarda hepsi var PFDK kıyamamış.
10 Nisan'da bir Buca-Karşıyaka maçı izledik. Şiddetin her türlüsü vardı. Aaa bir de baktık ki; 24 Nisan'da Buca seyircili maç oynuyor.
Araştırdık, temsilciler her şeyi yazmış. PFDK hoşgörülü davranmış. Bu maçı bir tane PFDK üyesi acaba ekrandan izledi mi?
Bu hafta Kayseri-Antalya maçı oynandı.
Biletli seyirci 2 bin, tribünde var 22 bin kişi. Passolig gişeleri arızalı.
Cezalar yine en alt limitten.
Hakem hep içine atsın!
Bir pankart asıldı, başta yayıncı kuruluş ve yılların Maraton programının kimyası bozuldu.
Demek ki, biraz empati yapmak lazım!
Hakemler için yıllardır o mikrofonlarda neler söylenmedi!
"Hakem korktu!.. Hakem dengelemeye çalıştı!.. Eyyam var!.. Atamadı!.. Kafasında başka şeyler var!.. Kafası karışık!.."
Maraton'un, Mustafa Denizli'nin bir şekilde kendilerini savunacakları kalem ya da mikrofonları var.
Ama hakemin böyle bir şansı yok! Hakem hep içine atsın!
Hakem değerli olmalı!
Süper Lig'de her hafta puantajı etkilemeyecek en az 3 tane maç var.
MHK, buna rağmen belli isimleri bu maçlarda kullanmayı tercih ediyor.
Süper Lig kadrosundaki hakemini 3.Lig'e göndermeye devam ediyor.
Halbuki bu puantaj olarak kimseyi etkilemeyecek maçlara, 3.Lig'e gönderdiğiniz hakemleri atayabilirdiniz. Böylece hakemin ekonomik kaybı ve moral bozukluğu giderilebilirdi.
Ya da bir Süper Lig hakemini 3.Lig'e gönderdiğiniz zaman hiç değilse PTT 1.Lig maçı ücreti almalı.
Bir Süper Lig hakemini, 5750 TL alacağı maça göndermiyorsun, 600 TL alacağı maça tayin ettin.
Moral zaten sıfır!
Ekonomik olarak da yüzde 90 kaybı var.
MHK, hakemini bir malzeme ya da sıradan bir işçi gibi görmemeli.
Hakkını korumalı, değerini vermeli.
Kırklareli'ndeki model alınmalı!
İl hakem kurullarının önemini yıllardır yazarım. İyi ve donanımlı il hakem kurullarının olmasının altını hep çizmişimdir.
Bugün Süper Lig'deki hakemler ağaçtan ya da denizden toplanmadı.
İlk çıkış noktaları, il hakem kurullarıdır.
Hakemliğe heves eden bir genç karşısında örnek insanlardan kurulu bir "İl Hakem Kurulu" bulursa bu işe soyunabilir. Aileler teşvik edebilir.
Geçen hafta bir vesile ile yolum Kırklareli'ne düştü.
Kırklareli'nde geçmişte hakem çekişmeleri yoğun yaşanmıştı. Lüleburgaz ile rekabet bu ile çok zarar vermişti.
Kırklareli'nde eski bir klasman hakemi ve şu anda da ulusal gözlemci olan aynı zamanda bu ilin Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Serbes, 2 yıl kadar önce İl Hakem Kurulu Başkanlığı'na getirilmiş.
Çalışkan ve dinamik bir arkadaş.
Kırklareli'ni, Lüleburgaz'ı bütünleştirmiş. Geçmişteki kırgınlıkları unutturmuş.
Hakem Derneği, tarihinde ilk defa tek liste ile seçime girmiş. Ve bir sinerji doğmuş.
Hakemlere bir heyecan gelmiş. Kemal Serbes, hakemlerinin atletik testleriyle dertli.
Bence bu Kırklareli'ndeki model birçok ilde uygulanabilir. Defalarca yazmışımdır ve söylemişimdir. İl hakem kurulları süratle gençleştirilmeli ve yenilenmeli.
Hakemler huzurlu ve sağlıklı ortamlarda bu işe başlamalı. Kaliteli hakeme bu şekilde ulaşırsınız.