Bu provayı tuttum

A -
A +

Fildişi her ne kadar bir Afrika takımı olsa da her bir oyuncusu Avrupa liglerinin gediklisi. Sevilla'sından Chelsea'sine... İzmir seyircisi bizim takımı yalnız bırakmamıştı. Rakip dersen bir marka... Bol yağmur bol rüzgar... Fatih Terim de kimseyi saklamadan, esirgemeden, hemen hemen Caner dışında kafasındaki İspanya maçlarının kadrosunu sahaya sürmüştü. Hatta biraz da abartılı bir kadroydu. Hücumu ve golü fazla düşünen, cesur bir on birdi. Nitekim çabuk da netice verdi. Gökhan erken yazdı... Servet'in sert futbolu, Fildişi'nin yıldız ayaklarını yıldırdı. Özel maçta kazaya uğramaktan çekindiler. Kendilerini korumayı daha çok düşündüler. Hamit-Aurelio'nun göbekte olması, kanatlarda Arda ile Tuncay değişkenliği orta sahayı defansif ve ofansif tarafı güçlü, ideal bir konuma taşıdı. Gününde olan bu dörtlü her zaman iş yapacaktır. Gökhan-Semih forveti de itiraz edilecek bir hücum hattı değil. Bu maç İspanya karşılaşmaları öncesinde Terim'in kafasındaki on biri görmek açısından faydalı olmuştur. Caner ve Gökhan Zan dışında İspanya on biri İzmir'de belli olmuştur. Uzatmaların uzatmasında gelen gol dışında her şey güzeldi. Takımın en formda oyuncusu Volkan Demirel'di. *** İzmir çok perişan halde. Şehir adeta dökülüyor. Hele de Atatürk Stadı... Düşünün ki, 2009 Türkiye'sinde Şeref Tribününde protokol koltuklarına oturan olmadı. Boş kaldı koltuklar. Statta yağmuru en bol ve güzel alan yer Şeref Tribünü idi. Utanılacak bir tablo. En çok da İzmirli Federasyon Başkanı Mahmut Özgener, ev sahibi sıfatıyla mahcup olmuş olmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.