Bu su yukarı akmaz!

12 Nisan'da Yargıtay MHK seçimlerinin iptali hakkındaki mahkeme kararını tasdik etti. 17 gün oldu. Artık bu işin dönüşü yok. İnadı bırakın lütfen! Hukukçuları biz fazla gözümüzde büyütmüşüz. Bıçakçı, Mosturoğlu, bu işi bu noktaya sizler getirdiniz. Ama hâlâ zaman kazanmak ya da çözmemek için çaba sarf ediyorsunuz. CHP'li vekiller diyorlar ki, "MHK Kanunu değişemez. Yargıtay bu seçimi iptal etmiş. Hemen bir genel kurulla MHK seçimleri yenilensin. Hukuka aykırı bir MHK var ortada. O zaman mahkemelerin her kararı kanunla değişir. Şimdi bu durumda biz Anayasa Mahkemesi'ne gideriz. Zaten Cumhurbaşkanı böyle bir kanunu asla imzalamaz. Biz gitmesek bile Kemal Ulusu ya da bir başkası Anayasa Mahkemesi'ne gider." Devre arasında MHK seçimi için bir genel kurul yapmadınız. Çözüme yanaşmıyorsunuz. Çözümsüzlüğü çözüm zannediyorsunuz. Ligler biter bitmez kulüpler ve hakemler soluğu mahkemelerde, Tahkim'de alacak. Yapmayın, etmeyin. Dikkate almazsınız ama size hakem tarafı ile ilgili küçük bir formül: "Klasmanları dondurun." Tahkim Kurulu bu dosyaların arasında boğulacak. (Süper Lig'i kenara koyun. 10 haftadır maç alamayan hakemler var. Üst üste maç verilenler var. Ciddi şekilde bir ayar söz konusu. Bunları ilerleyen haftalarda tek tek açıklayacağız.) Ama çok iyi biliyorum, siz yine kaosu tercih edeceksiniz. Gönül adamı değil günün adamı olmak Ahmet Çakar MHK Başkanı olması halinde yapacağı bir şeyin altını ısrarla çizdi; "Benim tayin edeceğim hakemleri, federasyon başkanı gazetelerden öğrenir." Öyle zannediyorum ki, hakemlerin büyük ekseriyeti Çakar'ın bu sözlerini ayakta alkışladı. Hakemler, TFF nezdinde hakemin hakkını - hukukunu arayan MHK istiyor. Emir eri, emir kulu tipinde MHK'lar istemiyor. Ahmet Çakar'ı böyle bir beyana Bülent Yavuz ve Sabri Çelik'in tutumları itmiştir. Geçen dönem Sabri Çelik, 12 merdiven iniyordu, hakem listesini Ulusoy'a sunuyordu. Daha sonra Bülent Yavuz okey telefonunu bekliyordu. Sabri Çelik'in Hakem Atama Komisyonu Başkanı olduğu dönemde 12 merdiven inip, sayın Ulusoy'a "Bunlar yaramaz, bunlardan hakem olmaz" dediği kişiler kimler acaba? Sabri Çelik pazartesi günleri yaptığı basın toplantısında ayrıntılı olarak maç vermedikleri hakemler için gerekçeleri tek tek açıklıyor. (Gerekçeler ve alınan notları artık kimseyi tatmin etmiyor.) Çeşitli sebeplerden dolayı beğenmediği, ancak bu sene "toz kondurmadığı" bu değerli hakemlerini açıklar mı? Bunu açıklamak bize kalmasa bari. H.Ulusoy ve S.Çelik arasında su sızmıyordu. Gönül ve bilgi paylaşımı vardı. Arada 12 merdiven dışında hiçbir şey yoktu. Şimdi de Bıçakçı ile gönül ve bilgi paylaşımı devam ediyor. Profesyonellik dedikleri bu olsa gerek. İlker Yasin, programında federasyonun çok üst yöneticilerinden bir kaçının bazı hakemlere maç verilmemesini istediğini söyledi. Hatta isim de verdi: Cem Deda ve Kuddusi Müftüoğlu. TFF'nin başındaki iki önemli ismin, ikisi de hukuk adamı. Kurallar işlemeli. Kanaatler ya da önyargılar değil. Müftüoğlu bir kural hatası yapmıştır. 5.8'in karşılığı 6 hafta ceza ise dinlenir ve maçını alır. Cem Deda 6.9 almıştır, kural ne diyorsa o işlemeli. 6 hafta ceza ise 6 hafta. Ekranlarda her hafta bu insanların parçalanmasına bizzat TFF zemin ve ortam hazırlamamalı. Eğer gerçekten bir "şaibe" varsa, gereğini yapın. İnsanları böyle töhmet altında bırakmayın. Özgür bir MHK'dan ben ümidimi kestim. Sayın Bıçakçı, bu hakemleri dinlemeden; A.Güvener ve Gözlemciler Kurulu'ndan bir iki isimle dünyadan izole bir şekilde Levent'teki Ihlamurlu Sokak'tan bu işi çözemezsiniz. Bazı televizyoncuların kulaklarına siz ya da kurmaylarınız bu fısıldamaları bıraksın lütfen. Kısa kısa - MHK ile Gözlemciler Kurulu arasında bir koordinasyon yok. Klasmanlar için ortak bir takvim belirlenebilirdi. Günler çakışabilir. "Eşgüdüm toplantılarını" büyük mesele eden TFF, böyle bir "eşgüdümü" sağlayamıyor. -TFFHGD Genel Merkez Yönetim Kurulu hafta başında İstanbul'daki Amatörevi'nde toplandı. Genel başkan Mustafa Çulcu, bu imkanı sağlayan Orhan Saka ve Yemen Ekşioğlu'na teşekkürlerini iletti. - TFFHGD Malatya Şubesi'nin geleneksel hale getirdiği aile fotoğrafını İHA geçti. Bütün Malatyalı futbol hakemleri ve gözlemcilerini bir araya getiren aile fotoğrafı Hürriyet Parkı'ndaki amfi-tiyatroda çekilmiş. Tek tip takım elbiseleriyle aile fotoğrafı birlik ve beraberliği ifade ediyor. Dursun Cumali Sucu'nun şahsında bütün Malatyalı hakemleri kutlarız. - Acar Baltaş, Süper Lig'deki orta hakemlere, baskı ve strese karşı koymak için seanslar uyguluyor. MHK Başkanı, yardımcıların hata yaptıklarını ifade etti. Demek ki, Baltaş'ın bu programına yardımcıların da ihtiyacı var. "Sahada HAKİM, dışarıda MAHKÛM" başlıklı yazı dizimiz devam ediyor. Hakem camiası başta olmak üzere her kesimden destek mesajları alıyoruz. Maç günleri, sayfalarımızın yoğunluğu sebebiyle ara veriyoruz. Belli bir sıralama yapmadık, yapamadık. Elimizde ilk hazır olan hakemin tanıtımını veriyoruz." - Mustafa Çulcu'ya haftanın en düşük notunu veren Ünsal Çimen ödüllendirilirken, Metin Tokat'a da İbrahim Aksoy nezaketi gösterilmiş. - TFF, MHK kanunu çıksa, köşkten onaylansa bile mevcut MHK'yı atayacak. Haziranda yeni MHK'yı belirleyecek. Bir kopukluk istenmiyor. Sabri Çelik hiç değilse yeni MHK'da bir genel sekreterlik istiyormuş. 312 pet şişe 400 koltuk Mersin İdman Yurdu Başkanı Hasan Ahi, PFDK'nın, bir maç seyircisiz oynama cezası vermesinin haksızlık olduğunu söylüyor ve ilave ediyor "Temsilcinin 312 pet şişeyi nasıl saydığını merak ediyorum. Acaba temsilci maç oynanırken mi, yoksa bittikten sonra mı sahaya inip şişeleri saydı?" Her neyse... Esas düşündürücü olan bir başka konu var. D.Bakır - Trabzon maçındaki olaylar için saha kapatma cezası verilmedi. Kapanması için ne olmalı? Diyarbakır İl Müdürlüğü, tribünlerdeki kırılan 400 koltuğun yerine yenilerinin takıldığını açıkladı. Diyarbakırspor'a ceza verilmezken, F.Bahçe ile oynayacağı maç mı düşünüldü? Hakemin, temsilciler Fahrettin Selçuk ve Necdet Hügül'ün raporları son derece detaylı ve yeterli. Demek ki, 312 pet şişe, 400 koltuktan daha ağır bir cezayı gerektiriyor. Sahanın kapanması için koltuk ve pet şişe sayılarını merak ediyoruz. Alt ve üst limitler kaç acaba?