Bülent Yıldırım tam isabet

Türkiye'de her derbi bir hakemi ciddi derecede hırpalar. Yeri gelir maçı çok iyi yönetmeniz, UEFA normlarında bir başarı göstermeniz de yetmez bu! Bülent Yıldırım'ın kim ve nasıl bir hakem olduğunu kamuoyu bu sütunlardan öğrenmişti. Onun ODTÜ mezunu olduğunu, iyi lisan bildiğini, üst düzey bir bürokrat olduğunu MHK'lar ve hatta federasyonlar bizden öğrendi. Ya da bilenler kamuoyunun bilmesini istemiyordu. Bülent Yıldırım'ın annesi haftalarca komada kaldı. Vefat sonrası 20 Temmuz 2007'de Kayseri'de defnetti. Yeni FIFA olmuştu. Avrupa'dan gelen maçı iade etmedi. Aynı gün yola çıktı. 22 Temmuz 2007'de Sırbistan'da ön eleme maçı yönetti. Ve iyi bir not getirdi. 19 Temmuz 2008'de annesinin ölüm yıldönümünü için memleketine giderken ciddi bir trafik kazası geçirdi. Birkaç takla attı. Hafif yaralı olarak kurtuldu. Çok kısa sürede iyileşti. Sezona hazır girdi. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda Teftiş Kurulu Başkanvekilliği, ticaret ateşeliği gibi bir çok önemli görevileri hakemlik yüzünden elinin tersiyle itti. Yani mesleki anlamda genel müdürlük ayarındaki bir çok mevki ve makamı kabul etmedi. Şu anda ise Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda İç Denetim Başkanı olarak üst düzey bir bürokrat. Seneler önce Süper Lig'de düşme tehlikesi yaşadı. Hak ettiğinden geç FIFA oldu. Çetin bir mücadele verdi. Sabır gösterdi, pes etmedi. Nihayet 3 büyükler arasındaki bir derbiyi yönetme şansını ilk defa bulabildi. Derbi için eksiği yok fazlası var. Son Trabzon-Bursa maçında hazır gözüktü. Allah hakem şansı versin. İstenmeyen makbuldür Bu konuyu 2 yıl önce de yazmıştım. İstenmeyen hakem değerlidir diye. 2006 Dünya Kupası öncesi İtalya'da hakemler üzerinde polis - savcı büyük bir operasyon başlatmıştı. 6-7 üst düzey hakemin kafası uçmuştu. 7'inci sırada bulunan Roberto Rosetti de önü açılınca, kendini 2006 Dünya Kupası'nda bulmuştu. İtalya'daki soruşturmanın özü şuydu. Bazı kulüplerin ve başkanların istediği hakemler vardı. Polis "istenen hakemler" üzerinden iz sürdü ve neticeye ulaştı. İstenen hakem çok tehlikeli. İtalya'da da bizde de istenmeyen hakemden zarar gelmez! Eylül Ayı! Sağolsun bir hakem arkadaş hatırlattı eylül ayında olduğumuzu. Hatta bir iki haftadır yazılarımı FIFA listesini düşünerek kaleme aldığımı ima etti. Hiç aklıma gelmemişti. Sağolsun o getirdi. Eylül ayı demek, FIFA listesinin şekillendiği ay demektir. FIFA listesi MHK'ların en önemli imtihanıdır. Şu günlerde Oğuz Sarvan ve Mahmut Özgener son rötuşları yapıyor olsa gerek! Suya sabuna dokunmayı pek sevmeyen MHK, listeye hiç dokunmamayı düşünebilir. Selçuk Dereli ve Cüneyt Çakır Avrupa'da iyi gidiyor. Hüseyin Göçek'e mentör verildi. Halis Özkahya ve Yunus Yıldırım henüz 1 yıllık FIFA'lar. Bülent Yıldırım ve Fırat Aydınus'un FIFA listesinden çıkarılmaları haksızlık olur. Her şeye rağmen listeden bir hakemin çıkarılma ihtimali yüksek. Böyle hissediyorum. İzmir'in FIFA hakemi yok. Süper Lig'de takımı yok. İzmirli bir TFF Başkanı bir de MHK Başkanı var. Bu sezon FIFA listesinden kimin çıkarılacağına girmek istemiyorum. Ama listeye dahil edilecek isim tartışmasız Tolga Özkalfa'dır. Diş doktorudur. Lisan biliyor. Yaşı fiziği müsaittir. Sempatiktir. Ancaaak; maçları yönetirken tedirgin. Kokartın stresine girmiş olmalı. FIFA'ya aday hakem çok tehlikelidir. Kendisine ve MHK'ya zarar verebilir. Nitekim, F.Bahçe-Manisa maçındaki Tolga, normal Tolga değildi. Biz bu filmi geçmiş sezonlarda da çok seyretmiştik. Notların açılımı Hakemler, hep gözlemcilerin notları yani raporları göndermediğinden şikâyetçi idi. MHK bunu çözmek için "futbol yönetim sisteminden" otomatik olarak gözlemci raporlarını hakeme göndermeye başladı. Ama raporlarını zamanında alan hakemlerin sevinci yarım kaldı. Çünkü notlar silinmişti. Gerekçe ilginç. Hakemler raporları okumuyor. Not öğrenildikten sonra gerisiyle ilgilenen yok. Hakemin notunu bilmemesi önemli bir sıkıntıyı beraberinde getirdi. Çünkü geçmişte raporun içeriğiyle not arasında uçurumları herkes biliyordu. Üstelik MHK'nın bölge sorumluları "notlar bilinmiyor" diyerek keyfi davranırsa ne olacak? Öğrenci sınav oluyor. Ama öğretmen notları açıklamıyor. Ne kadar mantıklı? Değerlendirilen değerlendirenin değerlendirmesinden bihaber. Hakemler MHK'ya "vur" dedi, onlar öldürdü. Genç bir hakemle bu konuyu konuştum. Çocuk güzel bir çözüm teklif etti: "Abi, notumuz rapordan bir hafta sonra bize bildirilsin. Böylece raporu da okumamız sağlanır. Madem raporların okunması arzu ediliyor." MHK, hakemi şu konuda rahatlatmalı: "Nerden bileceğiz iyi not alanın maça gittiğini, ya da düşük not alanın kollanıp üst üste maç verilmediğini?" Hakem dik durmaz! Kayserispor, hakem Halis Özkahya için sert bir açıklama yaptı. Hukuk Kurulu ve Disiplin Kurulu'nun kılı kıpırdamadı. F.Bahçeli Emre'ye verilen ceza 3 maç cezayı medya yeterli veya fazla buldu. Talimatlar hiçe sayıldı. Elin hakemi "itiraz etmeye" değil, "İtiraz etmeye giden" Emre'ye nasıl kartı bastı? Bosna'da gördük. Türkiye'deki bazı hakemler de gördü! "Hakemlik hayatı" yani boğazındaki ip TFF'nın ya da MHK'nın elindeki bir hakem dik duracak. Yok ya!...