Doğan Babacan

A -
A +

Bugün biraz hakem DOĞAN BABACAN nostaljisi yapacağız. Pek çoğunuz yandaki resimdeki insanı tanıyamadınız. Belki aşağıdaki resim size biraz daha tanıdık geldi. Bu resimdeki isim Türk futbol hakemliğinin efsane ismi Doğan Babacan'a ait. Sizlere onu tanıtma ihtiyacı hissettim. Çünkü hakemlerin içlerinden çıkan değerlere sahip çıkmadıkları gibi ciddi bir eleştirim var. Türk futbol hakemlik tarihinin en önemli ve şöhretli isimlerinden birisi olan Sayın Doğan Babacan'ı siz okuyucularıma ve bu köşeyi takip ettiklerini bildiğim genç hakem arkadaşlarıma tanıtmak bana düştü. Kimdir Doğan Babacan? İstanbul'da 1930 yılında dünyaya gelen Doğan Babacan, 1946'da Beşiktaş Genç Takımı'nda futbola başladı. Karşıyaka, Kasımpaşa, Emniyet, İstanbul Hacettepe ve Beyoğluspor'da oynadı. 1954'de futbolu bıraktı ve hakemliğe başladı. 1969'da FIFA kokartı taktı. Avrupa kupalarında maçlar yönetti. 1974 Dünya Kupası'nda F.Almanya-Şili maçını yönetti. Kupanın şampiyonu Almanya, ilk maçını Şili ile oynuyor. Finallerin en çok seyirci toplayan maçını biz yönetiyoruz. Maçlarda kart sistemine yeni geçilmiş. O maçta, Dünya Kupası tarihinin ilk kartı çıktı. Doğan Babacan, bir faul sonrasında ortalığı yatıştırıp Şilili oyuncuyu yanına çağırdı ve hiç gözünün yaşına bakmadan kırmızı kartı burnuna dayadı. Ertesi gün, Şili ve İspanya gazeteleri Doğan Babacan'a veryansın etmişlerdi. *** Allah selamet versin, Doğan Babacan astığı astık, çaldığı düdük bir futbol hakemiydi. Neredeyse her maçta bir iki futbolcuyu oyundan atardı. 1974 Dünya Kupası finallerinden önce de Doğan Babacan, FIFA'nın gözde hakemlerinden biriydi. Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finalinde, İngiltere'den Celtic ve İspanya'dan Atletico Madrid takımları oynamışlardı. O maçı yöneten Doğan Babacan, gösterdiği 7 sarı kartla rahatlamamış, İspanyol takımından üç futbolcuya kırmızı kart göstermişti. 1975'te Dinamo Kiev ile Bayern Münih takımları arasında oynanan Süper Kupa maçını yönetti. 1978'de F.Bahçe-Trabzon Cumhurbaşkanlığı Kupası maçıyla hakemliğe veda etti. MHK Başkanlığı yaptı. *** Şu kısacık özgeçmişten de açıkça anlaşılacağı gibi Sayın Doğan Babacan dünya arenasında en başarılı olan Türk hakemi. Peki sizler onu ne kadar tanıyorsunuz? Böyle bir değer yaşarken kaç tane genç hakem onun ağzından Dünya Kupası'nda yönettiği maçtaki anılarını dinledi? Dünya Kupası'nda müsabaka yönetme şerefine nail olmuş tek Türk hakemden bahsediyoruz. Milli takımımızın da bu en büyük organizasyona sadece iki kere katılmış olduğunu hatırlayacak olursak, onun sadece hakemlik için değil, Türk futbolu için de ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlarız. 1974'te TRT vasıtasıyla Dünya Kupası'nı seyretme şansı bulanlar, eminim o gün Doğan Babacan'ı seyrederken ne kadar gururlandıklarını bir kez daha hatırlamışlardır. İnsanların değerlerini yaşarken bilelim. Gereken saygıyı gösterelim. Bizlere tecrübelerini aktarmalarına imkan sağlayalım. MHK, Doğan Babacan gibi bir değerden acaba bugüne kadar gerektiği gibi faydalanabildi mi? Bunu sadece mevcut kurulu için değil, şimdiye kadar göreve gelen tüm kurullar için söylüyorum. Süper Lig'de maç yöneten hakemlerin bazıları o zamanlar doğmamıştı. Varın hesabı siz yapın... *** Aslında sadece Doğan Babacan da değil. Maalesef hakemlikte hiç de tasvip etmediğim bir kültür var. Eğer siz yetkili makamdaysanız makbul adamsınız, eğer o mevkileri işgâl etmiyorsanız bir anda unutulup gidiyorsunuz. Bu görevde olanların bir taktiği midir bilemiyorum. Kimsenin günahını almak istemem. Bir dönem unutulan, öbür dönem aktif göreve gelince tekrar baş tacı ediliyor. En büyük eleştirim, hakemlerin, hakemlikle ilgili önemli konularda kendi ikballerini düşünerek tek ses tek vücut olamamaları. Bunun örneklerini geçen hafta çokça yaşadık. Türk hakemliğini elbirliğiyle ileri götürmek için bir bütün olamıyorlar. Herkes çok ince hesaplar peşinde. Gerçekten daha iyi bir hakem neslinin yetişmesi acaba kimin ne kadar umurunda. Madalyonun bir de öbür yüzü var. Başta Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar gibi isimler, hep hakemliği satmakla suçlandılar. Sizce bu işin biraz kolayına kaçmak değil mi? Hakem camiası kendi içinden çıkan değerleri niye camiayı ileriye taşımak için kullanamıyor. Bu isimlerin geçmiş performansları bir anda silinip atılabilir mi? Bülent Yavuz, Oğuz Sarvan, Serdar Çakır, Metin Tokat, Sabri Çelik ve burada sayamadığım pek çok isim kolay mı yetişiyor? Niye bu isimler UEFA'nın hakem gelişimi projelerinde olduğu gibi Türk hakemliğini ileri taşımak için kullanılmıyor? Bu gelişimi istemeyen birileri mi var? Acaba bu insanlara basında, ya da özel yaşantılarında sahip olabilecekleri imkanların en azından doyurucu bir miktarı sağlansa ve bu insanlar hakemliğin gelişimi için aktif olarak işin içinde olsalar, hakemlik çok daha ileri gitmez mi? 9 kişiden oluşan ve her iki yılda bir değişen MHK'lar hakemliği nereye taşıyabilir ki? Bir değil, 9 tane Mustafa Çulcu olsa ve 7 gün 24 saat çalışsa hakemliği nereye taşıyabilir? Hakemlik elbirliğiyle tüm emek verenlerin ellerinde yükselmelidir. Bence artık hakem camiası kendi özeleştirisini yapmalı. Pek çok değerli ismin ayırım gözetmeksizin katılacağı "Arama Konferansı" tertiplenmeli, başarıya gidecek yol haritası belirlenmeli. Bu yönde Federasyon'dan maddi ve manevi bazı imkânlar istenmeli. Eminim Federasyonumuz bu imkânları seve seve sağlayacaktır. Dışarıda olan değerler camianın dinamik güçleri haline getirilmeli. *** Bence Türk hakemliği, Sayın Doğan Babacan'a Dünya Kupası'nda görev yapan bir Türk hakemi seyrettirmeyi borçlu. En azından kendisinin bir Türk hakemi olarak tüm Türk halkına yaşattığı gururun hatırası için... Kısa kısa > Türk hakemliğinin sembol isimlerinden Oğuz Sarvan Hoca, salı günü İzmir'de fıtık ameliyatı oldu. Hakemliği döneminden kalma fıtıktan kurtulan Oğuz Hoca'ya geçmiş olsun diyoruz. > G.Antep'te SSK Spor-Efe Gençlik maçında A Klasman hakemi Erbay Aldemir'e saldırı olmuş. Maç 79. dakikada tatil ediliyor. Böyle giderse, G.Antep'te dayak yemeyen hakem kalmayacak. Mesaj kutusu Bu kadar ayrım olur. Nasıl mı? 1, 2 ve 4'üncü bölgeler 17-18 maç yapar. Ya diğerleri 3 - 5 maç yapar. Hakemlik sahada yapılmazmış. Önemli olan sosyal olmakmış. Nasıl mı? Milletvekilini araya sokarak, falanca emniyet müdürünü araya sokarak, valilerden telefonla destek bularak. Kulüplerden isim istenerek maça çıkan hakemlerin durumu ortada.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.