Hüseyin Akarçeşme KiMDiR?
1955 yılında Giresun'un Çamoluk ilçesinde doğmuş Hüseyin Akarçeşme... 5 yaşında İstanbul'a göç etmiş ailesi ve 1960 yılından bu yana Okmeydanı Talatpaşa'da oturuyor. Ekmek aslanın ağzında denilen İstanbul'da her ne kadar farklı alanlara girip çıksak da odun ve kömürü ana işi gördü. Klasik mahale mahrukatçısı olarak kalmadı. Kömürü paketleyip torbaladı. Ürünün tertip ve düzene girmesinde üstüne düşeni yaptı...
KÖMÜRÜN ÖMRÜ UZUN
Dünyada 50 - 60 yıl yetecek kadar petrol, 25 yıllık doğalgaz olduğunu söyleyen Hüseyin Akarçeşme, "Kömürün ömrü ise en az 350-400 yıl" dedi
TEMİZ VE VERİMLİ
"Gebze ve Denizli Tavas'ta kurduğumuz kömür kurutma ve yakma ünitesi çalışmaya başladı... Artık temiz ve verimli enerji almaya başlayacağız"
1955 Giresun Çamoluk doğumluyum.
5 yaşında İstanbul'a göç ettik. 1960'dan beri Okmeydanı Talatpaşalıyız.
Babam daha önce gelmiş, 1946'da... Bizim köylüler Kasımpaşa'da odun depolarında çalışırlarmış, o da katılmış aralarına. İşçilik işte, kır, yar, kaldır, doldur, boşalt. Derken bir kamyona muavin olmuş, sonra ehliyet almış. O zamanlar şoförlük önemli bir şeymiş, selâm dururlarmış adama. Bir ara İETT'de çalıştı, otobüs treleybüs ne olursa. Ayrıca bir kamyoneti vardı yük ve eşya taşırdı eşe dosta. Sonra odun, kömür alıp satmaya başladı. Ev bahçesi, depo derken iş büyüdü. Bizler de işin içine girdik, bir dönem kömür ocağı, bir dönem kum ocağı işlettik. 1973-74 yıllarında hurdacılık yaptık. Topladığımız metalleri Mehmet Üretmen'in Topçulardaki haddanesine taşırdık. Bunlar eritilir, çubuk demir, dikenli tel, çivi yapılırdı. Her ne kadar farklı alanlara girip çıksak da odun ve kömür ana işimiz oldu daima... Klasik mahale mahrukatçısı olarak kalmadık, kömürü paketleyip torbalamaya başladık. Ürünün tertip ve düzene girmesinde üstümüze düşeni yaptık.
KARA KÖMÜRE BEYAZ TESİS
Bu saatten sonra kimsenin sobada kömür yakmasını beklemiyoruz, o iş çoktan bitti kabul ediyoruz. Ancak merkezi sistemler kömür kullanmaya devam ediyor. Ufak ölçekli fabrikalarda mesela tekstil yıkama sistemlerinde kömür hayli istifadeli oluyor. Kaldı ki müteşebbis kömürü vadeli de alabiliyor. Doğal gaz ödemezsin kesilir ama kömürcü veresiye de verir sana. Aynen mahalle bakkalı gibi sosyal hayatın sigortasıdır. Kömürde, kül oranı, kükürt oranı, nem oranı ve kaolistik değer çok önemli. Bunlar parametrelere uygunsa tamam, yoksa cezası var. Devlet ciddi bir şekilde takip ediyor. Ama sen elini taşın altına koyup teknoloji kullanırsan kömürden para kazanabilirsin pekala.
Allah bize petrol vermemiş ama kömür vermiş, İthal kömürleri daha sağlıklı ve kalori değeri yüksek diye getirdik artık buna da gerek kalmayacak.
Kömürle ilgili olağanüstü projeler hazırlıyoruz. 20 yıldır üzerinde çalıştığımız sistemin içinde Enerji Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı, İTÜ, Sabancı Üniversitesi ve TKİ var.
Gebze ve Denizli Tavas'ta kurduğumuz kömür kurutma ve yakma ünitesi çalışmaya başladı... Bu tesis dünyaya örnek olacak. En kalitesiz kömür bile bu sistemle tertemiz enerji veriyor. Sıfır emisyon. Sanki buhar.
Önce kömürün kendisini, bilahare içinden çıkan zararlı gazları yakıyoruz, hem kalori iki misli artıyor, hem de zararı bertaraf oluyor. Bunun meyvelerini pek yakında alacağız. Üreticilerimiz ucuz enerji kullanacak ve ihracat rakamları misli misli artacak.
Kömür şu an hak etiği yerde durmuyor. Gelecekte kömür elmas olacak. Buna inanmakla kalmıyor, iddia ediyorum.
ENERJİLER SERPİŞTİRİLMELİ
Bence bütün enerjiler adaletli bir şekilde serpiştirilmeli, tek birine bağlı kalınmamalı. Kömürdür, güneş enerjisidir, rüzgar enerjisidir, petroldür, doğal gazdır, jeotermal, hidroelektrik, nereye hangisi uygunsa ...
Yerküremizde 50 - 60 yıl yetecek kadar petrol var doğalgazın ömrü 25 yılı bile bulmaz.
Ama kömür rezervleri 400 yıl yeter de artar.
Bizde de kömür çok. Bu bir şans. İTO olarak üstümüze düşeni yapıyor, kömür üzerine kafa yoruyoruz.
Kömür ne kadar eski ise o kadar kalitelidir. Elmas kömürün en gelişmiş hali. Sonra antrasit gelir, sonra taş kömürü ve linyit. Kemerburgaz'dan gelen ağaç kömürleri genç madenlerndi nemli, enerjisi az, kükürdü fazla ...
Zonguldak ve Karabük'te taş kömürü tozundan kok kömürü yapılırdı. Bir de Kağıthane'deki hava gazı fabrikasında.
Hatırlarsınız Beyoğlu Fatih gibi eski semtlere Havagazı verilirdi o zamanlar...
Fuel oil birden yayıldı ama Ecevit'in döviz bulamadığı yıllarda (80'lerde) millet tekrar kömüre döndü. Kömür vazgeçilmez bir enerjidir. Aslında buzulların erimesi periyodik bir hadise... Çevreciler boşuna kömürü karalamasınlar.
SOBADAN MANGALA
Tamam kabul ediyorum, kömürün gelişi, dökülüşü, çok ilkel, taşıması zor, külü ayrı dert.
Trafik de arttı, damperli kamyon gelip sokaklarımıza yük boşaltamaz.
Ama şimdi teknik yükseldi, eskiden on tonla alacağın enerjiyi üç ton alabilirsin pekala.
Çocukluğumuzda Mayıs dendi mi kömürlükler doldurulurdu. Ucuzken alacaktınız varken ve kaliteli iken. Bir an evvel.
Kışın parça parça kömür alanlara hesap bilmez denirdi. Kömürünü yazdan tedarik edenler ise iş bilen, dengeli, mesuliyet sahibi insanlar...
Buna kız verilir, alınır, satılır, yola çıkılır...
Küba ve Endonezya'dan mangal kömürü ithal ediyoruz. Endonezya'dan gelenler delikli boru şeklinde, odun talaşı ile presleniyor.
Küba'da ise "marobu" ağacından (sert mukavim bir ağaç) odun kömürü yapılıyor.
Biliyorsunuz mangal kömürü için odunları piramit şeklinde çatılır, üstü toprakla kapatılır, içten içe yakılır. Belki 15 gün sürer ama fabrikasyon bunun yerini tutamaz..
GECEKONDU SEMTİYDİ
Okmeydanı adı üzerine ok meydanıydı, eski şampiyonların menzil taşları vardı, imara kapalıydı. Askerler talime gelirlerdi, kendine has bitkilerle kaplıydı, bir nevi çalılıktı.
Aşağıda Levazım Okulu, köprüde cam fabrikası, bir benzinci, bir tüp dolum tesisi, yazlık sinema ve bir de Darülacaze vardı.
Yakup ve İsmet bakkallar semtin eskisiydi, manifatura bile satarlardı.
1957 yılında (DP dönemi) göçmen evleri yapıldı. Derken Havagazı fabrikası, İETT garajı arasında gecekondular görünmeye başladı. Hemşeriler gruplar halinde gelip hazine arazisini işgal eder, birbirlerine destek olurlardı. Gecekondu o gece bitmeliydi, biriketleri üst üste dizerlerdi, araya harç koyacak kadar bile vakitleri olmazdı. Derme çatma duvarlar, uyduruk bir çatı. Hemen badana yaparlardı ki eski görünsün, anlaşılmasın.
Devlet bir kere yıkar iki kere yıkar, sonunda bıkar bırakırlardı.
Böyle böyle mal edindiler. Bir kuşak sonra büyük çapta daire sahibi oldular.
Çevre yolu geçince (70- 71) mantar gibi apartman patladı.
Elektrik yok, yol yok, sahraya molozları dökerlerdi ki vasıtalar batmaya. Sonra Arnavut kaldırımı yapıldı yıllarca kullandık. Şimdi asfaltlar sökülüyor parke oluyor...
10 PARMAĞINDA 10 MARİFET
> İTO meclis üyesiyim, İTO kömür ve katı yakıt meslek komitesindeyim.
> Atasporumuz Cirit'i marka yapmaya çalışıyoruz. Dünyada bünyesinde bağışlama unsurunu bulunduran tek spor o zira.
> BJK Gönül Birliği Platformundayım.
> İTO olarak tarihi çeşmelerin resterasyonu ile ilgileniyoruz. Biz müessese olarak 1994 yılında Eyüp Akarçeşme'yi restore etmiştik. Recep Tayyib beyle babam birlikte açılışını yapmışlardı. Akarçeşme soyadından aldığımız hızla çeşmelere ilgimiz devam ediyor
> Gezginler kulübü ile yakın bir temas içindeyim. 93 ülke gezdim. Ne kadar millet ve kültür görürsen, insana saygın artıyor. Adisababa'da 100 bin kişiyle sabah namazı kılmak, Berlin'de duvar dibinde çay içmek, ünlü kentlerin arka sokaklarda dolanmak insanın ufkunu açıyor.
> Who is who, kim kimdir gibi bir çalışmam var.
> 69'dan beri pul biriktiriyorum,
> Klasik otomobil tutkum dorukta. Küba'da bunların resimlerini çekip bir sunum yaptım. 46 model bir Chevrolet kamyonumuz var onu da toplatacağım.
> İTO eğitim ve sosyal hizmetler vakfı yöneticisiyim. İTO olarak şehitlerin adına okullar yaptırıyoruz. Çamoluk'ta bir meslek yüksek okulu açmayı arzuladık. Hayli mesafe aldık bu yolda.
> İTO'ya bir de kitap kazandırmak istiyorum. Ticaret hayatı içindeki hatıraları, şiirleri, manileri, atışmaları topluyorum... Mesela "Veresiye veremem, arkasında gezemem, ararsam bulamam, bulursam alamam" gibi vecizeler yaşamalı. "Kahve Yemen'den geliyor yolu ırak, beş para yetmiyor on para bırak. / Biliyorum Yemen'in yolu sapa, beş para yetmiyorsa kahveyi kapa" gibi anekdotlar da unutulmamalı.
MANGAL KÖMÜRÜ DEYİP GEÇME
Küba'dan gelen mangal kömürleri çok dayanıklı. Endonezya'dan gelenler ise çok kolay tutuşuyor.