Hakem kendisi hariç herkesi kurtarıyor!

Şunu herkes bilse ve inansa mesele kalmaz;                "Hata yaptığı zaman en çok üzülen hakemin kendisidir. İkinci sırada MHK sonra da TFF gelir."
İdareciden, antrenörden, futbolcudan çok hakem gece uyuyamaz.
Hata yapıp da mutlu olan hakem veya hakem idarecisi olmaz.
Kim şampiyon olmuş, kim düşmüş; inanın hiçbirinin umurunda değildir.
Sıhhatli bir 10 hafta için sakin olmakta fayda var.
Bu ülkede maalesef hakem hatasından inanılmaz derecede "mutlu olan ve haz duyan bir kesim" var!
Belki sayıları çoz az ama "hakemler kötü" algısını yerleştirdiler.
Bu işin peşine takılmış giden bir de futbol dünyası var. 
Bakın bu iş kimlere yarıyor?
1) Sahada koşmayan, mücadeleden kaçan, takımını yalnız bırakan, aldığı paranın hakkını vermeyen, meslektaşını satan futbolcu paçayı kurtarıyor.
2) Hayatları boyunca hakem eleştirmekten başka sermayesi olmayan insanların bütün cazibeleri hakem hatalarından kaynaklanıyor.
3) Kulüpleri batıran, para için kapı kapı dolaşan başkan ve yöneticiler hakem hataları sayesinde "mağdur ve mazlum" sayılıyorlar.
4) Ligde en az 3-5 antrenör kulüplerinin başında hâlâ kalabiliyorlarsa; "Hata bende değil hakemlerde" yaklaşımı sayesinde.

Kimin umurunda?
Jaap Uilenberg, Roberto Rosetti ve Jorn West Larsen son 3 haftada Anadolu'nun farklı statlarında 9 hakemi yerinde canlı olarak izledi.
Uilenberg Malatya'da.
Larsen Mersin'de ve G.Antep'te.
Rosetti Rize'de ve Konya'da hakem seyretti.
Maçlardan sonra hakemlerle analizler yapıldı. Hakem İşleri Müdürü Burçin Keskin bu isimlere bizzat refakat etti.
Bu hakemlerimiz için çok ama çok büyük bir fırsat. Başka ülkelerde UEFA'nın bu en değerli ve en tepe eğitimcilerinden kaç tane hakem eğitim alma şansı bulabilir?
TFF ve MHK bu konuda üzerine düşeni yapıyor.
Ama bunları kimsenin gözü görmüyor.
TT Arena'da çalınan bir penaltı, bütün bu emekleri yerle bir ediyor.

Böyle işler sizi gerer! (*)
Malum bir BAL (Bölgesel Amatör Lig) ligimiz var.
11 gruptan oluşuyor.
Ne oluyor, ne bitiyor diye kimse ilgilenmez, bakmaz.
Hâlbuki senin hakemlerin, futbolcuların buralardan yetişmeli.
TFF sitesini gezerken dikkatimi çekti. 2.Grup'ta önceki hafta bir Çayeli-Kars maçı vardı. 
Hakemlerin 3'ü Hakkari'den, 1'i Van'dan.
Ben buradan İstinye'de TFF'nin o lüks koltuklarında oturan bütün beyefendilere soruyorum.
Bu 4 hakem Hakkari'den Trabzon'a, oradan Çayeli'ne nasıl gitmişlerdir?
1020 km gidiş, 1020 km dönüş.
Bir otomobil en az 1000 liralık yakıt harcar. Aracın yıpranması hariç.
Otobüsle gittilerse kim bilir kaç saat sürer?
Bu hakemlerin en az 3 günü yolda ve otelde geçmiştir.
Büyük ihtimalle ceplerinden ekstra harcama yapmışlardır... TFF'nin verdiği para ne kadarını karşılar ki?
1020 km normal bir yol değil. Belki 20 saat süren bir yolculuk.
Bu çocuklara uçak bileti verseniz TFF batar mı? İlla Allah korusun bir kaza bela mı olsun?
(*) BU YAZI, BU SÜTUNLARDA
10 EKİM 2014'TE YAYINLANMIŞTIR.

Bu sese kulak verin!
Gelelim bugüne!
Hakem atayanların ya da sorumlu kişilerin coğrafya bilgisi de yeterli ölçüde olmalı. 
Bölgesel Amatör Lig 3.Grup'ta Rize Derepazarı'daki Konursu-Karadere müsabakasını yönetmek üzere Rize'ye gitmekte olan hakemler, trafik kazası geçirdiler. Gümüşhane'de LPG yüklü tankerle çarpışan otomobilde bulunan Sivas'tan Ulusal Hakem Gökmen Karataş, Kayseri'den Bölgesel Yardımcı Hakemler Salih Ulu ve Aykut Özmazı, Bölgesel Hakem Ramazan Koca hastanede. Hayati tehlikesi olanlar var.
Kayseri'den Rize'ye hakem gönderiyorsun.
650 km! 
Genç çocuklar, mevsim kış! Bilmedikleri yollar!
Tam 30 ay önce TFF'yi ve MHK'yı "yukarıdaki yazıyla" uyarmıştım. Keşke haklı çıkmasaydım.
Hayat; çalınan ya da çalınmayan bir penaltıdan ibaret değil.
Acilen bu haftadan itibaren bu bölgesel hakemlerin kara yoluyla uzun seyahatleri yasaklanmalı.
Rize'deki maçı varsın Trabzon'daki hakemler yönetsin. Kayseri'den Rize'ye karayoluyla hakem gönderilmez.
4 tane hakem can çekişiyor, gazetelerde tek sütun haber olmadı. 
Sahada fahiş bir hata yapsalardı; ekranlar ana haber bültenlerinde defalarca gösterirdi. 
Diliyorum; bu feryadı bu defa TFF ve MHK duyar.