Hakemlerin paraları yine ödenmiyor

A -
A +

2016 Avrupa Şampiyonası'na ev sahibi olmak için dünya turu yapan bir Federasyonumuz var. Gayretleri ve samimiyetlerinden asla şüphemiz yok. Hiddink gibi bir dünya markasını işbaşına getirdik. Kurumsallaşmanın merkezi nere diye sorsanız; İstinye'deki Federasyonu gösterir bazıları... Herkes kurumsallaşma derdinde... Markanın değerini yükseltme peşinde... Mahmut Özgener Başkanım, sizden önceki federasyonların da değişmez bir hastalığı vardı. Maşallah, aynen devam ediyor. Hakemlerin 5 haftadır paraları ödenmiyor. Dünyada bankacılık teknolojisini en iyi kullanan ülke Türkiye. Bir sürü banka sponsorunuz var. 600 tane hakemin parasını düzenli olarak ödemeyi beceremiyorsunuz vesselam!. Mahmut Başkanım, muhasebedeki personelin dilleri de biraz fazla uzamış. İsterseniz kendinizi hakem olarak tanıtıp, muhasebeyi bir gün arayın. Nasıl cevap verdiklerine bir bakın... Gerçi bu yazı yayınlandıktan sonra dikkat edeceklerdir. Hakemi haftanın 5 günü esir alacaksın. 5 haftadır parasını ödemeyeceksin. Federasyon çalışanları arasında hakemlerden başka parası 1 gün geciken kimse/grup var mı? Uçaktı, oteldi derken hakemin kredi kartı belki limitleri aşmış durumda. Maça giderken kimden borç istesin? Hanımının bileziklerini mi satıp maça gitsin? Hiç yakışmıyor! Rahmetli Hasan Doğan, Şubat 2008'de göreve gelmişti. Olağanüstü durumlarda geçici maddeler ve yetkiler vardır, kullanılır. Böyle bir durumun doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılabilir. 2008-09 sezonu için "Geçici 1 ve 2'inci maddeler" talimatlara konuldu. Futbol Federasyonu'nun onayıyla, MHK bir defaya mahsus olmak üzere istediği hakemi klasman düşürme yetkisini almıştı. Ancak bu yetkiyi hiç kullanmadı. Mahmut Özgener, bunu pek uygun görmedi. Bu talimatın klasman düşürme konusunda hiçbir faydası olmadı. Çünkü hiç kullanılmadı. Geçtiğimiz günlerde bu geçici bu maddeler yenilendi. Kaldırılıp talimatların içine konuldu. Ve önemli bir ayrıntı var: Artık Federasyon onayına da gerek kalmadı. İş tamamen MHK'nin yetkisine geçti. Geçici 1 madde "MHK'nın teklifi, Futbol Federasyonu'nun kabulüyle" idi. Şimdi, Federasyon tamamen kenara çekildi, "MHK, hakemlerin terfi ve tenzilinde istediği gibi karar verir" şekline dönüştürüldü. Hele bir 16. madde var ki; "Hakem, gözlemci ve mentör atamalara ilişkin kararları sorgulayamazlar" diyor. Tahkim Kurulu da bu şekilde by-pass edilmiş oluyor. Zaman zaman çok ters düştüğüm, hatta mahkemelik olduğum Avukat Murat Söylemez, bütün bunlar için feryat ediyor. Hakemler ve kendi adına hukuk mücadelesi yapıyor. Çok titiz ve değerli savunmalar hazırlıyor. Bir sonuç alır mı? Hiç sanmıyorum. Ama kamuoyu bu sesi duymalı. "Benim yaptığım her şey doğrudur" mantığı çok tehlikeli. Hakemi köle yaparsanız, sonuçta "kişiliksiz, yalaka, el etek öpen insanlar" üretirsiniz. 2010 Türkiyesinde Mahmut Özgener Federasyonuna bu hiç yakışmıyor. MHK cesur değil! Oğuz Sarvan MHK'sı 2 yılını doldurdu. Güçlü bir Federasyon ve şanslı bir döneme denk geldiler. Hükümetin istemediği bir Federasyon yoktu. Medyanın soğuk durduğu bir Federasyon yoktu. Kulüplerin genel kurul için imza topladığı bir dönem değildi. Şartlar iyiydi. Oğuz Sarvan iki yıl içinde klasmandaki hakem sayısını yaklaşık yarı yarıya azalttı. Tecrübenin öne çıkmasını benimsedi. Çok doğruydu ve olması gerekendi. Cesaretle yaptılar. Belki bu durum meyvelerini biraz geç verecek. Ama ben Oğuz Sarvan'dan şunu bekliyordum: Bu iki yıl içinde Süper Lig'de hiç değilse 3 -5 yeni hakeme görev vermeliydi. Bunlar da şimdi derbi yönetir noktaya gelmeliydi. Mustafa Çulcu bir çırpıda 5 hakemi yukarılara taşımış, hatta derbi vermeye başlamıştı. Sabri Çelik bir anda derbiye Fırat Aydınus'u atamıştı. Hilmi Ok, hiç unutmam bir F.Bahçe-Beşiktaş derbisine sürpriz bir şekilde Mustafa Çulcu'yu atamıştı. (Hani Hilmi Ok o maçı itfaiye arabasından seyretmişti.) Düşünüyorum, taşınıyorum bu iki yıl içinde biraz mesafe kateden Deniz Çoban (o şimdi asker) ve Abdullah Yılmaz'dan başka kimseyi göremiyorum. FIFA Yardımcı Hakem listesine dokunma... Bu dönem önü açılmış bir tane Üst Klasman Yardımcı Hakemi desen, o da yok!. Bu kadar mentör, bu kadar MHK üyesi, hiç mi bir tane "Üst düzey hakem olabilecek" nitelikte gence rastlamadınız?! Sizin döneminizde Süper Lig'e merhaba diyen Özgür Yankaya, Serkan Çınar ve Taner Gizlenci dışında başka bir isim hatırlamıyorum. Gizli kahramanlar Olaylı Diyarbakır-Bursa maçının çok önemli kahramanları var. Temsilciler Kurulu Başkanvekili Fatih Tanfer, 24 saat süren bir çalışmayı titiz bir şekilde ve koordinasyon içinde organize etti. İzmir'den Diyarbakır'a tayin olmuş olan Emniyet Müdür Yardımcısı Celil Taşkın aynı zamanda bir Federasyon temsilcisi. Fedarasyonun derdini en iyi bilen kişi. Ve bir o kadar da halkla ve taraftarla iç içe. Naklen yayının kesilmemesi için tespit edilen 19 nokta en iyi şekilde korundu. Hiçbir "özel güvenlik", koridorlara alınmadı. Bu arada maçın hakemi Kamil Abitoğlu'nun çok özel bir durumunu asker arkadaşından öğrendik. Abitoğlu 1992-93 yıllarında Bitlis-Güroymak'ta asteğmenmiş. Piyade Komando Tim Komutanı olan Abitoğlu, kendi timinden 3 şehit vermiş. Yine Bingöl'de 33 şehit verdiğimizde, bu cenazeleri Muş-Hasköy'e taşıyanlar arasında Abitoğlu da görev almış. Bu akşam TGRT Haber TV'de Başlama Vuruşu'nda konuğumuz Can Çobanoğlu. Hakemlerin paraları 
yine ödenmiyor

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.