Hepsi sütten çıkmış ak kaşık!
O “yumruktan” sonra çok ümitliydim; bir şeyler değişecek sanmıştım!
Futbol Federasyonu, hiçbir şeyi üstüne almamış!
Maçların selametinden sorumlu Temsilciler Kurulu, hiç oralı bile olmadı!
MHK, uzaktan çok dikkatle olayları izliyor!
Hakem Derneği, hakemlerin hep yanındaymış!
Medyada hakemleri lime lime edenler o gece kısa bir süreliğine “hakem sevici” oldu! Ertesi gün vazgeçtiler!
Kulüpler Birliği, sorumluluğu hiç kabul etmedi!
Yumruktan sonra şunları gördük!
1) TFF Başkanı’nın basın toplantısından çıkan “kayda değer” tek konu liglerin salı günü başlayacağı.
2) Kulüpler Birliği’nin basın açıklamasını izleyince, o yumruk olayının hiç yaşanmadığını sanıyorsunuz.
3) Kulüpler Birliği; TFF’ye güvenmiyor ve inanmıyor! Ama “istifa” da istemiyor!
4) Şunu anladık ki; Kulüpler Birliği, TFF’den “hakemlere operasyon” sözünü almış!
5) Hakemler, TFF Başkanı’nı sevmiyorlar ve güvenmiyorlar!
6) Hakemleri maçlara çıkmaya “devlet” ikna etti!
Siz daha çok beklersiniz!
Riva’daki ve Kulüpler Birliği’nin yaptığı basın toplantılarından sonra bu işlerin asla düzelmeyeceğine kanaat getirdim!
Bakın; memleketin “mesele” ettiği üç konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
1) TFF Başkanı, basın toplantısında menfur olay üzerine üzüntülerini dile getiren FIFA’ya, UEFA’ya, İngiltere’ye kadar herkese teşekkür etmiş, sadece Kulüpler Birliği’ne teşekkür edilmemiş! Kulüpler buna fena alınmış!
2) TFF Başkanı, A.Gücü Başkanı için “Yıllardır Faruk Başkan’ımızı tanıyoruz, böyle birisi değildi” şeklinde bir cümle kurabiliyor. Tutuklu başkanın hakemleri defalarca tehdit eden mesajları varken...
3) Hakemlerin açıklama yapması, kulüpleri çok rahatsız etmiş. Hakemler konuşmasaydı; “Bunlar adam değil, meslektaşları darp edilirken bunlar kılını kıpırdatmadı” denecekti. Kaderleri bu; hiçbir kararları kabul görmüyor
Doktorlar, hakemlere imrenmiş!
Bazı doktor arkadaşlarımdan şu mesajı aldım; “Hakeme bir yumruk geldi,
Türkiye ayağa kalktı! Kaç doktor öldürüldü, kaç doktor darbedildi...”
Hatta şu mesaj da geldi; “A.Gücü Başkanı sonuna kadar hatalı. Hadi sahaya girdin, anladık. Orada saha doktoru var. Onu dövsene! Ne diye hakemi dövüp, olayları büyütüyorsun!”
Hekim arkadaşlar çok haklı! Onları aynı zamanda bir hekim babası olarak çok iyi anlıyorum. Aradaki fark şu!
Bir vali ya da seçilmiş belediye başkanı; hastanede, hastane başhekimini, kameraların karşısında, canlı yayında bu şekilde darbetseydi! Aynı tepkiler olurdu!
Doktorlara yapılan şiddet kadar, hakemlere de kamuoyuna yansımayan şiddet her gün yaşanıyor. Aralarında çok fark yok!
Yabancı hakem bahsi kapanmıştır!
82 yaşındaki eski TFF yöneticisi büyüğümüz, hafta başında; “Ben 8 Mart operasyonunu yapmış TFF yönetimindeydim. Hakemleri gönderelim derken, biz gittik. Tek çare, VAR dâhil bütün hakemlerin yabancı olmasında” demiş.
1) Bir kere daha hatırlatalım. Bu büyüğümüz millî takımdan sorumlu idi. 24 ülkenin katıldığı Avrupa Şampiyonası’nda 24. olduk.
2) Ankara’daki o fotoğraf kareleri, dünya kamuoyunda zihinlere yerleşti. Artık ne yabancı hakem, ne yabancı VAR gelmez. Ülke federasyonları da buna izin vermez.
Öfke ile kalkan zararla oturur!
A.Gücü Başkanı Faruk Koca, o akşam öfkesini kontrol edemedi.
Bir tanesi elinden, belinden yakalayabilseydi; o yumruk o şekilde isabet edemezdi. Etrafındakilerde de öfke kontrolü yoktu!
Bakın nelerini kaybetti? Kulübü, partisi, sosyal çevresi hiçbiri kalmadı!
Hiç aklına gelir miydi? Bir sonraki gece Sincan Cezaevi sakini olacağı?
Ve Hakem Derneği tarih oldu!
Normalde böyle bir olayda yıldız olması gereken kurum kısa adı (TFFHGD) olan Hakem Derneği’dir. Konu bile olamadılar, hiç ciddiye alınmadılar.
Derneğin Ankara’da o meşhur Yelken Plaza’daki lüks mekânı hakemlere hizmet veremedi.
Süper Lig ve VAR hakemleri, bu olaydan hemen sonra e-devlet üzerinden dernekten istifalarını verdiler.
- Zaten genel kurulları, mahkemelikti!
- Faal hakemler, genel merkez yönetiminden istifa etmişlerdi!
- Yumruktan sonra da faal hakemler, üyelikten istifa etti!