Ne olursa olsun; bir Kuzey Avrupa takımı...
Ancak G.Saray, bu Elfsborg karşısına hem üçlü savunma hem de çift santrforla çıktı.
Biraz mecburiyetten, biraz da kadro kalitesinden olsa gerek.
Bu cesur anlayış tempo ve iştah getirmişti.
Psikolojik üstünlük tamamen G.Saray’dan yanaydı.
Goller de ard arda gelince rakibin gardı erken düştü.
Rigas maçından çıkarılmış dersler var diye düşünmüştük.
İşi şansa ya da riske bırakmak yoktu. (Tabiî bunların hepsi ilk 45 dakika için geçerliydi.)
G.Saray; skoru ve oyunu alınca, işi galiba Beşiktaş maçının çift kale hazırlık antrenmanına çevirmişlerdi. İş bitti, sanmışlardı...
Gevşemişlerdi; halbuki bu takım, 4 eleme turunu geçmişti. Küçümsemek tehlikeliydi.
Barış Alper’in gereksiz elle oynaması, Mertens’in yorgun düşmesi... Arka arkaya goller...
Akıllara bir anda Kasımpaşa, Rigas maçlarını getirdi. Neyse ki; Yunus’un yine çok ince işçilik dolu golü hepsinin üstünü örttü.
65’te Barış Alper, çok dağınık davrandı. Rakibinin önündeki topu eliyle oynayarak kornere attı.
VAR’ın müdahalesi ve kararın açıklanıp maçın başlaması 5 dakika sürdü. Bu kadar beklenecek ne vardı?
MAÇIN NOTU: Ankara’dan gelen şehit haberleri arasında dün akşamki maçı yorumlamak çok zordu. İçimiz yanıyordu. Futbol yazmak, konuşmak içimizden gelmiyordu.