Hukuk mücadelesini Hamza Işın kazandı

A -
A +

Birkaç hafta önce Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu'nun başının ağrıyacağını yazmıştım. Hamza Işın bir hukuk mücadelesine girişti. Ve netice aldı. Işın, GTK'dan ilk yarı sonu itibariyle temsilcilerin aldığı görev sayısını istiyor. "4982 sayılı yasa kapsamında değiliz" denilerek olumsuz cevap veriliyor. Ama Işın pes etmiyor; Futbol Federasyonu'nun "Bilgi Edinme Hakkı Yasasına" tabi olup olmadığını öğrenmek içini 9 Ocak 2007'de T.C. Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu'na müracaat ediyor. Kurul, 7 Şubat günü konuyu görüşüyor ve gerekçelerini de sayarak şu cevabı veriyor: "Türkiye Futbol Federasyonunun 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında olduğu değerlendirilmiş olup; başvuru sahibinin, mezkur Kanunda düzenlenmiş olan istisnalar arasında yer almayan itiraz konusu taleplerinin karşılanması gerektiğine oy birliği ile karar verilmiştir." Bu, devrim niteliğinde bir karardır. Bu bir milattır. Artık her gözlemci, her hakem, her temsilci, TFF'ye müracaat ettiği zaman istediği bilgiyi alacaktır. Avrupa Birliği kriterlerinde Bilgi Edinme Yasası son derece önemli. Bu kurulda Türkiye'nin önde gelen hukukçuları var. Bu karar bundan böyle emsal teşkil edecektir. Burdur İl Hakem Kurulu'ndan tutun, TFF'nin herhangi bir kuruluna kadar herkes istenilen bilgiyi verecektir. Aksi takdirde çok ağır yaptırımları var. ------- Bulunmaz Hint kumaşı Türkiye'deki bütün klasman hakem koşularını, aylık mazeret koşularını bölgelerde hep aynı ekip yapıyor. Ankara İl Hakem Kurulu Başkanı Mevlüt Yerli ve üyeler Mevlüt Aşkın, Namık Orhan ve Cengiz Orhan. Bu arkadaşlar bu koşulara giderken, diğer üyeler Celal Mutlu ve İbrahim Ilgaz gitmiyor. Aylık ortalama birer milyar harcırah alıyorlar. Helali hoş olsun. Mesela İstanbul'daki koşuyu bu ekip gelip yaptırıyor. İstanbul İl Hakem Kurulu'nun neyi eksik? Son zamanda bu koşu ekibi bayağı bir havaya girmiş: "Şunu ben koşturdum. Bunun hocası benim. Bunu ben hakem yaptım" gibi sözler ağızlarından eksik olmuyormuş. Bu arkadaşların akademik kariyeri mi var? Bu arkadaşlar atletik test uzmanı mı? Bu arkadaşların İstanbul'daki Kemal Yeşeren, Erdal Özcan, Yalçın Çelikel, Mehmet Top'tan üstünlüğü ne? --------- İstanbul'da neler oluyor? Yıllardır Türk hakemliğinin lokomotifi olan İstanbul'da son haftalarda enteresan gelişmeler yaşanmaya başladı. Aslında İstanbul hakemliğini yakından takip edenler için bu gelişmeler çok sürpriz değil. İstanbul sahipsiz. İstanbul'da büyük bir boşluk var. İstanbul çok daha iyi yönetilmeyi hakediyor. Tarihsel misyonu, yetiştirdiği değerler, Türkiye nüfusunun yüzde 20'sini teşkil eden bir il olması, neredeyse profesyonel lig kalitesindeki amatör küme heyecanı, hakemlerin henüz amatör seviyede yaşamaya alıştığı üst düzey maç tecrübesi İstanbul hakemini ön plana çıkaran değerler olmuştur. Son nokta bu hafta konuldu. Bu hafta Süper Lig'de İstanbul hakem ve yardımcı hakemlerinin hiçbirinin maçı yok! Bunun bir sebebi olmalı. Bazıları bunun bir açıklamasını yapabilmeli. Hiç bir ölçme yöntemi bunun doğru olduğunu ispatlamaya yetmez. Düşünün ki; hafta içerisinde gelen çok sevindirici bir haberle İstanbul'un FIFA hakemleri Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus'un FIFA klasmanında bir üst torbaya çıktıklarını öğreniyoruz ama bu hafta hiç bir İstanbul hakemi Süper Lig'de göreve layık görülmüyor! Yoksa birilerinin İstanbul hakemlerine sözü ve dişi geçmiyor mu? Sadece bu kadar da değil. İkinci yarının başından beri İstanbul'un 2A hakemleri 2A maçlarında düdük çalamadı. (Serkan Çınar hariç.) İkinci yarıda İzmirli ve İzmitli hakemlerin aldıkları görev sayısıyla İstanbul hakemlerinin görev sayısı kıyaslandığında ortaya çok çarpıcı bir tablo çıkıyor. Bu adaletsizliğe birilerinin dur demesi lazım. Camia içerisindeki adalet duygusu zedelenirse telafisi çok zor olur. Hakem camiasında garip şeyler olmaya başladı. Hakem Derneği bu konuda ne yapıyor derseniz; kendisi de faal hakem olan Sayın Dernek Başkanı muhtemelen öncelikle kendi maçlarını takip ediyor. Zaten faal hakem olan birinin Merkez Hakem Kurulu'na bu tür haksızlıkları dile getirme şansı yok. İşte en büyük problemlerden birisi de bu. Hakemlerin derneği hakemlerin hakkı hukuku için savaşabilecek konumda değil. Dernek tamamen pasifize edilmiş durumda. Kim koruyacak hakemlerin hakkını? İstanbul Şubesi ise bambaşka bir çaba içerisinde. Süper Lig hakemlerinin, A hakemlerinin, Klasman hakemlerinin maç alıp alamadıkları umurlarında bile değil. MHK'nin ve EPAK'ın görevi olan eğitim faliyetlerini üstlenmeye kalktılar. Son iki hafta eğitim faliyetlerine bazı isimler katıldı. Bu isimler duayen isimlerdir ama İstanbul hakemlerine ancak anılarını anlatabilirler. Nerede kaldı eğitim standartı? Nerede EPAK eğitimcileri? Çarşamba günü sevgililer günüydü ve Kadıköy'de çok önemli bir maç vardı. İstanbul Klasman Hakemleri MHK tarafından saat 18.00'da derneğe zorunlu toplantıya çağırıldı. Konuk olarak Sayın Affan Keçeci çağırılmıştı. Bu işi daha iyi planlayabilecek bir insan yok mu? Kadıköy'de maç var. Trafik felç. Özel bir gün. Hakemlerin de sevdikleri insanlarla özel bir akşam geçirmeye hakkı yok mu? Peki ne oldu diyeceksiniz? Sayın Affan Keçeci ve hakemler saat 18.00'da dernekte hazırdı. Toplantı başladı. Ama birileri eksikti. Kim mi? Tabii ki MHK! Ne diyelim bu iş imam cemaat işine döndü. MHK 18.35'te toplantıya teşrif etti ve Sayın Keçeci 18.00'da başladığı konuşmasını 18.45'te noktalayarak F.Bahçe maçına gitmek için toplantıdan ayrıldı. Gelenler gelmeyenlere anlatsın... -------- >>> Kısa kısa... * Futbol Federasyonu'nun internet sitesinde Yüksel Okçuoğlu isminin karşısında 'Öldü' yazıyor. Dün Yüksel ağabeyi aradım. Bir şey demedim ama sesi iyi geliyordu. * Abdullah Kalafatoğlu 8 Şubat Perşembe günü Pendik - Gebze maçını yönetti. 14 Şubat Çarşamba günü de Küçükköy - Tarsus İY maçında görevliydi. 6 gün arayla İstanbul'da bir Lig B maçı, bir Yükselme Grubu maçı. Herhalde Rize'ye dönmemiştir. Bu nasıl bir tayin anlayışı? * Koray Gençerler'in hakemliğine ya da kişiliğine sözümüz yok. 2 A'da 8 maç yönetti. İstanbul'un 2 A hakemleri henüz 5 maçtalar. Diğer bölgelerde 5'i bulmayan 2 A hakemleri de var. Mevlüt Güzel diğer MHK üyelerine göre daha ağır basıyor olmalı. * Delta Mobilya'nın düzenlediği yarışmanın eylül (Aytekin Durmaz), ekim (Hüseyin Göçek) ve kasım (Vedat Yüksel) aylarının ödülleri verildi. Aralık ayı için de en fazla oyu Bülent Yıldırım ve Fırat Aydınus aldı. * Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin (TMOK) geleneksel olarak her yıl verdiği Olimpiyat Meşalesi Ödülleri'ni 2006 yılında kazananlar açıklandı. Ödüller 6 kategoride 18 kişiye verilirken, hakem ödülü FIFA kokartlı Cüneyt Çakır'a layık görüldü. * Klasman gözlemcileri için tayinler adil olmuyor. Trabzon'da klasman gözlemcilerinin bir kısmı (Alican Lakot'a yakın olanlar) sürekli Lig A maçlarına giderken, diğerleri 3.Lig maçlarına abone. * Hakem Derneği'nin Muğla Şube Başkanı Turan Ökke. Süper Amatör kümede Mumcular Belediyespor - Ören Belediyespor maçına hakem göndermiyor. Muğla ASKF 2.Başkanı Ali Karakaya, "Bu işe kim bakıyor?" diye Turan Ökke'ye soruyor. İl Hakem Kurulu Başkanı Zülfikar Türedi mi yoksa Turan Ökke mi? ----- > HAKEM - METRE Maç Hakem Maç KK SK F.Bahçe-Sakarya Bülent Yıldırım 12.maçı 1 39 1 Sivas-Antalya İsmet Arzuman 11.maçı 1 32 1 Konya-Beşiktaş Tolga Özkalfa 8.maçı 4 37 3 Denizli-Trabzon Yunus Yıldırım 8.maçı - 17 - Bursa-Ç.Rize Bünyamin Gezer 8.maçı 1 41 3 G.Antep-G.Saray Cem Deda 7.maçı 3 30 3 Kayseri-Erciyes Uğur Söylemez 2.maçı - 6 - V.Manisa-A.Gücü Cemil Şensöz 3.maçı - 9 2 Ankara-G.Birliği Hakan Sivriservi 2.maçı 1 4 -

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.