Şu yazacağım konu; Türk futbolunun ve Türk antrenörlerinin ne durumda olduğunun belgesidir. Hakemler, Antalya'da 5 günlük bir ara seminerden geçti. MHK Başkanı Oğuz Sarvan, Hollandalı UEFA Hakem Kurulu Üyesi Jaap Uilenberg, Cüneyt Çakır ve Bülent Yıldırım TSYD'nin Antalya'daki seminerine katıldılar. Meslektaşlarımız büyük ilgi gösterdi. Verimli bir program oldu. Uilenberg büyük ilgi gördü. Tam not aldı. Ardından her iki yılda bir organize edilen Uluslararası Teknik Direktör Gelişim Semineri, 10-11 Ocakta Antalya'da yapıldı. Ersun Yanal, bu seminere Antalya'dan ayrılmış olan Oğuz Sarvan, Uilenberg ve 7 FIFA hakemini de davet etti. Oğuz Sarvan, Uilenberg ve 7 FIFA hakemi bu yoğun programın ardından sorumluluk duygusuyla Antalya'ya geri döndüler. Uilenberg, gittiği Hollanda'dan Antalya'ya geri döndü. Evet, şimdi sıkı durun, bu teknik direktör seminerinde hakemleri dinleyenler arasında bir tane Süper Lig Teknik Direktörü yoktu. Biri hariç (Denizlispor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu) Bank Asya 1. Lig Teknik Direktörü de yoktu. Sonra kalkacaksın, "Hakem empati yapmıyor. Oyunun stresini bilemiyor. İhraç ederken yanlış yapıyor" diyeceksin. Bunları ayağına kadar anlatmaya gelenleri dinleme zahmetini göstermeyeceksin. Ey hakemler, hata yapsanız da sizin krediniz var. Kim ne derse desin, bu devre arasının en çalışkan takımı sizlerdiniz. Antrenörler TV programı olunca koşarak gidiyor. Ama arkalarından her fırsatta salladıkları hakemleri gidip dinlemek işlerine gelmiyor. Oyun kurallarına hangi yorumlar ilave ediliyor? Ne olup ne bitiyor? Bizden ne istiyorlar diye düşünen yok. İşte Türk antrenörünün hafta başındaki hâli! Mesaj kutusu... "MHK üyesi, Bölgesel Seminer'de ilk yardım dersini kaçırmadı. Ama eğitim esnasında salonda yoktu. Bu son eğitim hakemlik hayatımda gördüğüm en yetersiz eğitimdi. 'Maçın başında kart göstermeyin' diyerek bizi eyyama davet ettiler. Acaba MHK talimatının orijinali böyle mi? MHK üyeleri bu konuya açıklık getirmedi. Kafalar karıştı." Hangisi doğru? Ordu ilimizde Bölgesel Hakem Semineri yapıldı. Oyundan ihraç edilen sporcunun 4. hakem ile değil de saha komiseri tarafından oyun alanından uzaklaştırılması üzerinde hassasiyetle durulmuş. Soruyu şöyle soralım: Oyuncuyu oyun alanından dışarıya kim çıkarır? a) Temsilciler, b) Saha komiserleri, c) Özel güvenlik, d) 4. Hakem, e) Hiçbiri Semineri veren eğitimciye göre doğru cevap 'b' şıkkı. Acaba MHK'ya göre doğru cevap hangisi? Hakemler Meclis'te Sporda şiddetin en ağır mağduru şüphesiz hakemlerdir. Küfür, hakaret onlara. Üstelik en tepedekiler onlara küfür eder. Meclis'teki Şiddet Yasası Komisyonu'nun Başkan Vekili Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı eski bir hakem, faal bir gözlemci. Cüneyt Çakır, Bülent Yıldırım ve Kuddusi Müftüoğlu dün TBMM'de idiler. Düşüncelerini komisyonla paylaştılar. Komisyon şunu bilse yeterli; "Anlı şanlı bir kulüp başkanının hakeme küfür etmesinin cezası, hiçbir işe yaramayan 21 gün hak mahrumiyetidir!" Zor günler bekliyor! 12 Haziran 2011'de genel seçimler var. Yine haziran ayı içinde Futbol Federasyonu seçimi var. Herkes kendine zemin ve konum yokluyor. Başarısız kulüp başkanları ön almaya çalışıyor, "Hakemler hata yapmazsa şampiyonuz!" diyerek. Yani teknik kadrosunda, oyuncularında, kendisinde problem yok. Haziran ayındaki iki seçimi de aklının köşesinden geçirmeyen TFF ve MHK Başkanı başarılı olacaktır. Eğer en ufak seçime yönelik bir tutum izlenirse, sahada dik duran hakem bulamazsınız. Zaten kimseye yaranmanız mümkün değil. İyisi mi, hiç bükülmeyin. Bildiğinizi yapın! İstinye'de başınız eğilirse, sahadaki hakeminiz diz çöker. Bizden söylemesi. Oğuz Sarvan'ın 1059 günü! Bugün, Oğuz Sarvan MHK'sının 1059'uncu günü. 1 ay sonra 3 yılı tamamlıyorlar. Az sayılamayacak ciddi bir süre. Bülent Yavuz (2000-04) dışında bu kadar süreyi aralıksız yaşayan MHK olmamıştı. En iyi oldukları 6 konu başlığı; 1- Hakem sayısını azalttılar. Şişkin kadrolar eridi. Tecrübeyi öne çıkardılar. 2- UEFA ile entegre oldular. Eğitim öne çıktı. Hakemlerimiz Avrupa'ya açıldı. 3- Polemiklerden uzak durmaya özen gösterdiler. Lâf yetiştirmemekle akıllı davrandılar. 4- Aldıkları bazı radikal kararlarda taviz vermediler. 5- Mahmut Özgener dışında kimseye kulak asmadılar. İşlerine kimseyi karıştırmadılar. Karışanlar da bertaraf oldu. 6- Cesaretle hata yapan hakeme maç vermeye devam ettiler. İstisna birkaç durum dışında 3 hafta, 4 hafta hakemin dinlenmesi kalktı. En kötü oldukları 6 konu başlığı: 1- Hakem Derneği kangren oldu. 2 yıldır genel kurul yapamayan bir dernek ortada kaldı. Kriz derinleşti. 2- İl Hakem Kurullarında yetersiz ve başarısız kişiler görev aldı. Bölgesel Hakem Kurulu, HİF, mentörlük gibi süslü konular kâğıt üzerinde kaldı. 3- Bu 3 yıllık süre içinde derbi yönetmeye başlayan veya öne çıkan hakem pek olmadı. Ümit bağladıkları fiyasko çıktı. (Bana göre yeni fiyaskolar da kapıda.) 4- Yardımcı hakem kadrosunu yenileyemediler. Çok sakıncalı olanları ayıklayamadılar. Yenilerin önünü kesmeyi tercih ettiler. 5- Oğuz Sarvan üretken ve katkı sağlayacak bir MHK kuramadı? Ya da pasifize edilmiş bir kurulla çalışmayı uygun gördü. 6- Profesyonel hakemlik konusunda kamuoyunu oyaladılar. Çıkıp da "Biz bu işe inanmıyoruz" diyemediler.