Kayseri'de infaz var

A -
A +

14. haftada oynanan Kayseri-V.Manisa maçını Cem Deda yönetti. MHK üyeliği yapmış çok insandan şu sözü duymuşumdur: "Hakem tayin etmek bir sanattır; tecrübe ister, birikim ister." Gerçekten çok doğru. Kayserispor mevcut federasyona oy vermedi ve muhalif. Cem Deda iktidara en yakın hakem. Maçın ikinci temsilcisi Ferudun Çember. Yeni dönemde temsilci olmuş bir isim. Kayseri Menajeri Süleyman Hurma'yı infaz eden rapor elbirliğiyle yazılmış. Hurma'nın bütün özelliklerini yakınen bilen biri olarak şunların bilinmesini istiyorum: Türkiye'nin önde gelen bir turizm işletmecisi iken, işini gücünü bıraktı. Gitti bir yıl Arsenal Kulubü'nde menajerlik eğitimi aldı. İyi derecede İngilizce bilir. Dünya futbolunu takip eder. Futbolda her şeyin kazanmak olmadığını bilir ve fair play'i ilke edinmiştir. Taraftar olamaz, her şeyden önce profesyoneldir. Kayserispor bu yıl 8 tane Avrupa maçı oynadı. Bunların hiçbirinden ceza almadı. UEFA'dan, hakemlerden, son olarak da Alkmaar'dan teşekkür mektupları geldi. Bu memnuniyetlere Şenes Erzik ve Metin Kazancıoğlu şahittir. Raporların detayına girmek istemiyorum. Kimse bir buçuk sayfa küfürü bir anda ve bir arada edemez! 4. hakem, "Ben sizin G.Birliği maçınızın hakemiydim" diye gözdağı vermeye çalışıyor, maç başlamadan. Maçtan hemen sonra MHK Başkanı hakemi arıyor. Bir MHK Başkanı'nın hakemini henüz soyunma odasında iken araması ne kadar doğru? Süleyman Hurma'yı dinliyorum. Adam pes etmiş durumda. Aynen şu ifadeyi kullandı bana: "Futboldan, bu sektörden çekiliyorum. Türkiye'de futbol maçı dahi seyretmeyeceğim. Eski işime dönmek istiyorum. Dayanacak gücüm kalmadı. Bu sistemle baş edemeyeceğimizi anladım." Cem Deda'yı yönetiminden dolayı Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Metin Tokat, Oğuz Sarvan başta olmak üzere bir çok otorite hatalı bulmuştu. (Bu yazıyı geçen hafta yazmıştım. Sütunlarımızda yer kalmamıştı.) ------- > Demirlek nerede idi? Bülent Demirlek'in telefonları kapalı. Çulcu'dan izin aldım ama ulaşamadım. F.Bahçe'nin iddiasına göre pazartesi akşamı Bülent Demirlek, Tahir Kıran ve Şükrü Yazıcıoğlu ile Taksim'de bir barda eğlenmiş. Bize gelen bir başka iddia ise şöyle: Salı günü öğleden sonra MHK'nin toplantısına giden bir "kişi", F.Bahçe-Trabzon maçına Demirlek'in tayin edilmesini istiyor. Tayin yapılıyor ve perşembe günü de Nihat Özdemir Palermo maçı sonrası ortamı geren o konuşmayı yapıyor. Mustafa Çulcu da dün akşam şu bilgiyi verdi: "Pazartesi günü İzmir'de İş Bankası, Naci Usta diye meşhur bir restoranda yemek düzenledi. Bu yemeğe Bülent Demirlek ve çok sayıda klasman hakemi katıldı. Bunu İzmir'den doğrulatabilirsin. Biri çıkıp bunun aksini ispat ederse, gereken yapmaya hazırım." Burada bütün mesele ve sıkıntı şu; "birisi" MHK adına boyundan büyük işlere karışıyor. Bu da MHK'yı ve Çulcu'yu zorda bırakıyor. ------- > Tebrikler PFDK! 29 Ekim'de K.Çekmece-Tepecik Belediye maçı oynanmıştı. Gözlemci ve temsilci hastanelik edilmişti. Hatırlayacaksınız o günden beri bu işin takipçisi olduk. Cezalar bir türlü çıkmamıştı. Konu örtülüyor gibi bir hisse kapılmıştık. Hatta dün öğle saatlerinde önemli bir kaynak şu bilgiyi bile vermişti: Gözlemci ve temsilci şikâyetçi olmaktan vazgeçmiş. Çarşamba günü PFDK Başkanı Talay Şenol'a bu konuyu telefonda sormuştum. Doğrusu çok da tatmin edici cevap alamamıştım. Ama dün öğleden sonra cezalar açıklanınca vicdanlar rahatlamış olmalı. K.Çekmece Kulüp Başkanı Ahmet Kurşunlu'ya 3 yıl hak mahrumiyeti ve 50 bin YTL para cezası. K.Çekmece Kulüp Başkan Yardımcısı Ali Kaya'ya 3 yıl hak mahrumiyeti ve 50 bin YTL para cezası. K.Çekmece Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Gülgönül'e 3 yıl hak mahrumiyeti ve 50 bin YTL para cezası. K.Çekmece Kulubü'ne 5 bin YTL para ve 3 maç seyircisiz oynama cezası. Bu cezalar emsal teşkil edecektir. Herkese ders niteliğinde. Gözlemci ve temsilcinin kılına kimse dokunmasın. ------- > Kısa kısa... * 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Hakem Derneği Genel Merkezi ya da İstanbul Şubesi hiçbir etkinlikte bulunmadı. Mesaj dahi geçmedi. Hakemlerin büyük bir kısmı öğretmen. Selçuk Dereli, Ahmet Erdoğan, İsmet Cengiz, Yahya Diker gibi "babalar" bile! * Ordu "Ali Aydın'ın hakemleri" ve "diğer hakemler" olarak ikiye bölünmüş durumda. Ali Aydın gibi marka olmuş eski bir hakemin bütün Ordu'yu kucaklaması, herkese eşit mesafede olması gerekir. MHK Ordu'da toplanıyor. Ali Aydın ev sahipliği yapacak. * GTK üyesi Erdoğan Çamlıyurt gözlemci olarak bu sezon toplam 4 maça gitmiş. Bu 4 maçın 2'si Bülent Demirlek'e. Beşiktaş-A.Gücü ve Trabzon-F.Bahçe maçlarına. * Malatya'da yemekler tertipleniyor. Birlik ve beraberlik mesajları veriliyor. 44 ile başlayan ya da biten telefon yağmuruna tutulduk. Sayemizde Malatya hakemliği kenetlendi. Ama bunların hiçbiri bize ulaşan bilgi ve belgeleri örtmeye yetmiyor. * MHK kendisine göre haklı sebeplerden dolayı Vedat Tan'a maç vermiyordu. Daha sonra bazı maçlara verildi. Acaba o sebepler ortadan kalktı mı? * Mersin'deki Hakem Derneği'ni geçen yıl nasıl ve kimin denetlendiğini biliyor musunuz? Adana'dan dernek adına biri geliyor ve denetliyor hesapta. Nasıl denetlemekse, savcı dava açıyor! ------- > Ey gözlemci!. Levent Bıçakçı göreve geldiğinde "kuvvetler ayrılığı" prensibiyle MHK ve GTK'yı birbirinden ayırmıştı. Peki şimdi işler nasıl gidiyor? Kişiler ya da isimler önemli değil. Ömer Üründül ekibi veya Hilmi Ok ekibi. İkisinde de değerli isimler var. Baktığımız zaman hakemler, eğitim, kültür ve en önemlisi dünya futbolunu takip etmek açısından maalesef ama maalesef gözlemcilerin kat kat ilerisinde. Naklen yayın vasıtasıyla bütün Türkiye maçı seyrediyor. Hakemin yaptığı hatalar veya başarılı yönetimini herkes görüyor. Ya gözlemci? Yazdığı rapor ve verdiği notlar bu işin çok uzağında olduğunu hem hakeme, hem MHK'ya, hem de GTK'ya bağıra bağıra beyan ediyor. GTK ne yapsın? Her maça her şehire yetişmesi mümkün mü? Kadro bu. Ya MHK ne yapsın? Onlar da kolayını buldu, belki de doğrusunu buldu. Fazla ciddiye almıyorlar. Doğrusu da bu. Nerden mi bu konuya geldik? Bu hafta sonu öyle bir olay duydum ki... Başını kuma gömen gözlemciler var. Bu memlekette, internet, şakır şakır fotoğraf çeken cep telefonları, kameralar, medya 24 saat görev yapıyor. Ama gözlemci insanları keriz sanıyor. Gözlemci dikkat edecek. Kulüp başkanları ile arkadaşlıklarına, gittikleri maçın özelliğine ve en önemlisi de verdikleri nota dikkat edecek. Bir Süper Lig gözlemcisi geçen hafta bir maça gidiyor. Hakemi doğruyor. Acaba maçtan sonra kimlerle beraber oldu o gözlemci? Niye doğru rapor yazmıyor, adil not vermiyor? Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Serdar Çakır, Metin Tokat, Bülent Yavuz, Zeki Çol yazı ve yorumlarında bu hakemi övdü. Hatasını bulamadılar. Övgü dolu yorumlar ve cümleler vardı. Bir çok gazete ve televizyon adamı haftanın hakemi yaptı. Hakemin notunu bilmiyorum. Kulüp başkanının yaygarasına o ildeki basın mensupları şahit. Başkan bağırıp çağırınca, "Acaba gözlemci raporu başkanla birlikte mi yazdı?" sorusu akıllara geliyor. Eskiden kulağıma şunlar çok gelirdi: "İzmir, İstanbul, Ankara arasında müthiş bir rekabet var. Herkes kendi ilindeki hakemin klasman yükselmesi için bölgesindeki ve yakınları olan gözlemcilerle rakip olan hakemleri parçalamaya çalışıyor." Ben bunların geçmişte kaldığın sanıyordum. Ama Ege'den buram buram yanık kokuları geliyor. Ey Ege'nin GTK'daki değerli temsilcisi, kimse bu işlere kanmıyor. Başta GTK'nın kurmayları dahil. Herkes her şeyin farkında!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.