FIFA listeleri açıklandığında; öyle yıllar olmuştur ki, MHK'lar hatta federasyonlar sarsılmıştır. Ciddi krizlere sebep olmuştur. Bazen de Federasyon Başkanı ile MHK Başkanı arasında ipleri koparmıştır. Bu ülke, bu işe karışan kulüp başkanlarını bile gördü. MHK geçen sezon, FIFA kokardını hak eden Bünyamin Gezer ve Kamil Abitoğlu'na "Siz bunu hak ediyorsunuz. Ancak yaşınız ve lisan konusunda istenilen noktada olmadığınız için sizden anlayış ve hoşgörü bekliyoruz" dedi. Bu iki hakem istemeseler de MHK'nın bu ince ve zarif yaklaşımını benimsediler. Buna benzer bir durumda FIFA listesindeki İsmet Arzuman, dönemin MHK Başkanı Mustafa Çulcu'ya "Genç arkadaşlarımın önünü açmak için beni listeden çıkarabilirsiniz" demişti. MHK, Yunus Yıldırm'a şunu demeliydi: "Yunus, senin Türkiye'de ciddi bir kredin ve tecrüben var. Üst düzey maçlarda her zaman görev alabilecek niteliktesin. Gel sen, bir ağabeylik yap. Seni listeden alalım. Yerine Barış Şimşek'i veya bir başka ismi şunu yazalım." Buna Yunus Yıldırım'ın kırgınlık göstereceğini sanmıyorum. MHK, boşalan tek kişilik yere Tolga Özkalfa'nın ismini yazarak radikal ya da köklü bir değişimden ısrarla ve özenle kaçınmıştır. MHK risk almamıştır. MHK en azından Kamil Abitoğlu ve Bünyamin Gezer ile Yunus Yıldırım'a eşit davranmamıştır. MHK kendi iç dünyasında şu mutluluğu yaşıyor olabilir. "Liste yaptık, memlekette çıt yok. Helal olsun bize!" Hakemi rahat bırakın! Hakem Derneği, hakemlere telefon açarak yüzde 5 kesintiyi talep ediyor. Yönettiği maçlardan verilecek yüzde 5'ler, profesyonel maçlarda 1-2 bin TL'yi buluyor. Hakem yine iki arada bir derede kaldı. MHK ya da Federasyonun böyle bir direktif verdi mi? Biz biliyoruz ki, Federasyon Başkanı bunu yasaklamıştı. Amatör maçlardaki paralar dernek aradan çıkarılarak direkt hakemlerin hesabına yatırılıyordu. Dernek Şubelerinin bir kısmı mahkemelik. Bir kısmı kayyumda. Genel Merkez seçimi yapılmamış. Hiçbir resmi belge olmadan telefonla hakemden para talep etmek, çok doğru değil. Zaten hakemden para isteyenler bu ara çok! Tecrübe iflas etti! Ç.Rize-Samsun maçı haftaya damgasını vurdu. Bu maçın sonucu Bank Asya'nın tepesinde takımları sıklaştırdı. Bünyamin Gezer tecrübesindeki bir hakeme top çarptı. Bu atak da golle sonuçlandı. Ordu-Denizli maçında Kuddusi Müftüoğlu, kendisine yakışmayacak hatalar yaptı. Haftanın en kritik maçına iyi konsantre olamamış olmalı. Kartlarını kullanmakta çok cimri davrandı. Ordu'dan Ali Çamdalı ve Selçuk Şahin'in ikinci sarıdan atılmaları gerekirdi. Kıdemli yardımcının ofsayt gerekçesi ile gol iptali doğru. Yine yardımcı hakem Erdem Bayık, kart görecek olan oyuncu için Müftüoğlu'nu uyardı ve ciddi bir hatadan dönüldü. Kartal-Bolu maçında Suat Arslanboğa iyi bir müsabaka çıkarmasına rağmen Kartal lehine vermiş olduğu penaltı kararı inandırıcı gelmedi. Erciyes-Giresun maçında Ercan Hellaç, iyi bir müsabaka çıkardı. Erciyes'in ilk gölünde kıdemsiz yardımcı hakem Ahmet Şimşek'in oynattığı pozisyondaki karar doğru. Akhisar Bld.-Tavşanlı maçında Zafer Demir kusursuz bir yönetim gösterdi. Altay-Adana maçında Aytekin Durmaz'ın 24. dakikadaki gol iptali doğru. Kaleciye faul var. 2. sarı karttran attığı adam da doğru karar. Aynı hassasiyeti üç büyüklerin maçlarında da göstermesini bekleriz. G.Antep BB-Diyarbakır maçında Mustafa Öğretmenoğlu başarılı bir müsabaka çıkardı. Güngören Bld.-Karşıyaka maçında Deniz Çoban, Karşıyakalı 2 nolu oyuncunun Güngörenli 9 nolu oyuncuya yapmış olduğu kontrolsüz harekete sarı kartı unuttu. Kıdemsiz yardımcı hakem Karşıyaka'nın nizami bir golünü iptal ettirdi. Deniz Çoban bunları atlamamalıydı. Kendimizi kandırmayalım Federasyon, dün yaptığı yazılı açıklamada özetle şu cümlelere yer verdi: "FIFA kokartlı Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya, uluslararası maçlardaki başarılı yönetimlerinden dolayı bir üst kategoriye yükseltildi. Fırat Aydınus ve Hüseyin Göçek ikinci kategoriye yükseldi. Böylece halihazırda bu kategoride yer alan Bülent Yıldırım ile birlikte Türkiye'nin UEFA 2. kategorideki hakem sayısı ilk defa 3'e yükseldi. Avrupa'dan toplam 55 hakemin yer aldığı 2. kategoride, Türkiye en çok hakemi olan ülkelerden biri oldu. Halis Özkahya da UEFA 3. kategoriye yükseldi. Cüneyt Çakır da en üst kategori olan elit hakem kategorisinden sonra gelen 1. kategorideki yerini korudu." Buraya kadar her şey güzel. Federasyonu, MHK'yı, hakemlerimizi yürekten kutlarız. Biz bugünleri hasretle bekliyorduk. Ama şu analizi yapmakta da fayda var. 1) Cüneyt Çakır neden elite çıkamadı, 1. kategoride kaldı? Geçen yıl Avrupa Ümitler Yarı Finali, UEFA Yarı Finali, bu yıl birbirinden zorlu 3 Şampiyonlar Ligi maçıyla birlikte toplam 7 maç kategori atlamak için yeterli olmadı. Eğitimcimiz Uilenberg'e bunun sebebi Antalya'daki seminerde mutlaka sorulmalı. 2) Bülent Yıldırım ilk yılında toplam 7 maça (3 UEFA Ligi, iki ön eleme, bir UEFA play-off'u ve bir milli maç) çıktı. İyi bir altyapı oldu. İsmi güçlendi. 3) Fırat Aydınus, Avrupa'da 3 maça çıktı. Kategori atlayacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Kategori atladı. MHK, derin nefes almış olmalı. 4) Hüseyin Göçek için beklentiler çok yüksekti. Şanssız bir dönem yaşadı. Gençler ve özel milli maç hariç Avrupa'da bir tek maç yönetti. Kategori atladı. Toparlanma sürecine girdi. 16 ve 17. haftalardaki performansı iyiydi. Kategori atlamanın moraliyle de eski günlerine çabuk dönmesini diliyoruz. 5) Halis Özkahya iki yıldır 4'üncü kategorideydi. Gençler turnuvaları hariç tek maç yönetmedi. Kategori atladı. Başka bir Avrupa ülkesi olsaydık, hakemlerimiz 3. kategoriden başlıyor olacaklardı. Bu kategori atlamaları çok şirin gözükmekle beraber gerçekleri de göz ardı etmemeli.