Bir büyük kulübümüzün sayın başkanı, verdiği röportajda kameralar aracılığıyla satır aralarında da MHK'ya mektup gönderdi. G.Saray-Beşiktaş maçındaki Cüneyt Çakır'ı beğenmediğini söyledi. F.Bahçe-Beşiktaş derbisindeki Cüneyt Çakır'ı da beğenmediğini söyledi. Yunus Yıldırım'ı zaten bir kalemde sildi . Şampiyonluğun Yunus Yıldırım yüzünden kaçtığını da 6 ay sonra kamuoyuyla paylaştı. Hâlbuki Bursa'ya kaptırılan şampiyonluktan sonra bir hafta gözükmemişti. Bırakacağı, istifa edeceği söylenip duruyordu. Sayın Başkan mektubunun sonlarına doğru çok daha tehlikeli bir cümle sarf etti. A.Gücü-F.Bahçe maçında 2-1 yenilmelerine rağmen Kuddusi Müftüoğlu'nu beğendiğini söyledi. Yardımcı hakemim Emre'yi tahrik ettiğini ve buna Müftüoğlu'nun alet olmadığını söyledi. MHK'ya demek istedi ki, "F.Bahçe-Trabzon maçına Cüneyt Çakır'ı istemiyorum. Müftüoğlu olabilir." Ehh mektubu okuyanların nasıl bir mesaj aldıklarını 30 Ocak'ta hep beraber göreceğiz. Statta bir sıkıntı var! Statlarda hakemlere ayrılan oda ile ev sahibi takımın soyunma odası birbirlerinden mümkün olduğu kadar uzak tutulmalı. Stat Güvenlik Kurulu, statları denetlerken buna dikkat etmeli. Bakın, bu konuda Şükrü Saracoğlu Stadı, ciddi olaylara sebebiyet verdi. Türkiye-Almanya Ümit Milli maçı. Levent Kızıl'ın da çok çok iyi hatırlayacağı bu maçta sahamız 6 maç kapandı. Türkiye-İsviçre maçı. Başımızı fena ağrıtmıştı. Tarihi cezalar almıştık. Geçen sezonki F.Bahçe-G.Antep maçı. Hakemlerle koridorda karşılaşan Başkan Aziz Yıldırm, maçın hakemi Kuddusi Müftüoğlu'na sert ifadeler kullanmış ve 21 gün ceza almıştı. Bu sezon F.Bahçe-Sivas maçında Yunus Yıldırm'a sert çıkan Aziz Yıldırım yine 21 gün ceza aldı. Sayın Aziz Yıldırım, soyunma odalarına gitmek istediğinde asansöre biniyor. Tam hakemlerin soyunma odasının önünde iniyor. Ve her seferinde de bu koridorda Aziz Yıldırım'ın sportmenlik dışı sözlerine sadece hakemler değil, pek hoşlanmadığı Temsilciler Kurulu Başkanı Sayın Kemal Dinçer de şahit oluyor. Asansörün kapısı hakemlerin odasına açılınca olacağı bu! Kim bilir, belki de bilinçli olarak böyle yapılmış. Hakemin odası mutlaka ama mutlaka buradan kaldırılmalı. Ateşe benzin böyle yetiştirilir! 16. hafta maçları tamamlandı Bu ülkenin yetiştirdiği en centilmen futbol adamı Aykut Kocaman kâbus dolu bir rüyadan uyanmış gibi "Trabzon'un lehine 3 tane haksız penaltı verildi" dedi. Aykut Kocaman'dan hiç kimse bu çıkışı beklemiyordu. Anlıyoruz ki, öyle söylemesi istenmiş. Memleketin en hoşgörülü teknik direktörü Şenol Güneş, yangına körükle gitti. Hiç altta kalmayacak bir çıkışla karşılık verdi. Kılıçlar çekildi. Alev alev yanan kazanın altına odun taşıma yarışı! Ama ekranda bir program vardı ki, yorumcu ne dese beğenirsiniz: "60 bin Trabzonlu maça giremese bile Kadıköy'de stadın etrafını sarmalı!" Ateşe benzin dökmek de bu olsa gerek! MHK, hangi hakemini versin? Polis ne yapsın? Allah aşkına şurada iyi niyetli olan kim var? Kaostan beslenen ve mutlu olanlar var. "Yasa" dil koparırsa, işe yarar!.. Schuster'in dediği 60'lı yıllar! Schuster, "Türkiye'de 60'lı yılların futbolu oynanıyor" dediğinde herkes çok kızmıştı. Anlıyoruz ki, Schuster'in kastettiği tekme atmak, vakit geçirmek, geriye pas değilmiş. Hakemleri baskı altına almak için bilinen demode taktiklermiş. Şampiyonluğun kaçtığı F.Bahçe-Trabzon maçında, Trabzon teslim olmuştu. Trabzon maça kupa rehavetiyle çıkmıştı. Puan almak aklından bile geçmiyordu. Bursa kendisini lig ikincisi ilan etmişti. Bütün hakem yorumcuları, medya hakemde en ufak bir kusur bulamamıştı. Peki, neden 6 ay önceki bu defter açıldı? İşte bu klasik hakemleri ve MHK'yı etki altına alma taktiği. Çok demode bir taktik. Bunun panzehiri güçlü bir Federasyon Başkanıdır. Güçlü bir MHK Başkanıdır. Eğilmeyen, bükülmeyen güçlü yorumculardır. Bu konuda yine tek dik durabilen hakemlerdir. Ne açılan asansörün kapısında gözükenden korkuyorlar. Ne de rapor yazmaktan çekiniyorlar. En azından o İstinye'de toplanan kurullardan yüzlerce kat daha cesurlar. Hiçbir şeye yaramayan 21 günlük o cezaları kesenlere düdük versek, seyirci ve medya baskısını da hissettirsek ne yapacaklarını çok merak ediyorum. Yıldırım'ı Yıldırım'dan nasıl koruyacaksınız? Ben Yunus Yıldırım'ın yerinde olsam, şunun hesabını sorarım. Mahmut Özgener Başkan'ımdan, Oğuz Sarvan'a kadar!. Biz bir rapor yazıyoruz. Mahrem bir rapor. Bunu eşimizle, çocuğumuzla bile paylaşmıyoruz. Futbol Federasyonu'na güveniyoruz. Bu rapor, tam sayfa medyada yer buluyor. Bunu sızdıran kim ya da kimler? Bizim can güvenliğimizin teminatı sizler değil misiniz? Yarın benim başıma bir şey gelirse, sorumlusu kim? Bu yayınlanan rapor Aziz Yıldırım'ı tahrik etmemiş midir? Bu raporu yayınlayan meslektaşım, dostum Atilla Türker'i kutluyorum. Ama Federasyon sızdıranları da tespit etmeli. Kim kimi satıyor, bilinmeli. Bu rapor işi Yunus Yıldırım'ın başına ikinci defa geliyor. Bakalım ilk raporun ayrıntıları ne zaman sızacak.