Geçen cuma günü İstanbul'da yenilen yemeği biraz analiz edelim. Bu yemeği eski MHK üyesi Sayın Taner Yalçındağ tertiplemiş. Nitekim, hesabı da kendisi ödemiş. Yani Sayın Haluk Ulusoy burada ev sahibi değil, misafir. Sayın Yalçındağ, haftalardır eski arkadaşlarını bir araya getirmek istiyormuş. Bu tarih, tesadüfen hakemlerin hatalarının arttığı günlere rastlamış. Bilinçli bir organizasyon değil. Ama bu yemeğe çağrılanlara ve katılanlara bakarsak, öyle pek "sıradan" bir yemeğe benzemiyor. Katılan veya katılmayan her bir isim hakkında yorum yapma konusunda bu camiayı genlerine kadar tanıyan biri olarak çıkarttığım sonuçlar var: 1) Bülent Yavuz ve Ali Aydın'ın birbirlerine ciddi öfkeleri vardı. Bu konuya bire bir şahidim. Bu yemek buzları eritti, bir araya getirtti. 2) Mustafa Çulcu ve Hilmi Ok'un birbirleri için neler düşündüklerini bu sütunları takip edenler iyi biliyor. Bir araya geldiler. 3) Mustafa Çulcu'ya bu camiadan bir tek adamı sileceksin deseler, bana göre sileceği kişi Sabri Çelik'tir. Sayın Çulcu ve Sayın Çelik aynı mekandalar. 4) Sayın Ulusoy ve Sayın Çulcu birbirlerini silmişlerdi. Barış sağlanmış. 5) 5 Aralık'ta Süper Lig gözlemciliğinden istifa eden Serdar Tatlı ve geçen sezon federasyonu suçlayarak hakemliği bırakan İsmet Arzuman'ın yemeğe katılmaları dikkat çekici. 6) Bazı isimleri Sayın Taner Yalçındağ davet ederken, bazı isimleri Bülent Yavuz aramış. 7) Bu yemeğe katılma noktasında işi çok zor olan iki isim vardı. Sabri Çelik ve Muhittin Boşat... Her ikisi de belki hayatlarının en zor kararını verdiler. Yemeği düzenleyen irade, bu iki isme izin vermeliydi. Ama ısrarla katılmaları istenmiş olmalı. Sayın Mahmut Özgener'in Sayın Sabri Çelik'e olan sevgisini biliyorum. Ama bu sevgi artık bitmiş olmalı. 8) Çelik ve Boşat, yemeğe giderken içlerini şöyle rahatlatmış olmalılar; "İki maça eski ekibini sattı demesinler." 9) Bu yemeği hoşgörenlerin, geçmişteki iftarları da hoşgörmeleri gerekir. O iftarlara katılmak nice hakem ve gözlemcinin sonu olmuştu. 10) Bu yemeğe Orhan Erdemir, Ali Kunak ve Onur Sorguç'un çağrılmamaları ilginç. Demek iki tarafa da yaranamadılar. Mesela bu yemekte camianın duayenlerinden bir Necmi Temizel de olmalıydı. 11) Yemekte Hakem Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi dostum D.Cumalı Sucu da vardı. Yine derneğin yöneticisi Kadir Özdemir'in açıklaması birkaç gündür dernek sitesinde duruyor. 12) Mahmut Özgener'in salı günü İstanbul'da Selçuk Dereli ile özel görüşmesinde, bazı mesajlar verilmiş olabilir. 13) Bu yemek için Erman Toroğlu, "Mutlu Çelik niye yoktu?" diye sordu. Mevlüt Güzel ile Mutlu Çelik aynı mekanı paylaşmazlar. 14) Kadroda olup da maç alamayan hakemler yemekte yoktu. Ama gönülleri oradaydı. 15) Bu yemek hakem-gözlemci camiasında safları netleştirdi. İki taraf kendi içinde birlik ve beraberliği sağladı. Taraf olmayan kalmadı. 16) Bundan sonra kavganın şiddeti artabilir. 17) Yemekte Metin Tokat ve Cem Papila yoktu. Ama bence bir yorumcu olarak çağrılmalıydılar. Bülent Yavuz bu iki ismi unutmuş olmalı. Hafta başında "Federasyon sarsılacak, MHK değişecek, Kulüpler Birliği desteğini çekecek" tahmin ve beklentileri vardı. Tam tersi oldu. Bu kadar hakem hatasına rağmen, federasyona tam destek ve güvenoyu çıktı. >> Gazozun havası kaçmış! Bir derbi oynandı. Bütün Türkiye Delgado'ya gösterilen ikinci sarı karta kilitlendi. Kitaba ve kurala kimse bakmıyor. Oyuncunun niteliğine, kaptanlığına, niyetine bakılarak Beşiktaş'ın 10 kişi kalmasının haksızlık olduğu söyleniyor. Hatta Şansal Büyüka, derbide bir takımın 10 kişi kalmasını adil bulmuyor ve havası kaçan gazoza benzetiyor. Derbiler 11'er kişiyle oynanılmalı diyor. Yani FIFA, kurallar, MHK'nın istediği çok önemli değil. Önemli olan gazozun havası! Kart isteyene kart kuralını FIFA emrediyor. Anlaşılan o ki MHK da bunun arkasında. Reflekse, iyi niyete bakılmayacak. İkinci yarı hakemler çok rahat edecek. Sahada hakemin otoritesiyle oynamak isteyenler, hakemi seyirciye satanlar kuzu gibi oldular. Daha da olacaklar! >> Ne olacak? Dostlar arıyor. "Ne olacak bu hakemlerin, bu MHK'nın hali?" Telefon açan dostlardan, yazan- çizen yorumculardan olsun bir tane şöyle bir yorum duymadım, okumadım! Şunu beklerdim: Türkiye'de MHK ve GTK başkanlığı yapmış 5 -10 kişi bir araya gelip, bir deklarasyon yayınlasın. "Eyy Sayın Demirören, bu küfür işi doğruysa, sizi şiddetle kınıyoruz. Protesto ediyoruz." Hakem Derneği'nde faal hakemler olduğu için tansiyonun yükselmemesini düşünmüş olabilirler. Hakemler ve MHK Demirören'den daha mı günahkâr? Kamuoyu bunun cevabını bekliyor. Düşünün Hilmi Ok, Doğan Babacan, Ertuğrul Dilek, Mustafa Çulcu, Bülent Yavuz, Sabri Çelik, Mevlüt Güzel, sert bir açıklama yayınlasalar... Maalesef muhalefet yapmak daha tatlı!.. >> Bu pencereden baktınız mı? >"Trabzon'un yediği ofsayt gole Oğuz Sarvan, Sadri Şener'den daha fazla üzülmüştür." (Kemal Dinçer, Hakem Triosu- TGRT Haber TV ) > "Bence o golde hatası olan yardımcı hakem Hakan Yemişken, bütün Trabzonlular'dan daha çok üzülmüştür." (Ö. Faruk Ünal, Hakem Triosu- TGRT Haber TV ) >> Yarın akşam TGRT Haber TV'de 2008'in son programını yapıyoruz. Konuğum MHK Başkanı Oğuz Sarvan.