Oğuz Sarvan 2010

A -
A +

Tarih 28 Mart 2007 Çarşamba. Ekranda Türkiye-Norveç (2-2) maçı var. Almanya'da seyircisiz oynadığımız bu maçta Hamit Altıntop 2 gol atmıştı. Bu tarihte İzmir'deydim. O günlerde Oğuz Sarvan, Ufuk Özerten MHK'sında yer aldığı için UEFA gözlemciliği ve Süper Lig gözlemciliği sona ermişti. Ve bir gün önce fıtık ameliyatı olmuş, Göztepe'deki mütevazı evinde yatıyordu. Ortak yakın bir dostumla seyahat halindeydik. Telefon açtık. Ameliyat olduğunu öğrenince rahatsız etmek istemedik. Israrla bizi evine davet etti. Gittik; bizi kapıda karşıladı. Dikişleri henüz çok yeniydi. Rahatsız etmek istemiyorduk ama Norveç maçını birlikte izledik. Ameliyat olalı saatler olmuştu, buna rağmen bize ızdırabını hissetirmek istemiyordu. Bizi bırakmadı. Uzun bir sohbetten sonra ayrılırken, hasta haliyle kapıya kadar uğurladı. Gözleri nemlenmişti. Ben o anı ve o Oğuz Sarvan'ı hiç unutmuyorum. Yine Spor Müdürümüz Sadık Söztutan, yıllar önce yazdığı bir kitabında Oğuz Sarvan'ın kişiliğiyle ilgili bir iki övücü cümle yazmıştı. O kitabı kendisine takdim ederken, o cümleleri okudu ve kitabını imzaladı. Sayın Sarvan'ın yine gözleri nemlenmişti. Oğuz Sarvan 2 yılı aşkın bir süredir MHK Başkanı. Çok üzüldüğü geceler olmuştur. Aslı astarı olmayan ithamlara maruz kalmıştır. Kendisi ile kader birliği yapmış insanları üzmüş de olabilir. Bu görevde olan bir insanın hata yapmaması düşünülemez. (Yeri ve zamanı geldikçe yapılan hataları, yanlışları yazdık. Yazmaya da devam edeceğiz.) Oğuz Sarvan iyi niyetli olduğu için, Allah ona yardım etmiştir. Kupa hasarsız sahibini bulmuştur. Lig hasarsız sahibini bulmuştur. Ligin süt gibi ak olduğuna en azından hakemler açısından kimse itiraz edemiyor. Kalbi temiz olanlar, bir şekilde kazanıyor. Bu sezon Aziz Yıldırım, Adnan Polat ve Yıldırım Demirören ne kadar hata yaptıysa, Oğuz Sarvan onlardan kat kat daha azını yapmıştır. Gündem değiştirmek sanattır! Salı günü Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği Başkanlığına devam edeceği açıklandı. Bütün Süper Lig kulüpleri derin bir nefes aldı! Çarşamba günü Aziz Yıldırım F.Bahçe'de 2 yıl daha görevinin başında olduğunu açıkladı. Bütün F.Bahçeliler derin bir nefes aldı! Sayın Yıldırım çekip gitseydi, bu gündemi bundan sonra kim, nasıl değiştirebilirdi ki? Bakın, sorumluluğu üstlendi. Takviye yapacağını söyledi. Şampiyonu kutladı. Ama Beşiktaş kalecisi Rüştü'yü öyle bir suçladı ki, bir anda ilgiyi ve dikkati başka noktalara çekti. Bursa'nın şampiyonluğu, Milli Takım'ın ABD kampı, hatta hatta CHP'nin kurultayının bile önüne geçti, Rüştü'nün hedef gösterilmesi. Aziz Yıldırım çok fazla miktarda konuya temas etti. Hepsi üzerinde uzun uzun analiz ve değerlendirme yapılabilir. Ama ben bir yere takıldım: Aziz Yıldırım konuşmasının sonunda, ''Şunu artık görmemiz lazım, Türkiye'de tek büyük var, o da F.Bahçe'dir" dedi. İnsan buna inanabilir. Bu doğru da olabilir. Ama hiçbir şey size rakiplerinizi küçümseme hakkını vermez! 2009-10'dan geriye kalanlar Sizleri hakemlerle ilgili uzun uzun istatistiklere ve rakamlara boğmak istemiyorum. Bu sezon birkaç noktaya dikkat çekmekte fayda var. Ofsayt hatası yapan yardımcı hakemlerin kimisi 2 hafta bekledi, 3'üncü hafta derbiye çıktı. Kimisi 3 hafta bekledi, 4.hafta Süper Lig'e çıktı. Kimisi 3 hafta bekledi, Bank Asya'ya çıktı, ordan Süper Lig'e devam etti. Kimisi de 6 hafta Süper Lig yüzü göremedi. Burada esas olan kriterin ne olduğunu anlayamadan lig bitiverdi. Zaten Süper Lig'e 4.hakem çıkan klasman hakemleri için kriterin ne olduğunu sezon boyunca hiç anlayamadım. 6-7 defa Süper Lig'de 4.hakemlik yapanlar oldu. 1'lerde, 2'lerde kalanlar oldu. Kimilerinin arkasından rüzgâr iyi esti. Gözlemci tayinlerinde de zaman zaman ciddi tutarsızlıklar oldu. Lig bitti artık. Gözlemci sayısı azalacak. Ama bu muameleyi hiç hak etmeyen gözlemciler var. Bu sezonun en başarılı yardımcı hakemi Orkun Aktaş'tır. Ders niteliğinde bayrakları oldu. Ligimizde hak ettiği değeri görmese de Alpaslan Dedeş, Valencia-Cenova, L.Sofya-Sazburg, Ajax-Anderlecht maçlarına çıktı. Kritik kararlarında başarılıydı. FIFA kokartının çok da önemli olmadığını gördük. Tarık Ongun ve Bahattin Duran sezonun hem Avrupa'da hem Türkiye'de başarılı bayrakları oldular. Abdullah Yılmaz ve Özgür Yankaya en iyi çıkış yapan isimlerdi. Bu iki hakeme "vizyon verebilecek" mentöre ihtiyaç var. Aksi takdirde ilerleme kaydedemeyecekler. Bizden söylemesi. Kuddusi Müftüoğlu Süper Lig'de 20 maçla sezona damgasını vurmuştur. Ama bu sezon bir Cüneyt Çakır gerçeği ile karşı karşıyayız. Başarısı ile herkes gurur duydu. Herkes üzerinde emeğinin olduğunu söyledi. Övgüler ve methiyeler çoktu. İyi de, bir zamanlar FIFA kokartını ona layık görmeyenler yok muydu? O kokartı veren MHK'da bile şiddetli itirazlar çoğunlukta değil miydi? Medyada uğradığı ağır eleştirilerin mürekkebi henüz kurumadı. Hatta birileri bugün olmuş hakkı teslim etmeye yanaşmıyor. Ben Cüneyt Çakır'ın başarısından şu dersi çıkardım: Bu kendini "otorite sananlar" ya da benim kendilerini "otorite sandıklarım" bu işi hiç ama hiç bilmiyor. Hollandalı eğitimci Uilenberg'in derslerini dinledikçe, benim hakeme bakışım değişmeye başladı. İyi hakem ile kötü hakemi daha iyi ayırt etmeye başladım. Zaten "yüreklerinin ebatları" konusunda yeteri kadar "veri" var bende. MHK'yı yeni bir sınav bekliyor İl Hakem Kurulları klasmana teklif edeceği hakemleri belirledi. Bölgesel Hakem Kurulları sembolik kalmaya devam etti. İstanbul'daki hakemin geçtiği atletik test ile diğer illerdeki hakemin atletik testi bir değildi. İstanbul'dakiler hesapta yeni usüle göre. Yılların eğitimcisi ve bu işin emektârı Ahmet Erdoğan el kronometresi ile üstelik tek başına atletik testleri yaptırdı. Anadolu'dakiler ise eski metot 2800 metre koşarak testlerden geçti. MHK, duygularını bir kenara bırakmalı. Bu teklifleri, yeni hakem kadrolarını, gözlemci kadrolarını adil yapmalı. Bazı illerde hakemlik tükendi. Bu illerin bazıları ciddi futbol şehri. MHK'nın buraları dikkate alması gerekiyor. MHK üyesinin bulunduğu illerin abat olmasından tiksinir hale geldik.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.