Önceki gece hepsi, suspustu!

A -
A +

Millî takımın Portekiz maçı sonrası teknik kadroyu, oyunu ya da oyuncuları eleştirenler mutlaka olacaktır. Ancak...

 

Montella’ya “Kukla kılıklı antrenör bozuntusu” diyen sanatçı bozuntusu!

 

Kadroyu “Menejerler, Hamit Altıntop yapıyor” diyenler!

 

"Arda Güler’i yedirmeyiz” diyenler! Her şeye sadece “kulüp renkleri” üzerinden bakan ve memleketi birbirine düşürmek isteyenler!

 

Önceki gece hepsi suspustu.

 

 

Sabredenler kazandı!

 

 

1) VİNCENZO MONTELLA: Polemiklere hiç girmedi, hep işine baktı. Tuzağa düşmedi. Onun için oyunculara olan saygısı ve güveni karşılıklı olarak esastı.

 

2) HAKAN ÇALHANOĞLU: Çekya’ya kim gol atsın deselerdi, adını ilk sıraya yazardım. Memleket bu çocuğu bir türlü kabullenemedi. Sanki her yıl bir iki Çalhanoğlu üretiyoruz! Basın toplantılarındaki duruşu hep kalitesini gösterdi.

 

3) CENK TOSUN: 13 yıldır millî takımda oynuyor. Dedi ki; “Hiç bu kadar arkadaşlığın ve sevginin olduğu bir takım ve oyuncu grubu olmamıştı!” Hiç bozgunculuk yapmadı. Ve o gol, ona çok yakıştı.

 

4) ARDA GÜLER: Yaşının çok üstünde bir olgunluk gösterdi. Birileri ondan Montella aleyhine birkaç cümle için yandı, tutuştu. Bu oyuna gelmedi.

 

 

Dilerim doğru değildir!

 

 

Türkiye-Portekiz maçı sırasında Mehmet Büyükekşi ile UEFA Hakem Kurulu Başkanı Roberto Rosetti’nin tartıştığını duyduk.

 

Büyükekşi, maçın Alman hakemi Felix Zwayer’den şikâyetçi olmuş.

 

Dilerim; bu haber doğru değildir.

 

Bu bizim hakemliğimize çok zarar verecek, bizi küçük düşürecek bir davranış.

 

UEFA’nın hakem yöneticileri, ülke federasyon başkanları ile hakem tartışmaktan şiddetle kaçınırlar.

 

Oysa bizde; kulüp başkanları ile MHK başkanları keyifli toplantı yaparlar, pozisyon tartışırlar.

 

 

Ülkemize yazık ediyorlar!

 

 

1) Sokak köpekleri, iklim, çevre, İsrail ile ilgili hiçbir fikri olmayanlar Montella-Arda Güler konusunda uzman kesildi! 

 

2) Son 16 turuna kalmış olsak da; el altından, siyasi yorumcuların moda deyimle “vekâlet savaşları” Mehmet Büyükekşi ile Servet Yardımcı arasında son hızıyla devam ediyor.

 

 

36 maç kardeş payı dağıtıldı!

 

 

EURO2024’teki 51 maç için 30’a yakın “elit hakem” arasından zaten 19’u seçilmişti.

 

Gruplarda 36 maç oynandı. 18 hakem, ikişer maç yönetti.

 

Sadece Polonyalı finallerin hakemi Marciniak grup aşamalarında tek maçta kaldı.

 

 

Daniele Orsato finali istiyor da!

 

 

İsviçre-Almanya maçının hakemi İtalyan Daniele Orsato idi.

 

Golden önceki net kemiksiz faulü yakalayan VAR, Orsato’yı monitöre davet etti.

 

Orsato gitti; birkaç saniye dahi sürmeyecek bir gol iptali gerekiyordu. Defalarca izledi, gönülsüz golü geçersiz saydı. Bunu vücut dili ile çok açık etti.

 

Orsato, İtalya Ligi’ndeki hakemlik hayatını geçen ay noktaladı.

 

Bu şampiyonadan bir final yönetme beklentisi var. Finale de adaydır.

 

Ancak hazmedemediği, VAR’ın çağırması... Final yolunda engel istemiyor.

 

 

EURO 2024’teki hakemler ve bizim hakemler!

 

 

Geçen haftadan devam edelim! Bu turnuvadan “en çok aklında ne kaldı?” diye soracak olursanız!

 

Kulübelere kart göstermek için giden hakem; hiç acele etmiyor. 

 

Oyuncuyu tespit ediyor, gerekirse ayağa kaldırıyor, onu diğerlerinden ayırıyor, göz temasını kuruyor. Ve sarı kartını gösteriyor. Gerekirse bir sarı kart daha çıkarıyor.

 

Bizde kulübeye mümkün olduğu kadar uzakta duruyorlar. Boşluğa bir sarı kart çıkıyor. Ve oradan hızla uzaklaşıyorlar. Aman iş daha da büyümesin! Hatta; “4. hakeme oğlum beni neden çağırdın?” vücut diliyle...

 

Hakemden başka sarı kartın kime çıktığını bilen de yok.

 

Burada suçu ve kabahati bizim hakemlere atmıyorum. Orada arkanda kapı gibi duran UEFA var, seni sabote edecek oyuncu da yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.