2005 yılının size ve camianıza hayırlı olmasını diliyorum. Sayın hocam , bu FIFA kokartı dağıtım işi sizi çok üzdü ve yıprattı galiba! Belki de tercihiniz konusunda şu anda pişmansınız. Bu kadar yıllık bir hakem, bu kadar yıllık bir MHK üyesi ve başkanı olarak, bunun sonuçlarını tahmin etmeliydiniz. Basiretiniz mi bağlandı? Muhittin Boşat 'a itiraz mı edemediniz? Siz Metin Aydoğan 'ı kurtardınız! Ama sizi kim kurtaracak? (Ki, Metin Aydoğan'ın FIFA kokartına ihtiyacı olduğunu da düşünmüyorum. Mesleğinde başarılı bir hekim. FIFA olmanın keyfini de şu günlerde yaşayabildiğini sanmıyorum. Kişiliği ve beyefendiliği konusunda olumsuz hiçbir şey duymadık. Yazdıklarımızın M.Aydoğan'la hiçbir ilgisi yoktur.) Seçildiğiniz günden beri iki konu üzerinde çok durdunuz: "Adalet ve cesaret!.." Şimdi; Mersin'deki ara seminerde hakemlere ne diyeceksiniz? Hakemler, sizin söylediğinizi yapsınlar, ama yaptığınızı sakın ha yapmasınlar. Eş - dost için takım ayrımı yapmalarından korkuyorum. Sayın hocam , Adalet diyorsunuz, Lig TV 'ye çıkıyorsunuz, Haber Türk 'ten rahatsız oluyorsunuz. Sipariş soru mu istiyorsunuz? Ercan Taner ve Bahri Havadır 'ın soruları gibi... Bu mu adalet? Hakem ayrımı yapıyorsunuz, bari televizyon ayrımı yapmayın. Metin Aydoğan 'ı FIFA yapma cesaretini gösterdiniz. Tebrik ediyorum. Şunu da yapabilseydiniz, hiç itirazımız olmazdı. Mustafa Çulcu 'yu yaşından veya aldığı cezadan ötürü, Bülent Demirlek 'i başarısızlığından dolayı liste dışı bıraksaydınız... Metin Aydoğan tepkisi kadar asla tepki almazdınız. Size destek verenlerin sayısı az olmazdı. Daha önce yazmıştık. "Metin Aydoğan'ın S.Çelik ve M.Boşat'a yakınlığı ile biliniyor" diye... Ahmet Çakar da Türkiye'deki 10 bin hakemin bunu bildiğini önceki gün yazdı. FIFA listesini MHK yapar, TFF onaylar. FIFA 'nın muhatabı TFF 'dir. TFF , yaptığınız listeyi, dokunmadan onaylamıştır. Lig TV 'deki ifadeniz ve Haber Türk 'teki Mosturoğlu 'nun açıklaması kimin doğruyu söylediğini ortaya koydu. Sabri hocam, Metin Aydoğan 'ı hayatımda iki defa yüz yüze gördüm. Kuşadası'nda ve dernekte.... Merhabalaşma ve tokalaşma dışında hiçbir yakınlığım yok. Bir de iki yıl önce haftanın hakemi yaptığımızda güzel bir resmi yoktu. Bazı gazeteler de benden resmini istemişti. Kendisini telefonla aramıştım. O kadar... Cüneyt Çakır 'la da hayatımda toplam karşılıklı 3 dakika sohbetim olmamıştır. Dernekte 2 ya da 3 defa merhabalaştık o kadar. Siz ya da Muhittin hocam ya da birlikte çıkıp, "Biz şu şu gerekçelerden ötürü Metin Aydoğan'ı FIFA'ya uygun gördük, Cüneyt Çakır'ı da şu şu eksiklerinden ötürü uygun görmedik" deyin. Çünkü bu konuda kamuoyunda, spor basınında sizin kararınızın yanında tek kalem ya da kişi yok. Kendimi Serdar Tatlı 'nın yerine koyuyorum. Yıllardır bu ligin yükünü çekeceksin. En zor, en stresli ve gerginliği yüksek maçlara çıkacaksın. FIFA kokartını geçen yıl B.Demirlek bu yıl M.Aydoğan takacak. Eğer Metin Aydoğan ya da Bülent Demirlek, Serdar Tatlı 'dan daha iyi hakemse, niye en zor maçlara çıkmazlar. Zor maçlar hep Tatlı 'nın olur. Yabancı dil palavrasını gerekçe göstermeyin. Artık bunlara karnımız tok. FIFA genç diyor, siz 40 yaşındaki hakemi FIFA yapıyorsunuz. FIFA listesinin yaş ortalaması 37.5 oldu! İlle federasyonda yakınların (Bursa'dan dostların), ağabeylerin, Cerrahpaşa'da tanıdığın mı olacak? Serdar Tatlı olsam, isyan ederdim. Cüneyt Çakır olsam, isyan ederdim. Size olan "güvenirlilik" konusunda ciddi bir hasar aldınız. Şahitlerim vardır, dürüstlüğünüz konusunda hep şunu söyledim durdum: "Sabri Çelik ve Muhittin Boşat'a kimse bir şey diyemez..." Eğer o görevde olursanız, 2006 'nın FIFA listenizi şimdiden merak etmeye başladım. Selam ediyorum. Not: Benden FIFA listesi konusunda ilgi duyanlara küçük bir tüyo... Mevcut MHK görevde olursa, 2006'nın FIFA listesi için S.Ç . ve M.B. 'ye yakın olan isimlerin kokartı garanti. Yaşınız, not ortalamanız, yönettiğiniz maç sayısı, performansınız, zor maça çıkmanız... Hiç birinin önemi ve mânâsı yoktur. Mesela Aytekin Durmaz, 2006 FIFA listesinde niye olmasın? Bence Aytekin 'in kriterleri mevcut MHK 'nın FIFA kriterleri ile bire bir örtüşüyor! İtirazı olan varsa, beni arasın! Kayyum bağıra bağıra geliyor Dün Kemal Ulusu ile görüştüm. "Ne olacak MHK'nın durumu?" dedim. Basketbol Federasyonu'nun kongresi için Ankara'ya gittiğini ve oradaki havayı da yaşadığını söyledi. " Başkan, basketbol tamam da futbol ne olacak" dedim? Kemal Ulusu, çok önemli iki şey söyledi. Elçiye zeval olmaz. Aynen aktarıyorum. 1- Yargıtay, MHK seçiminin iptâlini onaylarsa; MHK'nın bütün kararları geçersiz sayılır. Bu Türk futbolu için hiç hoş olmayan neticeleri beraberinde getirecektir. Buna gönlüm pek razı olmuyor. 2- Pazartesi günü (10 Ocak 2005'te) ihtiyati tedbir kararı için müracaatımı yapıyorum. MHK, kayyuma devredilecektir. Bu, Levent Bıçakçı'ya ve MHK'ya senin aracılığınla son ikâzım. Mersin'deki seminer esnasında bir kayyum açıklanabilir. Herkesin haberi olsun.