Sadettin Güler adam gibi adamdır

Sadettin Güler İstanbul İl Hakem Kurulu Başkanı. TFFHGD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi... Mükemmel İngilizce bilir. Dünya'daki ünlü hakemler, ünlü gözlemciler, önemli simalar TFF Başkanı'nı ya da MHK Başkanı'nı tanımaz. Ama Sadettin Güler'i çok iyi tanırlar. Türkiye'ye gelen bütün yabancı hakem ve gözlemcilere mihmandarlık yapar. Varlıklı bir ailenin çocuğudur. Eşi Kadıköy Belediyesi'nde mimardır. Saygın ve güçlü bir ailenin damadıdır. İstanbul'daki bütün hakemler, Sadettin Güler'i sever ve sayar. Yanılmıyorsam, son 4 MHK döneminde de Kurul Başkanı. (Hilmi Ok, Bülent Yavuz, Sabri Çelik, Ufuk Özerten.) Ciddi bir insandır. Kendisiyle çok fazla samiyetim de yok. Ama biraz araştırırsanız, bu bilgilere rahatça ulaşırsınız. Kendisiyle ilgisi asla "şaibe" ya da olumsuz bir şey duymadım. Bu camianın tamamı benim gibi Sadettin Güler'e kefildir. Şimdi soruşturma dosyalarına ismi iliştirilmiş. Neymiş 600 milyon liralık ceket almış. Neymiş 1 milyar 300 milyonluk hediye almış. Hepsi 2 milyar bile değil. Gerçekten çok ayıp. Burada detay bilgi vermekten özenle kaçıyorum. Sadettin Güler, İstanbul'da her hafta yüzlerce maça hakem atıyor. Yüzlerce kulüp var. Bu kadar yıldır en ufak bir usûlsüzlük olsaydı, şimdiye patlamaz mıydı? Kendisine telefon açtım. Bayram tebrikinden sonra bu konuyu sordum. Telefonda gözyaşlarını tutamayarak, "Şu ana kadar uluslar arası 106 tane maçın hakemini karşıladım, uğurladım. Hepsini ağırladım, misafir ettim. Hiçbirinden bir şey çıkmadı. Bu kadar yıldır ticaretle uğraşıyorum. Devlete bir kuruş vergi borcum yok" diyerek kısa kesti. Ben mesajı aldım. Sanıyorum herkes de alacağını almıştır, bu mesajdan. Evet geçtiğimiz günlerde bir benzeri de Orhan Erdemir için yapılmak istenmedi mi? Uzun lâfın kısası Sadettin Güler son günlerin moda deyimiyle "adam gibi adamdır". Tertemiz insanları karalamak bu kadar kolay olmamalı. İtirazı olan beni arasın. Bu daha büyük ayıp! Antalya'da medyanın önündeki tartışma ilgi çekti. Mustafa Çulcu, "Ufuk Özerten'in MHK'nın başında olması bizim ayıbımız" dedi. Ufuk Özerten de "Bu ayıbı aynen iade ediyorum" dedi. Mustafa Çulcu, söylediğinin Özerten'in şahsiyetiyle, kişiliğiyle hiç ilgisi olmadığını koskoca camianın içinden bir başkan çıkaramamasının kendileri adına bir eksiklik olduğuna vurgu yaptı. Ama son günlerde benim duyduğum ise daha büyük ayıp. Bu camiada şimdiye kadar 7 defa gelip, 8 defa giden bir kişinin ismi MHK Başkanlığı için dolaşıp duruyor. Esas "eksiklik" ya da Çulcu'nun tabiriyle "ayıp" bu! Koskoca bir camia. Her sezon 1-2 kişi yaştan ötürü hakemliği bırakıyor. Nice birikimli insanlar var. MHK'ya katkı sağlayacak, hamle yaptıracak, heyecan getirecek, zinde, dinamik onlarca isim varken, modası geçmiş insanların bu görevler için adının bile dolaşması rahatsız edici. Kimse bazı görevlere doymuyor. Bu ne hizmet sevdasıdır! Herkes mezara kadar camiaya hizmet peşinde. Gençlerin önünü açalım, bizden daha iyi yapanlar gelsin demek yok. Can Filat! Belki bu bayram en büyük duayı biz aldık! Süper Lig'de geçen sezon tek maça çıkan ve C'ye düşen Can Filat, Okmeydanı SSK Hastanesi'nde yatıyor haberini alınca, hastaneye koştum. Karaciğerinde kist varmış. İlk ziyaretçisi biz olduk. Can Filat'ın bayramı hastanede garip bir şekilde geçirmesine içimiz razı olmadı. Bunu gazetede 2 gün boyunca haber yaptık. Hakem camiası müthiş ilgi duydu. Türkiye'nin her bir yanından isimli, isimsiz o kadar e-mail, mesaj ve telefon aldım ki, yaptığımız haberlerden dolayı... Can Filat'ın telefon numaralarını isteyenler... Ziyaret için koşturanlar... Biz gittiğimizde "bomboş" ve "soğuk" hasta odası, çiçek bahçesine dönmüş. Çarşamba günü de İstanbul'daki hakemler başta Süleyman Abay olmak üzere 35 kadar arkadaşı ziyarete gitmiş. Osman Avcı hastaneyi seferber etmiş Can Filat için... Mustafa Çulcu çiçek göndermiş, aramış, moral vermiş. Ufuk Özerten aramış. Her şeyden önce hastane personeli, diğer hasta ve yakınları, doktorlar Can Filat'ın sıradan bir hasta olmadığını, önemli bir camianın bir üyesi olduğunun farkına vardılar. Can'a olan ilgi ve özen arttı. Camia demek ki, gücünün farkında olmalı. Gücünü harekete geçireceği zamanı iyi bilmeli. Hastanede garip bırakmayan, ona moral veren, ziyaretine giden herkese Can Filat adına teşekkür ediyorum. Bu tablo beni çok duygulandırdı. Hakem camiası örnek bir davranış sergiledi. Mesaj kutusu "Sayın Ömer Faruk Ünal, Türk hakemliğine duyduğunuz ilgi ve sevgiyi yazılarınızdan büyük bir dikkatle takip ediyor ve beğeniyorum. Ben klasman hakemiyim, kim ve hangi bölgede bulunduğumu söylemekten çekindiğim için bunu yazmıyorum. Bizim sıkıntılarımızı dile getiren nadir yazarlarımızdan birisi, hatta teki sizsiniz. Sıkıntımız var Ömer Bey, biri MHK ile ilgili diğeri sizinle ilgili. İlk olarak sizinle ilgili sıkıntımızı aktarmak istiyorum, TITANIC Hotel'deki MANİSA ve İZMİR hakemlerinin kavgası adlı yazınızı hatırlarsınız, Ömer Bey o gece ben de ordaydım arkadaşlarımın yanında, bahsedilen olaylar yani MANİSA ve İZMİR'li hakemler kadın yüzünden kavga ettiler, alkollüydüler gibi yakıştırmaların hepsi yalan, olay çok abartılmış bir şekilde lanse edildi, bu kavgayı gören biri varsa çıksın ben gördüm desin, saygısızca bu olayı böyle lanse eden Diyarbakır eğitim sorumlusudur. Son gün sabah toplantısında söylediği yalanları kayıtsız kalarak dinledik. Bizi anlayışlı karşılarsınız ki, orda kendimizi savunamazdık bizler C ve CY klasman hakemleriyiz, sözümüz geçmez. OĞUZ SARVAN hocamızın başımızda olmayışı bu olayların tek sebebidir. O gece diskoda bulunan Bursa ve Çanakkale bölgesi hakemlerinin neden adı karışmadı? Bizim, 'Sadece biz yoktuk hocam, Bursa ve diğer bölge hakemlerinin hepsi ordaydı onları çağırın ve sorun kimler kavga etti diye' sözlerimiz bize hakaret olarak geri döndü. İnanın ki, bu olayların dışında başka şeyler var. Yalancıların ve iftiracıların bize değil Allah'a karşı hesabı var. Ayrıca kimsenin bize "p....ler" demeye de hakkı yok Sayın Gazanfer Doğu... Söylemek istediklerim sizin için önemli olmayabilir. MHK BİLE KENDİ HAKEMİNE GÜVENMEDİKTEN SONRA SİZİN DE BİZE GÜVENMEMENİZİ ANLAYIŞLA KARŞILARIZ ÖMER BEY... "