Silivri'de hareketli saatler!

A -
A +

Dün Silivri'deki hakem seminerinde Oğuz Sarvan, Ufuk Özerten, Mahmut Özgener, Şenes Erzik ve Danimarkalı UEFA Hakem Eğitimcisi Larsen birer konuşma yaptı. Larsen cümlelerini tamamlıyordu ki, etrafımda tek bir gazeteci, foto muhabiri, kameraman kalmadığını gördüm. Ben dikkatle Larsen'i dinliyordum. Birden Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek medya ordusu ile birlikte kürsüye yürümeye başladı. Sanırsınız perde açıldı, tiyatro başladı! Protokol diğer kapıya yöneldi. Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek nutuk atıyor. Seminer, seminer olmaktan çıkmıştı. Medya müthiş bir koşuşturma içinde. Kameraların ilgisi Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek'i iştaha getirmiş. Sürekli aynı cümleleri tekrarlıyorlardı. Vedat Yüksel hakem arkadaşlarına dönmüş, "Bugün bize yarın size. Bunu asla unutmayın.Bu şarkı burada bitmez" diyerek slogan atıyordu. Bu salon için akreditasyon yapılmamış! Hiçbir istihbaratları yok! Halbuki salonun dışında ciddi bir organizasyon var. TFF yönetimi, MHK, federasyon çalışanları, eğitimciler, otel görevlileri herkes uyudu! Olaya kimse müdahale edemedi. Ben orada mesela bir Ufuk Özerten'den şunu beklerdim. Veya bir MHK üyesi, bir üst düzey yönetici şunu yapmalıydı: Derhal bu iki hakemi yanına alıp, otelin bir odasına geçebilirlerdi. Kendileriyle hiç kimse ama hiç kimse, konuşmak bile istemedi. Adamlar sanki vebalılar. ORGANİZE BİR EYLEM Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek, Silivri 1.Noteri Berrin Çınar'ı ve avukatları Tuğba Sezlikli'yi de yanlarına alarak otele gelmişlerdi. Kimseye gözükmeden içerideki konuşmaların sonlanmasını beklemişler. Noter tutanak tutuyor, avukat açıklama yapıyor. Yani sıradan bir protesto ya da eylem değil. Ben sadece bu iki hakemin planladıkları bir olay olduğunu da sanmıyorum. Avukatları diyor ki: "Ciddi bir hak yeme durumu var. Her şey ortada. Müvekkillerimin bu seminere katılma hakkı var. Çünkü üst klasman hakem kendileri. Her türlü müracaatlarımızı yapacağız, gerekirse İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceğiz." *** Silivri'den yola çıktım. Telefonum çaldı. Olayları ekrandan görüp arayan dostun şu cümlesi çok çarpıcı: "Bu iki hakemin karşısında duramayanlar, yarın kulüplerin karşısında nasıl duracaklar?" Yorum ve takdir sizin!.. Analizim biraz sivri olacak! Olay, bana Ocak 2005 Mersin'i hatırlattı. Mutlu Çelik, dönemin Levent Bıçakçı federasyonunu ve Sabri Çelik MHK'sını protesto ederek elindeki kağıtlarla çıktı ve hakemliği bıraktığını haykırmıştı. Severseniz ya da sevmezsiniz hakemliği bıraktığını ilân etmişti. Ben şimdi ön yargılardan uzak durarak bazı tespitlerde bulunmak istiyorum. 1- Sayın Mahmut Özgener şayet bu iki hakem lisanslı hakeminiz ise lisans iptali talebiyle Disiplin Kurulu'na sevkedilecek mi? MHK sizden, siz de MHK'dan sevk yazısı mı bekliyorsunuz? Dün oradaki çoğu hakem ve gözlemci bunun gerçekleşmeyeceğini düşünüyor. Sebebi bu iki hakemin daha önceki basın toplantıları ve suçlamaları için de hiçbir yaptırımınız olmamıştı. 2- Sayın Özgener siz bir işlem gerçekleştirmezseniz, yarın faal hakemlerden biri, "Bana niye az maç veriyorsunuz?" diye MHK veya TFF'yi basabilir. Bir diğeri de "Bana niye derbi vermiyorsunuz? Beni niye FIFA yapmadınız?" demez mi? Bir otorite zaafı yok mu? 3- Sevgili Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek kardeşlerim sizleri iyi anlıyorum. Duygularınızı hissediyorum. Ancak, sizler arka arkaya maçlara çıkarken, belki de zamanından önce FIFA kokartı takarken, bazı maçlarda fahiş hatalar yaparken, su savaşları yaşanırken, hiç dinlenmeden 6 gün ara ile maçlara çıkarken, "Ya bu maçı bana vermeyin. Maça çıkmayan arkadaşlarım var" dediniz mi? Demediniz! İşte böyle bir rekabetin içinden geliyorsunuz. 4- Sevgili Bülent Demirlek kardeşim, "Hakem Derneği Genel Başkanı" sıfatını aldın. 10 bin üyenin genel başkanısın. Tek başına sen o koltuğu doldurmuş olsan, dünkü o salon seninle beraber hareket ederdi. Vedat Yüksel, avukat ve noterle yapayalnız kalmazdın. İstifa etmen gerekir. Çünkü dünkü o 120 hakem arkanda durmuyor. 5 - Bu olayların buraya gelmesinde en büyük suçlu MHK'dır. Klasmanları yapamamıştır. Yetkisini kullanamamıştır. Bu zemini MHK hazırladı. Klasman düşürülmüş olsaydılar, bu olaylar yaşanmazdı. Hiçbir medya mensubu veya avukat size "Bu hakemler seminere neden alınmıyor? Klasmanları üst klasman değil mi?" sorusunu soramazdı. Siz kahraman yaptınız! Öyle değil mi? Silivri'de hareketli saatler!

Yıldırım'a cevap Erzik'ten! Şenes Erzik'in dün çok önemli şeyler konuştu ancak bir iki cümlesi az daha arada kaynıyordu. Erzik UEFA'nın 1.Başkan Yardımcısı olarak yabancı hakem isteyenlere çok net ve keskin bir cevap verdi: "Yabancı hakemi dillendirmek çok büyük yanlıştır. UEFA ve biz böyle bir şeye hemen karşı çıktık. Bu uygulamanın pratik yanı yok. Ancak girişimler oldu. Madem denenecek 'Denensin' dedik. Bazı yabancı federasyonlar başka ülkeden hakem istediler. Zannettiler ki diğer ülke iyi hakemlerini o gönderecek. Peki kendi liginde ne olacak? Hangi ülke en iyi hakemini başka bir ülkeye gönderir? Bu konuda rahatsızım. Bunu irdeleyen arkadaşlarımız bugünden sonra böyle bir adres değişikliği yapmasınlar, uğraşmasınlar." Aziz Yıldırım'a bu konuda kimse bir şey diyememişti. Hiç değilse, Şenes Başkan cevabı verdi. Tuğba (Çıkıt) Durnacı'ya vefa! MHK'nın yıllardır en önemli elemanıdır. Herşey ondan sorulur. Başı sıkışan onu arar. Bıkmadan, usanmadan herkese cevap verir. Sabırla herkese yardımcı olur. Tuğba (Çıkıt) Durnacı. Annesi uzun süredir amansız bir hastalıkla mücadele ediyordu. Dün annesinin vefat haberi hakem ve gözlemcilerin seminer yaptığı Silivri'ye düştü. MHK üyeleri Sadettin Güler ve Hamza Işın, hakemler Bünyamin Gezer, Kamil Abitoğlu, Kuddusi Müftüoğlu, Alpaslan Dedeş, Bahattin Duran, Bülent Gökçü ve İstanbul İl Hakem Kurulu Başkanı Ahmet Erdoğan seminerin ilk bölümüne katılmayıp, cenazeye gitmişlerdi. Bu cenazeye giden grup beni çok duygulandırdı. Şovu kaçırdılar, ama çok önemli bir ahde vefa görevini yerine getirdiler. Başın sağolsun Tuğba Hanım!. Helal olsun size hakem ve yönetici arkadaşlar!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.