Memlekette Türk hakemliği üzerine kafa yormayan yok!
Ancak çok sığ ve basmakalıp birkaç cümlenin dışına çıkabilenleri bulamazsınız.
Ahbap-çavuş ilişkiler… Bölgecilik... Baba-oğul hakemlik...
Türk hakemliğine bu birkaç ‘beylik cümlenin’ içinden çözüm aranıyor! Eleştiriler, bu kadar basit ve işin gerçeğinden uzak.
Oyuncu, teknik adam, yönetici üretemeyen ve geliştiremeyen Türk futbol düzeninden siz hakemliğin gelişmesini bekliyorsunuz. Daha çok beklersiniz!
Bugün birkaç tespitte bulunacağım;
1) MHK Başkanı ya da üyesi olanlar bir başka insan oluveriyorlar. Kurulda değillerken eleştirdiklerinin tam tersini o koltuklara oturunca yapmaya başlıyorlar.
2) Hakemlik artık cazip bir iş değil. İlgi azalıyor. Bu da her geçen gün kaliteyi hızla düşürüyor.
3) Amatörde, alt liglerde eğitim ve gelişim için hiçbir yatırım yok. Harcanan para sıfır!
4) Sezon boyunca Süper Lig ve 1. Lig hakemlerine standart bir eğitim verilmiyor. Ne doğru, ne yanlış gösterilmiyor! Devre arasında seminer yapılmadı.
5) Kondisyon, atletik testler konusunda disiplin yok.
6) Mentörlük tamamen bir göz boyama. Hakem gelişti mi, ne kadar mesafe aldı? Bunu takip eden bir mekanizma yok.
7) Mevcut düzen; eyyamcı, durumdan vazife çıkaran tipteki hakemlere hizmet ediyor.
8) Her şey günlük!. Plan, program, hedef yok. MHK’lar hergün “Bu hafta, son haftamız” diyerek zaman dolduruyor.
Süper Lig hakemleri önümüzdeki 13 Şubat Salı günü atletik testten geçecekler. Stres basmış!
3-4 hakem mazeret vermiş, testi düşünerek hafta sonu maç istememiş.
Planlamada da bir yanlışlık var.
Hafta sonu ağır bir maçtan çıkan hakemin salı günü atletik testten geçmesi riskli. Perşembe günü olsa daha doğru olacağını söyleyenler de var.
Bu sefer pabuç biraz pahalı gibi! “1-2 metrenin lâfı mı olur?” demeyecekler sanırım!
Ligde üst üste 4 maç kaybetmişsiniz! Takımınız futbol oynamıyor! Transferleriniz tutmamış!
Zirveden 26 puan geriye düşmüşsünüz!
Kulüp başkanı olarak sizi kurtaracak tek can simidi hakem hatalarıdır!
10 tane yabancı gözlemci ligimizdeki 10 maçı 90 dakika evlerinden takip edecekler. Özel bir link gönderilecek. Galiba gözlemci isimlerini Hugh Dallas belirlemiş.
Sıfır tolerans arayacaklar! Bulamayacaklar!
Kulübelerden gelen itirazlara çok şaşıracaklar!
Hakemlerin maç kontrolüne çok zayıf diyecekler!
Topsuz alanlardaki ihlalleri göremeyecekler.
Kupa maçlarını yayınlayan kuruluşun ‘çok bağıran’ yorumcusu; sürekli ‘ligin yayıncısını’ eleştiriyor. Ağır ithamları oluyor!
Kupanın yayıncısı G.Saray-Bandırmaspor maçında ofsaytı gösteremedi!
Ofsayttan gol iptal edildi! Yönetmen ofsaytı yayına veremedi.
Spiker “elle oynamadan gol iptal” dedi.
Yönetmen 10 dakika sonra ofsayt çizgisini ekrana getirebildi.
BAL’da (Bölgesel Amatör Lig’de) hakemlik yapanlar; sürünüyorlar.
İsmi, şehri bende saklı kalsın!
Hakem olduklarını sonradan fark ettim! Aldıkları para masraflarına yetmiyor.
Pansiyonda kalmışlar. Sabahçı kahvesinde çay peynir, zeytin ekmek yemişler.
25 yıllık LPG’li bir araba ile birkaç yüz km yol yapmışlar.
Masrafı; alacağı ücreti geçiyor.
Kamuya ait yerlerde yer yok, bulsanız da 1.500 TL’den aşağı kalacak yer yok.
Biliyorum; bunlar sıkıcı konular! Kamuoyuna “Kural hatası! VAR niye karışmadı?” gibi mevzular lazım!