Naklen yayınlanan Turkcell Süper Lig ve Bank Asya maçlarının hakemlerine bakınca insanda şu kanaat oluşuyor: MHK, acaba canlı yayındaki maçları seyretmiyor mu? Bence seyretmiyor. Ya da seyrediyorlar da hataları ciddiye almıyorlar. Sütunlarım yetse, ben size her hafta Bank Asya'dan ne bombalar yazarım burada. 5 Süper Lig, 3 de Bank Asya toplam 8 maç yayında. Bence MHK üyeleri kendi aralarında bu 8 maçı taksim edip, dikkatlice seyretmeliler. *** Bakın Bünyamin Gezer geçen hafta Konya-Sivas maçında iki tane fahiş hata yaptı. 31.dakikada Sivaslı Sylla'nın bileğe gelen tekmesini ciddiye almadı. Sanıyorum ayak kırılmadığı için (!). Yine Konya'nın bir penaltısı es geçildi. Zaten bu maçta kart standardı diye bir şey yoktu. MHK bu maçı seyretmiş olsa bu hafta Bünyamin Gezer Bursa-Denizli maçına çıkamazdı. Çıkıyorsa, bence yayıncı kuruluş yorumcularının hoşgörüsünden çıkıyor. Çünkü bu maç Bünyamin Gezer'in çok çok altında bir maç zaten. Cuma günü Erciyes-Ç.Rize maçı vardı. Yunus Yıldırım, 11.dakikada Erciyes'in yüzde yüz bir penaltısını vermedi. Yarın Hacettepe-Belediye maçına çıkıyorsa, MHK bu maçı da izlemedi demektir. Trabzon-G.Birliği maçında Kamil Abitoğlu, Egemen'i atmadı. Sarı kart da göstermedi. Kart görse, yarın Sivas'ta oynamayacaktı. 2. gol ofsayt. Kamil Abitoğlu kupada Sivas-F.Bahçe maçında. Kamil Abitoğlu demişken bir ayrıntıyı daha hatırlatmalıyım: Abitoğlu, 15.haftada Bursa-Trabzon maçını yönetti. Bu maçın son dakikasında yardımcı hakem hatası oldu, Bursa ofsayttan galibiyet golünü attı. Trabzon sesini yükseltti, isyan etti. Kamil, 22.haftaya kadar Süper Lig'in yüzünü göremedi. Yani 7 hafta. 1-2 maç Bank Asya veya kupa maçına çıkmış olabilir. Trabzon maçında bu hatasından 7 hafta maç alamayan Abitoğlu'nu hangi mantık ve hangi kriterle Trabzon-G.Birliği maçına verdiniz? O dönem 7 hafta dinlenmiş olması, Trabzon'da maça çıkarken hiç mi üzerinde baskı oluşturmaz? Abitoğlu hakemlik hayatının en büyük travmasını dinlendiği bu 7 haftada yaşamıştır bence. Yoksa Trabzon'la barıştırmayı mı düşündünüz? *** Bir hakem trafik kazası geçirmemişse, son maçında kural hatası yapmamışsa, mazeret bildirmemişse, maç satmamışsa, dernek seçimlerinde sizi üzmemişse 8 hafta neden dinlenir? Üst üste hatalar yapan hakemler neden 3-4-5-6 hafta üst üste maç alır? Artık bende şöyle bir kanaat oluştu. MHK'nın 1 ve 2 nolu isimleri Maraton'u seyrederken, bir sonraki haftanın maçlarını da önlerine koyuyorlar. Toroğlu ve Büyüka'yı izlerken etap şekilleniyor. Hangi hakemin hataları didik didik ediliyorsa, o hakemin üzerine çizgi çekiliyor. Demek ki 2008-09 sezonu hakem tayinlerini 4 kişi yaptı. 2'si ekranda, 2'si masa başında. Bu dediklerimi kabul etmiyorsanız, o zaman tek bir gerekçe kalıyor. O da şu; Mahmut Özgener ya da "bir başka isim" işinize karışıyor. Atamalar hakemi bozabilir Mevcut MHK ile hiçbir kulüp, başkan ya da yönetici iletişim kuramaz. Bu konudaki hassasiyetlerini bilirim. Ama yapılan tayinler hakemi bozabilir. Durumdan veya atamalardan kendine göre vazife çıkaran hakemler olur. Bu her dönemde olmuştur. MHK sisteme yeni hakemler kazandırmak kadar, mevcut kadronun da formunu ve marka değerini korumalıdır. Sayın Oğuz Sarvan defalarca İtalya'dan, Almanya'dan örnekler vererek hakemin yönettiği maç ortalamasının Türkiye'de çok düşük olduğunun altını çizmişti. MHK Yunus Yıldırım ve Bünyamin Gezer dışında, eldeki elit sayılan 8-10 hakemin formunu ve moralini yüksek tutamamıştır. Sisteme Deniz Çoban, İlker Meral dışında üçüncü bir ismi ilave edememiştir. Şimdi ben soruyorum: Kuddusi Müftüoğlu, Süleyman Abay, Özgüç Türkalp, Abdullah Yılmaz, Serkan Çınar, Gökhan Güneşer şu konumlarından çok daha iyi durumda olamazlar mıydı? Mesela bir Gökhan Güneşer'e, Deniz Çoban'a verdiğiniz şansı verdiniz mi? 10 tane Süper Lig'in yüzünü görmemiş üst klasman hakemi var. 29 hafta geride kalmış. Bundan sonra belki formalite maçlarında şans bulurlar. Hatta formalite maçlarında da onlara sıra gelmeyecektir. Çünkü, gönlünü almanız gereken bir sürü hakem birikti. Bu, insan odaklı bir iş. Hakem kadronuzun moralini yüksek tutmalısınız. Hakemin özgüvenini ancak MHK koruyabilir. Ama hakem, MHK'nın performansa göre değil, medyanın ağzına göre hakem atadığını hissettiği anda iş çok tehlikeli noktaya gelmiş demektir. Şu tehlikeyi görmelisiniz. Bugün medyada belli bir takımın şampiyon olmasını isteyen insanlar var. Yorumlar, bu açıdan yapılıyor. Yenilen yemekler, kafa karıştırmıyor mu? Futbol Federasyonu deyip geçmeyin! Bir bakanlık veya bir kuvvet komutanlığından daha fazla birime sahip. Uğraşmadığı alan yok. Yastık kılıfı alımından tutun, özel bir milli maç için gerekli görüşmelere, yayın hakkı, FIFA veya UEFA ile ilişkilere kadar. Kurullar, maçlar, fikstür, maçların gün ve saatlerinin belirlenmesi, seyahat, harcırah ve tazminatların muhasebelendirilmesi. Talimatların düzenlenmesi. Hele de şu seminer ve toplantı organizasyonları. Antalya'da "Çözüme Doğru" adı altında bir seminer vardı. Bir bölümünü takip etmiştim. Organizasyon ve fiziki şartlar itibariyle kusursuzdu. Ama medyanın hiç ilgisini çekmedi. Medya veya kamuoyu her zaman hakemler ve milli takıma odaklanır. Mahmut Özgener, Lütfi Arıboğan, Ufuk Özerten, Genel Sekreter Metin Kazancıoğlu'nun mesailerine bir baksanız, talimatlar, raporlar, yıkılan stat, yeni stat, milli takımın programları, sponsorluk anlaşmaları, katınılması gereken toplantılar. 24 saat 365 gün mesai isteyen bir kurum. Aktivitenin olmadığı gün ve gece yok. Türkiye'de böylesine canlı ve aktüel başka bir kurum var mı acaba? HAKEM - METRE Maç Hakem Maç KK SK Penaltı F.Bahçe-A.Gücü Koray Gençerler 14.maçı 6 60 2 Hacettepe-Belediye Yunus Yıldırım 18.maçı 2 55 - Sivas-Trabzon Cüneyt Çakır 16.maçı 16 67 7 G.Birliği-G.Antep Suat Arslanboğa 10.maçı 3 33 5 Kayseri-Konya Özgür Yankaya 04.maçı 1 12 - Eskişehir-Beşiktaş Selçuk Dereli 14.maçı 3 71 1 Bursa-Denizli Bünyamin Gezer 17.maçı 5 55 3 G.Saray-Ankara Deniz Çoban 13.maçı 3 50 1 Kocaeli-Antalya Tolga Özkalfa 16.maçı 5 54 4