Son dört yıldır; (2019/2023) Türk hakemliğinde istikrar ve disiplin kalmadı!
> Üç ayrı TFF Başkanı geldi! (Nihat Özdemir, Servet Yardımcı, Mehmet Büyükekşi)
> Yedi ayrı MHK geldi! 1) Zekeriya Alp, 2) Serdar Tatlı, 3) Ferhat Gündoğdu, 4) Sabri Çelik, 5) Sabri Çelik kurulu yenilendi, 6) Lale Orta, 7) Ahmet İbanoğlu.
> Vaktinde ve vaktinde olmayan bir sürü klasman yapıldı.
> Araya tabii bir de pandemi ve 8 Mart girdi!
Bir ülkede hakemliğin kötüye gitmesi için daha başka ne yaşanabilirdi ki?..
Türk hakemliği, o eski disiplin, ciddiyet ve otoritenin olduğu günlerinden çok çok uzaklarda...
Ve şu da ertesi gün hissettiklerimi belgeleyen bir sonuç olarak karşıma çıktı.
Belçikalı UEFA Fitness Eğitmeni Werner Helsen, aşırı öfkeleniyor. Koşular nizami yapılsa, 7-8 hakemin fire verebileceği söyleniyor.
Ve bu tabloyu UEFA’nın fark ettiğini ve not ettiğini de göz ardı edemeyiz.
Hakemlik disiplin işidir. Profesyonel olan bu arkadaşların, bu işi ciddiye almaları gerekir.
TFF ve MHK otoritesini hissettirmeli. Yeni nesil hakemler, pek olan bitenin farkında değil.
Son dört yılda Türk hakemliği çok geriye gitmiştir!
Yirmi yıllık emek ve birikim sıfırlanmıştır.
Bunu belgeleyen; önümüzde onlarca veri, sayı ve sonuç var.
“Çalışan” ile “çalışmayan” hakem arasında fark yok!
“Gelişen” ile “gelişmeyen” hakemi birbirinden ayıran bir yönetim anlayışı yok!
1) Kendi markasını hep iyi yönetmiştir. Ve korumasını bilmiştir.
2) Sözleşmesinin son tarihi 31 Temmuz’a kadar beklemiş. TFF ile bir MHK pazarlığı ya da görüşmesi olmamış.
3) FIFA eğitimciliği, UEFA mentor ve gözlemciliği devam ediyor.
4) Gelen teklifler arasından Gürcistan’ı seçmiş. Mutlaka bir gün Türkiye’ye dönecektir.
5) Rusya, Katar ve Cezayir gibi ülkelerde eğitim vermeye devam edecek.
Bana şu günlerde “Türkiye’de işi en zor dört yönetici yaz” deselerdi!
1) Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan
2) Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
3) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
4) MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu
RTÜK ve TFF, futbolu korumak adına ciddi bir adım attı.
Bu yılların yarasıydı.
Ancak önlerinde bir tehlike var. Bu, eğer lafta kalır ve uygulanamazsa; ortam eskisinden çok daha kötü olacaktır.
1) Algoritma; G.Saray maçına Halil Umut Meler’i, F.Bahçe maçına Abdulkadir Bitigen’i tayin ederek keskin rekabetin hangi iki takım arasında olduğunu kavramış! İki maçı sağlama almış.
2) FIFA kokartlı, tecrübeli ve genç hakemler; 10 maça dengeli paylaştırılmış.
3) Tayinler, beyaz bir sayfa hissi veriyor.
4) Atilla Karaoğlan, haftaya G.Saray-Trabzon maçına rezerve edilmiş gibi duruyor.
MHK, “klasman yapmıyorum” dedi!
Olağanüstü hiçbir durum yok! Hakemlere “sınav, koşu, kurs” olacak dendi.
Bunu bir kere daha dile getirme ihtiyacı duydum. Bu çocukların hakkı için.