Memlekette, Fırat Aydınus'un gösterdiği bir kırmızı kart, Bülent Yıldırım'ın çalmadığı bir penaltı için günlerce nefes tüketenler var. Geçen hafta yazdık; 4 hakem BAL maçına giderken trafik kazası geçirdi. Ve Salih Ulu pazartesi günü vefat etti. Geride bir çocuk ve bir de hamile eş bıraktı.
2 yıl önce de uyarmıştık; geçen hafta yine dedik ki, Kayseri'den Rize'ye kara yoluyla hakem gönderilmez.
Yapmayın etmeyin! MHK hiç duymadı! Umurunda bile olmadı!
Dikkat edin! Ve şimdi yılın skandalına bakın!
Bu kaza 8 Mart Salı günü Gümüşhane'de oldu. Hakemler Rize Derepazarı'na Konur-Karadere maçına gidiyorlardı.
Daha kanları yerdeydi. Hayatta kalma mücadelesi veriyorlardı. 4 aile kan ağlıyordu.
Sadece 4 gün sonra! Yanlış duymadınız!
12 Mart Cumartesi günü BAL'da 3.Grup'taki Trabzon'daki Maçka-Konurspor maçına atanan hakemlerin illerine bakın!
Şaban Elbaşı (Kayseri), Celil Doğruyol (Sivas), Ahmet Çıtak (Kayseri), Erkan Odabaşı (Nevşehir).
Bu 4 hakem daha arkadaşları yoğun bakımda iken aynı şehirlerden ve üstelik kaza yapılan güzergahtan yine karadan maça gönderildiler.
Bu yılın en büyük HAKEM ATAMA SKANDALIDIR.
Merhamet yok! Dikkat yok! Özen hiç yok!
Ve en önemlisi de bu kaza bu ölümler; kimseye ders olmamış!
Şimdi ben buradan MHK'ya soruyorum; Bu 12 Mart'taki atamanın farkında mısınız?
Eğer farkında iseniz, hemen istifa edin!
Yok eğer farkında değilseniz; o koltuklar ve bu gömlek size çok büyük geldi. Yine "hemen istifa edin" diyorum.
TFF ve MHK işverendir!
TFF yöneticileri genelde iş adamı. İçlerinde onbinlerce insana ekmek veren patronlar var. İş kanununu ve iş hukukunu iyi bilmeliler.
Göreve gönderdiğiniz hakemlerden biri kazada vefat etti. 3'ü de belki aylarca tedavi görecek. Bedenlerinde kalıcı hasarlar var.
Federasyon, (benim MHK'dan zaten ümidim yok da) bu vefat eden çocuk başta olmak üzere 4 hakemin her türlü hakkını fazlasıyla tazmin etmeli.
Sayın Demirören, ben sizin ve yönetiminizdeki birçok insanın bu konularda çok hassas ve merhametli olduğunu biliyorum.
Bu çocukların kanı yerde kalırsa, hakları verilmezse; Milli Takım Fransa'dan eli boş döner. İlahi adalet yakanızı bırakmaz.
Belki biraz haddimi aştım, farkındayım ama duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
İçim yanıyor! Hele şu MHK'nın aynı yoldan, aynı illerin hakemlerini 4 gün sonra Trabzon'a karayoluyla gönderdiğini TFF internet sitesinde görünce kontrolü kaybettim.
Biz kazaya ve kadere inanan insanlarız. Ancak tedbir almak, dikkatli olmak da bizim birinci vazifemiz olmalı.
Ey ASKF bir ses ver!
ASKF mensupları futbolun hakiki temsilcileridir.
Bu BAL ligi, ASKF'nın gayretleriyle 2010-11'de hayata geçti. Maksat, "adı üstünde" bölgesel bir lig olmasaydı. 12 grupta 70-80 civarında ilin takımları var.
Hakemlerin böyle karadan 1000'lerce km yol yapması biraz da ASKF'nın dayatmasından.
BAL'da hakemin gideceği yol 200-300 km'yi kati surette aşmamalı. O bölgenin hakemleri kullanılmalı. Karda kışta 1000-1700 km karayoluyla gidip maç yönetilmez.
Eğer illa da "uzaktan hakem gelsin" diyorsanız; uçakla seyahat etmeleri sağlanmalı. Burada ASKF, bir duruş ve tavır koymalı. Kimsenin MHK'dan ümidi kalmamış.
"Ölçü" kamuoyu olunca sürpriz yok!
7.haftada bir Trabzonspor-Torku Konya maçı oynandı.
Maçın hakemi Süleyman Abay ve yardımcısı Gökmen Olgaç, "içerde mi, dışarıda mı" tartışması olan bir penaltı sebebiyle gözlemci Taner Gizlenci tarafından bir hayli düşük bir notla cezaya sokuldu.
MHK da o günden beri Süleyman Abay'a Süper Lig'de maç vermiyor.
25.haftada Antalya-Bursa maçı vardı. Maçın hakemi Ali Palabıyık dışarıdaki pozisyona penaltı çaldı. Kadere bak ki; gözlemci yine Taner Gizlenci. Notunu bilmiyorum.
Ama şunu biliyorum; "kamuoyu" kelimesini bir basın toplantısında 15 defa kullanan (Deniz Çoban saymış, canlı yayında söylemişti) bir MHK Başkanı'ndan ve onun gözlemcisinden başka bir şey beklemiyorum.
Bu arada Bünyamin Hocam; gözlemci henüz hakemlerin yanında iken seninle telefonla konuşmasın. Eskişehir'deki gözlemciye (3-4 hafta önce) ne söylediğini Hamza Mısır, radyoda kelime kelime anlattı.