"Birbirinizi gıybet etmeyiniz!"

A -
A +

Bir kimsenin dindeki kusurlarını söylemek, meselâ namaz kılmaz, içki içer veya söz taşıyıcıdır demek, dünyâdaki kusurlarını söylemek;  sağırdır, şaşıdır demek, gıybet olur...
Gıybet, adam çekiştirmek, bir kimsenin arkasından konuşmak demektir. Birisini gıybet etmek, ölmüş insanın etini yemek gibi olur buyuruldu. Belli bir Müslümânın veyâ gayr-ı müslimin ayıbını, onu kötülemek için arkasından söylemek, gıybet olur. Kötüleyen sözler doğru ise, gıybet, yalan ise, iftirâ olur. Gıybet ve iftirâ söylemek, büyük günâh olduğu gibi, bunları dinlemek de harâmdır. Söyleyen ve dinleyen, tövbe etmez ve helâllaşmazsa, Cehenneme gider. Söyleyeni susturmalı, susturamaz ise, oradan kalkıp gitmelidir.
Bir kimsenin dindeki kusurlarını söylemek, meselâ namaz kılmaz, içki içer, hırsızlık eder veya söz taşıyıcıdır demek, dünyâdaki kusurlarını söylemek, mesela sağırdır, şaşıdır demek, gıybet olur. Dindeki kusurları, onu kötülemek için söylenirse, gıybet olur. Onun ıslâhını düşünerek söylenirse, gıybet olmaz. Acıyarak söylemek de, gıybet olmaz denildi.
Bir Müslümânın günâhı ve kusûru söylendiğinde, elhamdülillâh biz böyle değiliz demek, gıybetin en kötüsü olur. Birisinden bahsedilirken, elhamdülillâh, Allah, bizi hayâsız yapmadı gibi, onu kötülemek, çok çirkin gıybet olur. Falanca kimse çok iyidir, ibâdette şu kusûru olmasa, daha iyi olurdu demek, gıybet olur. Hucurât sûresinin 12. âyetinde meâlen; (Birbirinizi gîybet etmeyiniz!) buyuruldu.
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Kıyâmet günü, bir kimsenin sevap defteri açılır. Yâ Rabbî! Dünyada iken, şu ibâdetleri yapmıştım. Sayfamda bunlar yazılı değil, der. Onlar, defterinden silindi, gıybet ettiklerinin defterlerine yazıldı denir.)
(Kıyâmet günü bir kimsenin hasenât defteri açılır. Yapmamış olduğu ibâdetleri orada görür. Bunlar seni gıybet edenlerin sevaplarıdır, denir.)
Ebû Hüreyre hazretleri şöyle nakleder: "Resûlullah efendimizle oturuyorduk. İçimizden birisi kalkıp gitti.
-Yâ Resûlallah! Rahatsız olup gitti, denildi.
-Arkadaşınızı gıybet ettiniz, etini yediniz, buyurdu."
İbrâhîm Ethem hazretleri, bir yemeğe dâvet edilmişti. Sofrada, çağrılanlardan birinin bulunmadığı söylenince;
-O ağır kimsedir, denildi. İbrâhîm Ethem hazretleri;
-Gıybet edildi, buyurdu ve çıkıp gitti.
Netice olarak gıybet, harâmdır. Dinleyen, o kimseyi tanımıyorsa, gıybet olmaz. Gıybet olunan kimse bunu işitirse, üzülür. Bedeninde, nesebinde, ahlâkında, işinde, sözünde, dîninde, dünyâsında, hattâ elbisesinde, evinde, hayvânında bulunan bir kusûr, arkasından söylendiği zamân, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Kapalı söylemek, işâret ile, hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de, hep söylemek gibi gıybettir ve harâmdır.