Nefsin istekleri ile İslâmiyetin istekleri birbirinin zıddıdır. İbâdetleri yapmakta güçlük çekmek, nefsin kötülüğünü gösteren bir alâmettir. Nefsin istekleri kalmayınca, güçlük de kalmaz.
Dinde zorluk, güçlük yoktur demek, İslâmiyetin emir ve yasaklarından kolayınıza geleni, istediğiniz gibi yapınız ve kolayınıza gelenden istediğiniz şekilde sakınınız demek değildir. İslâmiyetin izin verdiği, yapılmasını bildirdiği, câiz olan kolaylığı yapabilirsiniz demektir. Meselâ, hasta olduğu için veyâ çok soğuk olduğu için ayakları yıkamak güç olunca, mest üzerine mesh edilir. Çünkü, İslâmiyet buna izin vermiştir. Fakat kolaylık olsun diye ayakları yıkamadan mest giyilmez. Çünkü İslâmiyet bu kolaylığa izin vermemiştir. Hasta olan kimse, abdest uzuvlarını başkasının yardımı ile yıkar. Soğuk ise, suyu ısıtıp da yıkar. Mestlerini bundan sonra giyer. İslâmiyet, bu kolaylığa da izin vermiştir. Din âlimlerinin sözlerine ehemmiyet vermeyip de, fıkıh kitaplarının gösterdiği kolaylıkların dışına çıkmak câiz değildir, dini değiştirmek olur. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
"Allahü teâlânın nimetlerinin en kıymetlisi, bütün emirlerinde kolaylık göstermesidir. İslâmiyetin bütün isteklerinde tam kolaylık gözetilmiştir. Meselâ yirmi dört sâat içinde, yalnız on yedi rekat namaz kılmayı emir buyurmuştur. Bunu kılarken de, en kolay olanı okumayı kabul etmektedir. Ayakta kılamayanın, oturarak kılmasına izin vermiştir. Oturarak kılamayan, yatarak kılabilir. Rükü ve secdeleri yapamayan, îmâ ile, işâret ile kılabilir demiştir. Abdest almak için su kullanamayana, toprak ile teyemmüm etmesine izin vermiştir. Zekât için de, malın yalnız kırkta birini fakîrlere ayırmıştır. Ömründe bir kerre hac etmeyi farz etmiştir. Sayılamayacak kadar çok şeyleri helâl etmiş, izin vermiştir. Yiyecek, içecek ve kumaşlardan çoğunu mubâh etmiş, pek azını haram kılmıştır. Zararlı olan içkiyi yasak etti ise de, buna karşılık çeşitli faydalı şerbetleri mubâh etmiştir. İpekli kumaşlardan bir kısmını erkeklere haram etmiş ise de, buna karşılık süslü, renkli sayısız kumaşları helâl eylemiştir. İnsâfsız, taş yürekli bir kimse, bu kadar çok kolaylığı, güç ve ağır yük görürse, kalbinin bozuk olduğunu göstermiş olur. Birçok işler vardır ki, sağlam insanlar bunları kolay yaptığı hâlde, hasta kimselere güç gelir. Kalbin hasta, bozuk olması demek, Peygamberlerin getirdikleri bilgilere, tam inanmaması demektir."
Netice olarak Allahü teâlâ, İslâmiyeti, nefsi, arzûlarından, âdetlerinden vazgeçirmek için göndermiştir. Nefsin istekleri ile İslâmiyetin istekleri birbirinin zıddıdır. İbâdetleri yapmakta güçlük çekmek, nefsin kötülüğünü gösteren bir alâmettir. Nefsin istekleri kalmayınca, güçlük de kalmaz.