Duâların kabul olması için, okuyanın Müslüman olması, günâhlarına tövbe etmesi, mânâsını bilerek ve inanarak söylemesi lâzımdır. Kararmış kalp ile yapılan duâ kabul olmaz.
Bütün Peygamberler, duâ etmiş ve ümmetlerine de duâ etmelerini emretmişlerdir. Allahü teâlâ, duâ etmeyi ve duâ edeni sever. Peygamber efendimiz de; (Duâ etmek, ibâdettir) buyurmuşlardır.
Duânın ve her zikrin sessiz olması efdaldir. Duâ etmenin de şartları vardır. Önce, günâhlarına pişmân olup, tövbe etmeli, istigfâr okumalı, sadaka vermeli, îmânını Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak düzeltmeli, duânın kabul olacağına inanmalı, güvenmeli, iki dizi üzerine kıbleye karşı oturup, önce hamd ve salevât okumalı. Duâyı üçten fazla söylemeli. Kabul olmadı diyerek, ümit kesmemeli, kabul oluncaya kadar, uzun zaman tekrar etmelidir. Haram yememeli, haram içmemeli, haram şeyleri söylememelidir. Haram işlemek, kalbi bozar. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Çok istiğfâr okuyunuz! İstiğfâr duâsı okumaya devam edeni, Allahü teâlâ hastalıklardan, her dertten korur. Hiç ummadığı yerden rızıklandırır.)
Duâların kabul olması için, okuyanın Müslüman olması, günâhlarına tövbe etmesi, mânâsını bilerek ve inanarak söylemesi lâzımdır. Kararmış kalp ile yapılan duâ kabul olmaz. Beş vakit namaza devam edenin kalbi temizlenir. Kalp söylemeden yalnız ağız ile yapılan duânın faydası olmaz. Duâ ederken, kalp uyanık olmalı, kabul edileceğine inanmalıdır. Söylediğinden haberi olmayan gâfilin duâsı kabul olmaz. Kur'ân-ı kerîm okunan yere, rahmet ve bereket iner. Bu zaman yapılan duânın kabul olması çok umulur. Hadîs-i şerîfte;
(Duânın kabul olması için, iki şey lâzımdır: Birincisi, duâyı ihlâs ile yapmalıdır. İkincisi, yediği ve giydiği helâlden olmalıdır. Mü'minin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı duâsı, hiç kabul olmaz) buyuruldu.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri; "Yalvararak, ağlayarak ve sığınarak, kırık kalp ile Allahü teâlâdan af ve âfiyet dilemelidir. Duânın kabul olunduğu anlaşılıncaya ve fitneler kalmayıncaya kadar, böyle duâ etmelidir" buyurmuştur.
Mübârek gecelerde, Cumâ günü ve gecesinde, seher vaktinde, Allah yolunda cihâd ederken, her namazdan sonra, yağmur yağarken, Kâbe-i muazzamayı görünce, zemzem suyu içince yapılan duâların müstecâb, kabul olduğu kitaplarda yazılıdır. Musîbete uğrayanın o andaki duâsı da müstecabdır. Rahat ve huzur zamanlarında çok duâ edenin, dert ve belâ zamanlarındaki duâları çabuk kabul olur.
Netice olarak, Peygamber efendimizin bir hadîs-i şerîflerinde buyurdukları gibi:
(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan duâ, tövbe, ret olmaz. Fıtır Bayramının ve Kurban Bayramının birinci geceleri, Şabânın onbeşinci Berât gecesi ve Arefe gecesi.)