İnsanlardan istemek zillettir

A -
A +

Allahü teâlâya imân eden, Onun emirlerine boyun eğen, başını secdeye koyan, aziz olur. Kendi nefsine, kendisi gibi aciz olan insanlara boyun eğen, onların huzûrunda eğilen, dünyalık ele geçirmek için onlara yaltaklık eden de, zelil, hakir olur.

Tezellül, bayağılık, kendini aşağı tutmak yani zillet demektir. Tezellül, kötü bir huydur ve haramdır. Bir günlük yiyeceği, içeceği olan bir kimsenin, başkalarından yiyecek, içecek, para istemesi, dilenmesi, tezellül olur ve harâmdır. Ebû Ali Rodbârî hazretleri;
"Dünyâyı kazanmakta nefisler için zillet, âhireti kazanmakta ise izzet vardır" buyurmuştur.
Zillet, aşağılık, hakîrlik demektir. İnsan, sadece Allahü teâlânın huzurunda, kendini böyle aşağı, hakir görür. Yaratanının huzurunda kendini aşağı görmesi, insanı aziz eder, yükseltir. Çünkü  ibâdet, züll ve zillet demektir. Yani, insanın Rabbine, mabûduna, hakîr olduğunu, âciz, muhtaç olduğunu göstermesidir.

"NİÇİN ALMADIN?"
Herhangi bir ziyafete davet olunmadan gitmek, tezellüldür. Hadîs-i şerîfte;
(Davet edilen yere gitmemek günâhdır. Davet olunmadığı yere gitmek hırsızlık etmek olur) buyuruldu.
Fazla hediyye almak için, az bir şeyi hediye olarak vermek, tezellüldür, bayağılıktır. Zarûret olmadan, herhangi bir kimseden bir şey istemek, dilenmek harâmdır. Zarûret ve ihtiyâc hâlinde mubâh olursa da, istemek, o kimsenin, derecenin azalmasına sebep olur. Resûlullah efendimiz, hazret-i Ömer'e hediye olarak bir şeyler göndermişti. Hazret-i Ömer ise, bunları almayıp geri gönderdi. Karşılaşdıkları zaman Peygamber efendimiz;
-Niçin almadın? diye sual etti. Hazret-i Ömer;
-Yâ Resûlallah, (En hayırlınız, kimseden bir şey almayandır) buyurmuştunuz, bunun için almadım deyince, Resûlullah efendimiz;
-O sözüm, isteyip de almak içindi. İstemeden gelen şey, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır buyurdu. Bunun üzerine hazret-i Ömer;
-Allahü teâlâya yemîn ederim ki, kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden gelen her şeyi alacağım dedi.
Peygamber efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde de;
(Aç olan veyâ bir şeye muhtâç olan, kimseden istemeyip, Allahü teâlâdan beklerse, Allahü teâlâ, ona bir senelik rızık kapıları açar) buyurmuşlardır.
Eshâb-ı kirâmdan Ebû Saîd Hudrî hazretleri, başından geçen bir hadiseyi şöyle nakletmektedir:
"Bir gün annem beni Resûlullah efendimizden bazı şeyler istemem için gönderdi. Resûlullah efendimizin huzûruna varıp oturdum. Mübârek yüzünü bana çevirerek;
-Kim sâhip olduğu şeye kanâat ederse, Allahü teâlâ onu başkasına muhtâç etmez. Kim çirkin şeylerden sakınırsa, Allahü teâlâ onu iffetli eyler. Kim sâhip olduğu şey ile yetinirse, Allahü teâlâ ona kâfidir. Kim bir ûkıyelik miktârında bir şeye sâhip olduğu hâlde, başkasından bir şey isterse, devâmlı isteyici olur buyurdu. Ben kendi kendime falan devemiz bir ûkıyeden dahâ iyidir dedim. Hiçbir şey istemeden Resûlullah efendimizin huzûrundan kalkıp gittim."
Abdullah el-Harrâz hazretleri, sevenlerine;
"Bizim yolumuz cömertliktir, vermektir. Kimseden bir şey istemek değildir" buyururdu.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri, başkalarından bir şey istemeyi talebelerine yasak eder ve:
"Başkasına el açıp bir şey isteyen, bizim talebemiz değildir. Ona dünyâda da âhirette de şefâat etmeyiz ve ondan uzak dururuz. Biz, talebelerimize dâimâ vermeyi, ihsân ve ikrâmlarda bulunmayı, herkese karşı tevâzu üzere bulunmayı, tatlı sözlü, güler yüzlü olmayı tavsiye ediyoruz. El açıp istemek bizim yolumuzda yoktur" buyururdu.

ZARÛRET OLMADIKÇA!..
Ebû Osman Hîrî hazretleri;
"Dünyâyı sevmek, Allah sevgisini kalpten götürür. Allahü teâlâdan başkasından korkmak, Allah korkusunu kalpten çıkarır; Allah'tan başkasından istemek, Allahü teâlâya olan ümidi kalpten uzaklaştırır" buyurmuştur.
Başkasından sadaka istemekte; Allahü teâlânın ni'meti az gönderdiğini haber vermek, kendini zelîl etmek ve istenilen kimseye eziyet etmek gibi zararlar vardır. Bunlar, zarûret olmadıkça câiz değildir.
Netice olarak, Allahü teâlâdan isteyen aziz, insanlardan isteyen ise zelil olur. Yahyâ bin Muâz-ı Râzî hazretlerinin buyurduğu gibi:
"İnsanı, Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeyleri istemekte zillet, âhireti istemekte ise izzet vardır."