Hüsamettin Olgun'u tanır mısınız? Doktor, şair, gönül adamı... O'nun, kalpler fetheden şiirlerini... Bu güzel adam, sessiz dünyasında ördüğü kozası ile Avrupa şiirinin çok yakından tanıdığı bir isim. Dostluk, hoşgörü ve barış üzerine kaleme aldığı birbirinden güzel ve anlamlı şiirleri ile sevilen Dr. Hüsamettin Olgun, yine aynı sessizlikle önemli başarılara imza atıyor. Kısa adı IFLAC olan Uluslararası Barış Kültürü Forumu tarafından her yıl başka bir ülkede toplanan Barış Kültürü Konferansı'na IFLAC Türkiye Başkanı olarak katılan Dr. Olgun, altı kalın kalemle çizilmesi gereken görüşleri ile yine ilgi odağı idi. 14-17 Mart tarihlerinde Londra'da toplanan konferansa Türkiye ile birlikte ABD, İngiltere, İsrail, Japonya, Haiti, Kore, Romanya, Vietnam, Arjantin, Hindistan, Moğolistan, Nepal, Norveç, Sri Lanka, İtalya, Portekiz gibi ülkelerin barış kültürü lider ve delegeleri de katıldı. Sevelim birbirimizi Bir şiirinde, "Sevelim birbirimizi kardeşler/ Siyah/ beyaz/ sarı/ dişi ve erkek/ Adem'in tüm çocukları/ Yani biz, dünya denen gezegenin/ tüm insanları/ Sevelim birbirimizi" diyen Hüsamettin Olgun, kan, ateş ve gözyaşının mührünü vurduğu bu talihsiz yüzyılda şairlerin seslerini daha da çok yükseltmeleri gerektiğini savunuyor. Kültürsüzleştirme ve kimliksizleştirmenin alabildiğine öne çıktığı günümüzde, "Ortadoğu ve dünya barış kültürü, medyada küresel barış, barış ve barış kültürü eğitimi, kadın ve barış, edebiyat ve şiirde barış kültürü teması, Doğu ve Batı arasındaki anlaşmazlıkların üstesinden gelmek" gibi başlıklar altında gerçekleştirilen etkinlik başka anlamlar taşıyor. Önümüzdeki yıl Bursa'da düzenlenecek "Uluslararası Barış Kültürü Konferansı"nın, medyada küçük bir haber olarak bile yer al(a)mamasına rağmen, çağının tanığı olan şairlerin, dönemlerini yorumlayışları açısından önem taşıdığına inanıyorum. Türk insanına dikkat Dr. Hüsamettin Olgun, konferansta sunduğu tebliğde özetle şunları söyledi: "Barış kültürü, kişinin kendiyle barışık olması anlamına gelen bireysel barış, yaşanılan toplumdaki toplumsal barış, ulusal ve uluslararası barış olarak ele alındığında günümüzün en önemli insani değerlerinden biri ve moral kavramı biçiminde karşımıza çıkar. Elbette ki barış salt bir kavram olarak tek başına ele alınamaz... Barış kültürü bir hayat biçimi olarak benimsenmelidir. UNESCO'nun 2000 yılını Barış Kültürü Yılı ve 2000-2010 yıllarını Dünya Çocuklarına Şiddet Karşıtı Barışı Benimsetme Yılları olarak kabul etmesi bu nedenledir... Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli gibi sevgi ve barış kaynaklarından beslenen Türk insanının barış kültürü konusunda dünyaya önder olabileceğine inanıyorum..." Savaşın galibi yok! Uluslararası Barış Kültürü Forumu'nun düzenlediği Barış Kültürü Konferansı'nın sonunda BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve özellikle savaşan ülkeler ile süper ülkelerin liderlerine gönderilmek üzere bir bildiri kaleme alındı. Bildiri özetle şöyle: ¥ Savaşın galibi yoktur. Savaşın yalnız savaşan ülkelere değil, bütün dünyaya zararı vardır. ¥ Teröre karşı olma ve terörü lanetleme konusunda bütün dünya müşterek hareket etmeli ve samimi olmalıdır. Terörün ve teröristin dini, ırkı ve ideolojisinden söz edilemez. ¥ Barış kültürü eğitimine önem verilmeli ve bütün dünyada öncelikli eğitim olarak ele alınmalıdır. ¥ Barış, salt olarak tek başına bir kavram değil aynı zamanda özgürlük, insan hakları, demokrasi ve kaliteli hayat gibi kavramları da içine alır. ¥ Küreselleşme adı altında milletlerin kültürsüzleştirme ve kimliksizleştirmeye maruz bırakılmaları, uluslararası barış için risk teşkil ettiği için önlenmelidir. ¥ Savaşlarda sivillerin ölmesi insanlık suçudur. Özellikle çocukların ve hamile kadınların savaşlarda ölmesi en büyük insanlık suçudur. EZBER Çocuk vuruldu Böyle giderse ben yokum anaların ağıtları durmazsa çocuklar güpegündüz babalarının gözü önünde kurşunlanırsa bu zulüm ortadan kalkmazsa yağmur yağmazsa trenler zamanında kalkmazsa yusufcuk kuşu eğer ötmezse ben yokum... Bense rahat edemedim bir türlü içimdeki yalnızı öldüremedim yokluk yoksulluk bir şey değil bu korku tünelleri bu zalim pusu bu özgürsüzlük bu çocuk ölümleri ben yokum... Her şey an be an bir tomurcuk misali çıkıyor ortaya bunca menkıbeden sonra kalacak olan dağlardaki rüzgar denizlerdeki dalga mavi masmavi gökyüzü bu feryatlar arasında bu sunakta ben yokum... Taş kanadı çocuk vuruldu Bilinmiyor artık taşın kanaması meleklerin alıp götürdüğü çocukların adıdır... ¥ Nurettin Durman (Yedi İklim, Ocak 2001) YORDAM Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki, biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa, Hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Halbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar, vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarihin azabından kurtulsalar, Tanrı'nın gazabından kurtulamayacaklardır. ¥ Sezai Karakoç (Çağ ve İlham, s. 25) KİTAP Filistin'e ağıt Elimde bir kitap var... Elimde gözyaşından damıtılmış şiirlerin yer aldığı bir kitap var... Keşke okumasaydım, keşke okuyup da dertlenmeseydim, keşke dertlenip de bugün yaşananlara farklı anlamlar yüklemeseydim dediğim şiirlerin toplandığı bir kitap bu... Gönlü, uçsuz bucaksız vahalar gibi yemyeşil, duyguları Filistin gibi ağır ve kalemi yürek titreten şairlerimizden Nurettin Durman'ın hazırladığı "Filistin Şiirleri Antolojisi"nden (Anka Yay., 0 212 513 30 30) söz ediyorum. Kudüs'ü, Ramallah'ı; kısacası Filistin'i yeniden ve gerçek özüyle düşünmek isteyenler için bir yeniden okuma rehberi olarak önümüzde duran kitap, çağına tanıklık etmiş ve duyduklarını mısralara dökmüş onlarca şairin ıstırabını yansıtıyor. Sezai Karakoç'un dediği gibi "Gökte yapılıp yere indirilen şehir" olan Kudüs'ün acısını yüreklerinde yenilemek isteyenler için bir okuma rehberi... Durman, Türk ve Arap şiirinin önde gelen isimlerinin Filistin şiirlerini bir araya topladığı bu önemli kitabına Nuri Pakdil'in "Kudüs'ü Düşünme Saati", antolojinin önemi ve Kudüs hakkındaki tarihi bilgilerle başlıyor ve aralarında Salim el-Zürkali, Abdülkerim el-Kermi, Sezai Karakoç, Kemal Nassir, Akif İnan, Cahit Zarifoğlu, Yusuf Sebti, Osman Sarı, Remzi Derviş, Arif Ay, Recep Garip, Gökhan Akçiçek, Özcan Ünlü, Ali Ayçil, Adem Özbay, Mohannad el-Cayyusi'nin de bulunduğu yaklaşık 100 şairin yürek dağlayan şiirlerine yer veriyor. Filistin düşünen, acıyla dost olan ve çağa şiirle yeni yorumlar getirmek isteyenlere tavsiye ediyorum.