20. yüzyılın en önemli sürrealist ressamlarından Salvador Dali'nin 1952-63 yılları arasında yazdıklarını toplayan "Bir Dahinin Güncesi" adlı kitap yayımlandı. Dahi ressam Salvador Dali'nin 1952-63 yılları arasında yazıları "Bir Dahinin Güncesi" ismiyle yayımlandı. "Bir deliyle aramdaki tek fark, benim deli olmamamdır" diyen Dali, 6 yaşında aşçı, 7 yaşında ise Napolyon olmak istiyordu. Büyüdükçe kendine olan hayranlığı arttı. O artık sadece Salvador Dali olmak istiyordu... Salvador Felipe Jacinto Dali 11 Mayıs 1904'te Katalonya'da Figueras isimli küçük bir kasabada dünyaya geldi. Dali'ye ölen ağabeyinin ismi verildi. Aynı zamanda 'kurtarıcı' anlamına gelen bu isim Dali'nin sanat hayatının simgesiydi. Çünkü Dali, resim sanatını, akademik, gerçek üstücülük, dadaizm ve bütün öteki karmaşacılıkların meydana getirdiği tehlikeden kurtarmanın alnında yazılı olduğunu düşünüyordu. Gerçeküstü çizgi Salvador Dali'ye zamanın tüm moda akımları çocuk oyuncağı gibi geliyordu. İzlenimciliği, noktacılığı, kübizmi, yeni kübizmi, gelecekçiliği incelemiş, resimlerinde kimi zaman Picasso'ya kimi zaman Matisse'e şaşırtıcı bir ustalıkla göndermelerde bulunarak onlara saygısını göstermişti. Etkilendiği kaynakları saklama gereği duymuyordu. Hevesi ise pek çabuk geçiyor, birkaç hafta sonra yeni arayışlara giriyordu. Dali, Madrid Güzel Sanatlar Okulu'nda eğitim gördüğü sıralarda Metafizik resmin öncülerinden Chirico ve Carra'nın etkisi altında kaldı. Aynı dönemde Ön-Raffaellocuların ayrıntılı gerçekliğine ve Ernest Meissonier gibi 19. yüzyıl ressamlarının eserlerine de derin bir ilgi duydu. 1927'den başlayarak Madrid'de İber Sanatçılar Derneği'nin sergilerine katılmaya başladı. Ayrıca Barselona'da Dalmau Galerisi'nde sergiler açtı. Şair Federico Garcia Lorca ve sinema yönetmeni Luis Bunuel ile bu sıralarda arkadaş oldu. 1928'de iki kez Paris'e gitti. Picasso ve Miro ile tanıştı. Ertesi yıl Goemans Galerisi'nde yapıtlarını sergiledi ve "gerçeküstücülük" akımına katıldı. Aynı yıl şair Paul Eluard'ın eski karısı Rus göçmeni Dlena Diakonova yani efsanevi aşkın simgesi Gala ile evlendi. Kendisi yazdı Dali, Bunuel ile 1928'de 'Un Chien Andalou- Endülüs Köpeği', 1930'da da L'Age d'or- Altın Çağ'ı çevirdi. 1934'de Lautreamont'un 1869'da yazdığı 'Les Chants de Maldoror-Maldoror'un Şarkıları' adlı kitabını resimledi. 1937'de İtalya'ya bir gezi düzenledi. II. Dünya Savaşı nedeniyle 1940'da birçok Avrupalı sanatçı gibi Amerika'ya gitti. 1941'de New york'daki Modern Sanatlar Müzesi'nde bir retrospektif sergi açtı. Aynı yıl La vie secrete de Salvador Dali - Salvador Dali'nin Gizli Yaşamı' adlı otobiyografisini kaleme aldı. Bu kitapta çocukluğunda şiddetli isteri krizleri geçirdiğini belirtiyordu. Okulda öğrencileri ayaklanmaya kışkırttığından kısa bir süre mahkum olmuş, 1926'da okuldan uzaklaştırılmıştı. Dali yaşamı boyunca olağan tavırları ve gösterişçi yanıyla da ününü sürdürdü. 1936'da Londra'daki Uluslararası Gerçeküstücülük Sergisi'nin açılışına dalgıç giysileri içinde ve tasamlarından tuttuğu iki tazıyla gelmesi bu tür davranışlarının bir örneğidir. Son yılları Karanlık bir Katalan manzarası içine yerleştirilmiş, vücudundan yarı açık çekmeceler çıkan insan figürleriyle (1936-37 yılına ait 'Yanan Zürafa' adlı yapıtı), sanki balmumundan yapılmış ve güneş ısısıyla eğriyip bükülmüş saatler (1931 yılına ait 'Belleğin Israrı' adlı eseri) en sık kullandığı temalardı. Dali, 1937'deki İtalya gezisinde Raffaello ile İtalyan Barok ressamlarının etkisi altına girdi ve kendine özgü bir çağdaş klasikçilik arayışına yöneldi. 1939'da Andre Breton tarfından gerçeküstücüler grubundan çıkartılan Dali, II. Dünya Savaşı sonrasında mistik bir anlayışa yönelmekle birlikte, gerçeküstücü öğelerden bütünüyle uzaklaşmadı. "Son Yemek" (1955), "Diriliş" (1961) ve "Dali'ye Bakan Gala" (1965) ise sanatçının geç dönem eserlerine örnek olarak gösterilebilir. 1980 yılında Newyork'ta iken eşiyle beraber aylarca devam eden zatürreden dolayı çok acı çektiler. Sonra İspanya'ya döndüler. Yanlış tedavi sonucunda Dali yaşamının geri kalan yıllarında ellerini tam kontrol edemez halde yaşadı. Eşinin ölümünden sonra Pubol'daki villasına yerleşti. Bir yangında ciddi şekilde yanıklar aldı. Hastaneye getirildikten sonra yemek yemesi nerede ise durdu, yoğun tedaviye rağmen sağlığı kötüye gitti. 1989 da Figueras'ta öldü.