Dergi gerçeği

A -
A +

Cemil Meriç, "Dergi, hür tefekkürün kalesidir" demişti. Türkiye'deki dergicilik ve dergi zenginliğine baktığımızda bu sözün ne kadar doğru olduğunu görüyoruz. Ancak, bu alanda ciddi sorunlar yaşandığını da gözlemliyoruz. Aynı dergilerde yetişmiş fakat bir süre sonra çeşitli fikir ayrılıklarına düşerek yollarını değiştirmiş olan insanların oluşturdukları yeni bir ekiple farklı bir dergi çatısı altında toplanması veya vakıfların, derneklerin, hiziplerin, grupların dergiciliği sadece kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya kalkışmaları, sonuçta bir dergi enflasyonuyla karşı karşıya olduğumuz gerçeğini yeniden hatırlatıyor. 'Öteki' Yansıma'da Türkiye'de sağlıklı bir dergicilikten söz edebilmek maalesef mümkün değil. Öyle ki, derginin genel tanımı içinde yer alan kavramlara ve kaygılara baktığımızda, ülkemizde yapılanların sadece ahbap-çavuş ilişkisinden öteye geçmediğini görebiliyoruz. Birtakım dergi baronlarının, kendi yandaşlarını cilalamak için kurdukları bir hareket alanı olarak görüyorum dergileri. Birbirine küsen, birbirini kıyasıya eleştiren, sevgi ve hoşgörüden yoksun kalemşorların savaş arenası haline gelmiş durumda dergiler. Bu sis perdesinin arkasında gerçekten güzel dergiler de çıkmıyor değil. Örneğin "Yansıma"... Hüseyin Karaca'nın yayına hazırladığı ve yeni sayısıyla birlikte Beyan Yayınları'ndan bir şiir kitabı hediye ederek dağıtılan dergi, son sayısında edebiyatta 'öteki' kavramını işleyen çok önemli bir dosya sunuyor. Hüseyin Akın, Ertuğrul Aydın ve Mehmet Aycı ile Adnan Özer bu kavramı sorgularken, Cahit Koytak, Alaeddin Özdenören, Yaşar Bedri Özdemir, Mustafa Özçelik, Ekrem Yazıcı da şiirleriyle görülüyorlar derginin sayfaları arasında... Yine önemli dergilerden "E", "Ay Vakti", "Hece", "Dergah", "Türk Edebiyatı", "Yolcu", "Kırklar", "Kaşgar", "Kum Yazıları" vb. gibi dergiler, yarına kalıcı isim ve eser üretme yarışındalar. Dergilerin misyonu Üç-beş kişinin fedakarlığı ile kurulmuş ve ancak kendi çevresinde duyulan dergilerin "en büyük benim" edasıyla sağa-sola saldırması, doğrusu hiç hoş değil. Şu da bir gerçek: Türkiye'de eli kalem tutan ve bir eser sahibi olan herkesin, geçmişinde bir edebiyat dergisi tecrübesi bulunuyor. Demek ki dergiler, bu anlamda bir misyon yüklenir ve sorumluluk duyarsa, bugünkü ve yarınki edebiyatın belirleyici isimleri bu verimli tarlalardan çıkabilir. Dergiciliğimizin ürün yayınlamak kadar estetik, görsel sanat, plastik sanat ve en önemlisi şiir eleştirisi gibi kavramları kurumsal bir mantıkla ele almaları da gerekmektedir. Yoksa, "bütün dergiler çok iyi, hiçbirinde kusur yok, bütün şairler başarılı, bütün sanatlar fevkalade" diye düşünür dururuz. Dergileri desteklememiz gerekiyor; ciddi olanlara ise biraz daha fazla... Çünkü, iyi yazı ve şiirin ortaya çıkabilmesi için dergelere ihtiyacımız var. FİLM Filistin dramı Filistinliler'in kendilerini anlattığı ilk ve tek film olarak bilinen "Haifa" (Hayfa) Sera tarafından VCD olarak yayımlandı. Raşid Maşharavi'nin yönettiği ve Muhammed Bekri, Hiyam Abbas, Meryem el-Hin, Fadi el-Gul, Halid Avad, Husam Ebu Iyşe, Usame Masri ve Adnan Ebu Sneyne'nin başrollerini oynadığı 72 dakikalık filmin konusu kısaca şöyle: Takma adını, sevdasının ve umudunun şehri olan Hayfa'dan alan adam, bir mülteci kampında gün boyu dolanıp duran yarı deli biri olarak tanınmaktadır. Herkesin gözünde bir zavallıdır ancak sadece kendisinin bildiği şeyler vardır. Hayfa, politik gelişmelerden umutlu olan eski polis memuru Ebu Said'in ailesi ile dostane ilişkiler içindedir. Ebu Said'in karısı karısı Ümmü Said, hapiste olan büyük oğlu Said'in tahliyesini dört gözle beklemektedir. Amacı, oğlunun geleceğini teminat altına almak ve ona evlenecek bir kız bulmaktır. Ailenin küçük oğlu Said, küstah ve isyankar bir çocuktur, inanç sahibi olmak ona göre değildir. Ailenin 12 yaşındaki kızı Sabah ise, geleceğin kendisi için hazırlandığına dair hayaller kurmaktadır. (0 212 445 88 80) YORDAM Hayata dair söylenebilecek anlamlı sözler var. Ben pek bilmiyorum. Bilen varsa bana da söylesin. Ama hoş sohbeti olan insanlar var; bunu biliyorum. Onları bulun ve dinleyin. Geçen zamana değecektir. ¥ Kalemkâr'dan Dergi kutusu Türkiye'de yüzlerce dergi yayımlanıyor. Bize her ay düzenli olarak gelen ve birçoğunu okuyucularımıza tanıttığımız dergiler arasında, özellikle benim işaretlediğim ve ay boyunca yararlandığım dikkat çekici dergilerin sadece isimlerini hatırlatarak sizlere yol göstermeye çalışıyorum. Bu yüzden, sözü edilen dergilere ulaşmanızı kolaylaştıracak bir iletişim kılavuzu da sunuyorum. İşte bazı dergiler ve iletişim telefonları... Yansıma (0 212 213 22 06) E (0 212 527 10 20) Ay Vakti (0 543 676 21 08) Kum Yazıları (P.K. 6, Ordu) Yedi İklim (0 216 346 65 78) Yolcu (0 362 432 65 18) Yitik Düşler (P.K. 284, Kayseri) Çıkın (P.K. 51, Silivri, İstanbul) Okuntu (0 212 237 76 68) Türk Edebiyatı (0 212 526 16 15) Eğitim Bilim (0 212 534 38 43) Özgür ve Bilge (0 212 551 32 25) Seyir (0 414 313 36 92) Bizim Külliye (0 424 218 20 70) Hazan (0 432 216 76 31) Yesevi (0 212 638 62 52) Vuslat (0 216 466 36 90) Tarih ve Düşünce (0 212 511 75 00) Tarih ve Toplum (0 212 516 22 60) Toplumsal Tarih (0 212 233 21 61)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.