Eğer, tamamen oryantalist gözle yaklaşılan ve tarihi neredeyse hayal dünyasından ibret bir perde olarak yansıtan bir roman olsaydı, bugün daha çok konuşuluyor olacaktı. Eşi Arif Mardin kadar meşhur olmasa da, ince duyarlıkların peşinde koşan ve kendine has bir gözlem gücü ile kaleme aldığı metinleriyle tanınan Latife hanım, belki İngilizce yazdığı, belki de Türk kimliği taşıdığı için kaybetmişti en başından... Ama, Ann Chamberlin de İngilizce yazmıyor mu Osmanlı tarihiyle (!) ilgili düşüncelerini?.. Latife Mardin'in "Doğu Doğudur" isimli romanından söz ediyoruz. Ünlü şair Rudyard Kipling'in "Doğu Doğudur, Batı Batıdır" mısrasından yola çıkarak kaleme aldığı romanında, Kırım Savaşı sırasında yaşanan bir aşk hikayesini anlatıyor yazar. Kırım ve Osmanlı Yaklaşık 40 yıldır hayatını yurt dışında sürdüren Latife Mardin, "Doğu Doğudur"da, Kırım Savaşı'nın toz-duman içerisindeki atmosferinde Osmanlı, Rus, İngiliz ve Fransız ilişkilerini anlatıyor. Londra'da İngiliz aristokrasisinin seçkin temsilcilerinin katıldığı bir balo ile başlayan eser, 19. yüzyılın ikinci yarısında Kırım Savaşı'nın telaşını ve yorgunluğunu yaşayan İstanbul'da, birkaç koldan gelişen çarpıcı bir aşk hikayesi ekseninde yürüyor. Mardin, şöyle diyor kitapla ilgili olarak: "Kırım Savaşı devresi bana ilginç geldi. Çünkü ilk defa Osmanlı, İngiltere ve Fransa imparatorlukları işbirliği yapıyorlar ve beraber harbediyorlar. Kırım'dan evvel birkaç seyyah veya tüccardan mâdâ temasları pek olmamış, daha ziyade birbirlerine düşman ve yabancı gözüyle bakan iki ayrı medeniyet işbirliği yapmak zorunda kalıyor. Bu beni çok etkiledi." Hazin yansımalar Kitabın, bir balo sahnesi ile başladığını belirtmiştik. İlerleyen sayfalarda Cynthia Walton ve Jonathan Caldwell'in tuhaf bir trajedi ile noktalanacak aşklarının arasına ustaca serpiştirilmiş sosyal hayat görüntüleri de dikkat çekiyor. İngiliz ve Fransızlar'ın objektifinden, Osmanlı'nın ihtişam ve sefaletinin yanısıra "Jön Türk" Nedim Bey'in, devrin diğer aydınları gibi, Batılı hayallerle Doğulu gelenekler arasında kalmışlığının hazin yansımalarını görüyoruz satır aralarında... Bir yanda Beyoğlu'nun ara sokaklarında yaşanan kırık hayatlar; bir yanda Florance Nightingale'in Selimiye Kışlası'nda gösterdiği çabalar ve arada zehirlenen bir kadın, kaçırılan bir bebek; Romeo ve Juliette hikayesini aratmayacak bir entrika... Süslü ve karmaşık anlatımdan uzak, okurken "keyif" vermek üzere kaleme alınmış ama bu arada dönemin tarihini de yansıtmayı ihmal etmemiş olan "Doğu Doğudur", Deniz Sarol'un nefis çevirisiyle sunuluyor. Kitap, Oğlak Yayınları'nın Popüler Tarih Romanları serisinden çıktı. 'New York sokaklarında' Latife Mardin, İstanbul doğumlu. Şişli Terakki, İngiliz Kız Lisesi ve Amerikan Kız Koleji'nde okudu. Ali İpar'ın "Salgın" isimli filminde ve "Bir Şehir Hakkında Hikaye" adlı belgeselinde yönetmen asistanı olarak çalıştı. Daha sonra, Birleşmiş Milletler'e bağlı ve merkezi Cenevre'de bulunan Uluslararası İşçi ve İşverenler Organizasyonu'nun bir kolu olan Çalışanlar Enstitüsü'nde çevirmen olarak üç yıl görev yaptı. New York'a yerleştikten sonra Birleşmiş Milletler Merkezi'nde altı yıl sekreter olarak bulundu. Mardin'in, Nisan 2001'de tamamlanan"Doğu Doğudur" adlı son kitabı dışında, 1985 yılında yayımlanan "Of Emeralds and Kings" adlı bir kitabı ve Şubat 2000'de New York Greenwich Street Theatre'da sahnelenen "The 'A' World" adlı bir tiyatro oyunu da bulunuyor. Dünyaca ünlü müzik prodüktörü ve kompozitör Arif Mardin'le evli ve üç çocuk annesi olan Latife Mardin, hayatını New York'ta sürdürüyor. EZBER Ayrılık Vakti Akşamı getiren sesleri dinle Dinle de gönlümü alıver gitsin Saçlarımdan tutup kor gözlerinle Yaşlı gözlerime dalıver gitsin Güneşle köye in, beni bırakta Küçüle, küçüle kaybol ırakta Şu yolu dönerken arkana bakta Köşede bir lahza kalıver gitsin Ümidim yılların seline düştü Saçının en titrek teline düştü Kuru yaprak gibi eline düştü İstersen rüzgara salıver gitsin * Necip Fazıl Kısakürek Yordam Son Kızılderili Son Kızılderili de yok olduğunda ve kabilemin anısı beyaz adam için yalnızca bir efsane olarak kaldığında, bu kıyılar halkımın görünmeyen ölüleriyle dolu olacak ve sizin çocuklarınızın çocukları, kırda, çarşıda, dükkânda ya da yolu olmayan ormanların sessizliğinde kendilerini yalnız hissettikleri zaman aslında yalnız olmayacaklar... Geceleri, şehirlerimizin ya da kasabalarımızın sokakları sessizken ve siz onların terk edilmiş olduğunu düşünürken, aslında o sokaklar, bir zamanlar oralarda yaşamış olan ve hâlâ çok sevdikleri bu güzel topraklara geri dönen eski sahipleriyle dolu olacak. Beyaz adam hiçbir zaman yalnız olmayacak. * Reis Seattle, 1855 DERGİ Farklı bir Osmanlı Türk Edebiyatı dergisi, ağustos sayısında Osmanlı zaferlerinin temelinin ekonomi olduğunu ileri süren iddialı bir röportaja yer veriyor. Röportajda sağ ve sol kesimde tenkitlere yol açacak ve bazılarının şimşeklerini çekecek fikirler de yer alıyor. Prof.Dr. Turan Yazgan'la yapılan röportajın ana fikri şu cümle ile veriliyor; "Osmanlı zaferlerinin temeli ekonomi". Söyleşide, konuya hamasî yönden çok, iktisadî açıdan yaklaşılıyor. İsa Kocakaplan'ın gerçekleştirdiği röportajın son bölümünde, günümüz Türk dünyasındaki tabii zenginlikler anlatılırken oldukça dikkate değer bir misal de sunuluyor: "Eğer Azerbaycan, petrolünü 70 yıldır piyasa fiyatlarından satabilseydi, milli geliri İsviçre seviyesine ulaşırdı. Bundan başka, Azerbaycan'daki bütün evlerin çatıları yarım santim kalınlığında altınla kaplanabilirdi. Zafer dosyası Derginin "Zafer Dosyası"nda Altan Deliorman, Necat Birinci ve Ayşe Göktürk Tunceroğlu'nun yazıları, seçilmiş zafer şiirleri ve tabloları ile edebiyat, resim ve şiirin kaynaştığı bir tablo sunuluyor. Dergi, yeni sayısıyla da kalite ve fikir grafiğini yükseltiyor. Tanınmış şair, yazar ve fikir adamlarının yazıları zevkle okunuyor. Sevinç Çokum, eski İstanbul'un güzelliklerini hasretle yansıtıyor. Orhan Okay, Mehmet Kaplan'la ilgili hatıralarını sürdürüyor. Beşir Ayvazoğlu, Türkiye dışında yaşamış çok ünlü bir şair olan Abdullah Tukay'ı tanıtıyor. Ahmet Turan Alkan, İskender Pala, Ayten Şenyurt, Özkan Yalçın, Dursun Gürlek, A. Hamit Yıldız, Zeynep Uluant, Kazım Yetiş, Olcay Yazıcı, Muhsin Karabay, Adem Konan, Muhammed Nur Doğan derginin diğer şair ve yazarları... Türk Edebiyatı, Türk şiirine kazandırdığı eşsiz eserlerle tanınan İlhan Geçer'le şiir ve hüzün üzerine yapılmış bir söyleşiye de yer veriyor. (0 212 526 16 15)