'Edebî terbiye' ve Necip Fazıl

A -
A +

Son dönemlerde, özellikle gazetelerin kitap eklerinde çıkan kitap tanıtım/ tahlil yazılarının giderek hastalıklı bir travmaya dönüştüğü; ya yerin dibine batırasıya eleştiri veya göklere çıkarırcasına övgüye kapı araladığını görmek üzüntü verici... İşte bu tür yazılardan biri, 7 Ocak 2005 tarihli Radikal Kitap ekinde Bedirhan Toprak imzasıyla çıktı. "Allah büyük... kürek kısa!" başlığıyla kaleme aldığı yazısında Toprak, Necip Fazıl Kısakürek'in, geçen haftalarda Yapı Kredi Yayınları arasında çıkan Çile isimli kitabını merkeze alıp "eleştiriyor" ve yazısını dönüp dolaştırıp, Üstad'ın, kendi dışındaki her şeye 'kör bir dava adamı' olduğuna getiriyor. "Neşve" ve "çile" gibi, terminolojisini pek de kavrayamadığı iki önemli tasavvufî terimle, büyük şairin "oldukça alt düzeyde" ve hatta "çoğunlukla hazin-komik" şiir dilini yorumlamaya çalışıyor. Bedirhan Toprak, bir dönem dergilerde 'düzyazı' şiirleriyle görünmüş, sonra modaya uyarak roman yazmış; hatta, geçenlerde bir de roman ödülü kazanmıştı. Sözü edilen yazısında, Necip Fazıl'ın poetik yaklaşımını, edebiyat dışı birtakım açılımlarla tartışmaya açan Toprak, hakkında yazı yazmak 'lüzumu'nu hissettiği şairi/ adamı ne şiiriyle ve ne de düşüncesiyle tanımadığını gösteriyor. Edebî terbiyeden (hadi buna nezaket diyelim) mahrum bir edebiyat eleştirisinin, ne o eleştiriyi kaleme alana, ne de muhatabına bir faydası olmayacağını bilmeli idi Bedirhan Toprak! Necip Fazıl Kısakürek'in son dönemlerinde kaleme aldığı şiirlerini elbette tartışmaya açabiliriz; şiir dili, ölçüsü, kafiye düzeni ile ilgili söylenecek olumsuz şeylerin varlığını kabul edebiliriz ancak, Türk şiirine gerçekten farklı bir damar açmış olan ve hatta, 'sağ' ve sol'da önemli şairlerde (mesela Cahit Zarifoğlu, İlhan Berk, Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi) derin izler bırakmış bir şairi tek kalemde edebiyat tarihinden silip atmak herhalde insaf ölçülerinin sınırlarını çok aşar. Üstad'ı bir bütün olarak ele aldığımızda, onun dönemler itibariyle farklı bir edebî duruşu olduğunu söyleyebiliriz. İlk şiirleri ile Ağaç mecmuasını yayımladığı dönemde kaleme aldıkları; daha sonra, Büyük Doğu ve diğer dergilerdeki şiirleri ve poetikası ile bir kronolojik tahlile ihtiyacı olan bu değerli şair, kim ne derse desin, Türk edebiyatının son yüzyılını 'kurtaran' isimler arasındaki yerini çoktan almıştır ve hatta bir fenomen olarak adını kaydettirmiştir. Hastalıklı ideolojik yaklaşımlar, 'şiiri yapamayanların, bunun sebebi olarak, yapabilenleri göstermeleri', seviyesiz karalamalar, edebî ölçütler gözardı edilerek kaleme alınmış eleştiriler, hastalıklı kamplaşmalar güneşin balçıkla sıvan(a)mayacağının işaretidir. Sözün özü, M. İlhan Atılgan'ın (12 Ocak 2005, Zaman) ifadesiyle, "Necip Fazıl büyük; ama akıl kısa..." .................. NOT: Önümüzdeki perşembe günü mübarek Kurban Bayramı, sevgili dostlar. Siz, bu bayramda ne yapacaksınız bilmiyorum ama ben çalışacağım. Yani 'hizmet'e devam edeceğim. Hizmeti devamlılık olarak yaşayan ve yaşatan İhlas Vakfı da hizmetlerini sürdürecek. Azı çoğaltan bugünlerde sizin de bir şeyler yapmanız gerekmiyor mu? Vakıf, size bir telefon (0 212 513 99 00) kadar yakın; unutmayın... Bayramınız içtenliğinizin, samimiyetinizin, hizmetinizin, huzurunuzun cemilesi olsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.