Gerçek değer

A -
A +

Amerika'nın "Kimya Bürosu", bir insan vücudunun tam analizini yapmış. Buna göre, insan vücudunun yüzde 65'i oksijen, yüzde 18'i karbon, yüzde 10'u hidrojen, yüzde 3'ü azot, yüzde 1.5'i kalsiyum, yüzde 1'i fosfordan oluşuyor. Bu temel maddelerin dışında, binde oranları ile ifade edilebilecek potasyum, sülfür, sodyum, klor, magnezyum, demir, iyot gibi mineraller var... "Yaratılış" denilen kudret", bu maddelerin sentezinden "insan"ı ortaya çıkarıyor. Orta boy ve orta kilodaki bir insan vücudunu oluşturan bu maddelerin değeri de hesaplanmış. New York Borsası'ndaki fiyatlarla, maddelerin insan vücudundaki miktarları birbirine vurulunca, "insanın gerçek değer"i ortaya çıkmış. Ne kadar mı? Tam 4.5 ABD Doları... Belki, temelde hepimizin madde değeri bu... *** Bir dostum, insanoğlunun doğum öncesi ve ölüm sonrasında beş berzahtan geçtiğini söylemişti. Yeryüzü hayatının, bu berzahlar göz önüne alındığında 8.5 saniyeden ibaret olduğunu eklemişti de, çok şaşırmıştım. Yani 8.5 saniyelik ve 4.5 dolarlık bir ömür!... *** Bu acz karşısında "gerçek değer"in ne olduğunu düşünmek gerekiyor herhalde. Hazreti Ali (r.a.), "İnsanların değeri, düşüp kalktığı ve beraber yaşadığı insanlardan anlaşılır" diyor. Gerçekte de asıl üzerinde durulması gereken budur. Yüzyıllardır, iyi ve kötü; değerli ve değersiz arasındaki dengeyi bulmaya ve korumaya çalışan insanlık, "gerçek değer"in izini sürerken, çoğu zaman ne kadar değersizleştiğinin bile farkında değil. "Elmas gibi ol. Yandığın zaman ne yerde külün, ne de gökte dumanın kalsın" diyen Arif Nihat Asya, geniş, sonsuz ve ulaşılmaz bir kudrete doğru yönlendiriyordu bizi. Albert Einstein, "Sizin gerçek değeriniz, insanlara karşı beslediğiniz hislerle, iş ve hareketlerinizle ve bir de onlarla beraber yapacağınız iyiliklerle ölçülür" diyor. Bu tesbit, aslında bizim kadîm geleneğimizin ve kültürümüzün de şifresi. *** Saint Exupery, "Küçük Prens" kitabındaki kahramanına,"Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir" sözünü söyletiyordu. "Yaradılanı hoşgör Yaratan'tan ötürü" diyen Yunus Emre de, sırf O'nun tecellisi olan varlığa karşı hoşgörülü ve değer verir olmamız gerektiğini ifade ediyordu. *** Değer vermek ve değer görmek, kayıplarımız arasında ne yazık ki. Alkışı unutan ellerimiz, tebessümü unutan dudaklarımız, kinden, gıybetten ve kıskançlıktan katran bağlamış kalplerimiz "gerçek değer"ini kaybediyor gün geçtikçe. Kendimizden aşağıda bulunanlara karşı aldığımız tavrı yeniden gözden geçirelim ve neden değer görüp görmediğimizi sorgulayalım. Anlayacağız ki, değer verdiğimiz kadar değer görüyoruz. *** "Yaşayanlardan esirgenen değer, pek kolayca ölülere verilir" (Andre Gide) ama bir işe yarar mı? Hem yaşarken, hem de öldükten sonra değer görmek istiyorsak, bugünden tezi yok, çevremizde değer görmeye layık olan herkes ve her şeyi yeniden yorumlayalım. Çünkü, "Birçok kişinin gerçek değeri, yontulmamış elmaslar gibi içinde saklıdır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.