Edebiyat tarihimiz, kıymeti bilinmeyen birçok değerli yazar ve şairi barındırır. Son yarım asırlık döneme baktığımızda bile, gerçek kitap okurunun kilometre taşlarından olan yazarların dahi garip bir nisyana terkedildiğini görürüz. Safiye Erol da bu unutulmuşluğu yaşayan önemli romancılarımızdan biri... Döneminde geniş bir okuyucu kitlesine hitap ettiği halde uzun bir süredir hatırlanmayan Safiye Erol, doğumunun yüzüncü yıldönümünde yeniden basılan romanlarıyla, kendisini hiç tanımayan bir kuşağın da karşısına çıkıyor. Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı'nın, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli kalemlerinden olan Safiye Erol'u gündeme taşımak, onun eserlerine yeniden dikkat çekmek, özellikle bugüne de önemli göndermeler yapan "Ciğerdelen", "Ülker Fırtınası" gibi eserlerini tanıtmak amacıyla giriştiği yayın faaliyeti her türlü takdirin üstünde... Çabuk unutuldu En çok okunan eseri "Ciğerdelen" bile 27 yıl önce basılan fakat kitapları piyasada bulunmayan Safiye Erol, 2 Ocak 1902 tarihinde Uzunköprü'de doğdu. Lise ve üniversiteyi -doktorasıyla birlikte- 1917'de gittiği Almanya'da tamamladı. 1926'da Türkiye'ye döndü. Çeşitli dergilerde çıkan yazılarının ardından 1938'de ilk romanı "Kadıköy'ün Romanı"nı tamamladı. Ardından "Ülker Fırtınası" (1944) ve "Ciğerdelen" (1946) geldi. "Dineyri Papazı" (1955) Tercüman Gazetesi'nde tefrika edildi. Çeşitli inceleme yazıları, makaleleri ve çevirileri de olan Safiye Erol, 7 Ekim 1964 tarihinde İstanbul'da hayata gözlerini kapadı. "Bir ayağı Şark'ta, diğeri Garp'ta" olan Erol, "Selma Lagerlöf'den Portugaliye İmparatoriçesi" ve "La Motte-Foque'den Su Kızı" isimli tercümeleri ile de tanındı. Peygamberimizin hayatından safhaları anlatan "Çölde Biten Rahmet Ağacı" isimli eseriyle kadîm İslam kültürü hakkındaki ehliyetini de ortaya koydu. Buhranımızı yazdı Derin bir kültüre, zengin bir birikime ve kuvvetli bir üsluba sahip olan Safiye Erol'un kitapları, Doğu ve Batı kültürünü çok iyi tanıyan bir aydının güçlü ve gerçekçi tahlilleri dikkat çeker. Tanzimat'tan sonra büyük bir varoluş/medeniyet bunalımına giren ve daha da önemlisi kültürel anlamda bir açmazı yaşayan insanımızın çıkmazlarını çeşitli çözümlerle yorumlamaya çalışır. Bazı kesimler tarafından "Türkçü" ve hatta "şovenist" olarak tanıtılsa da, Safiye Erol, zevkle okunan romanları ile aynı zamanda bir sır gibi algılanan insan hikmetine, eşyanın diline ve "mâverânın mânâsı"na götürür okuyucularını. Eserlerinde kadîm İstanbul'u anlatan yazar, Osmanlı'nın son, cumhuriyetin ilk dönemini incelikli bir biçimde aktarır eserlerinde... Bu açıdan bakıldığında Safiye Erol, bir geçiş dönemi edebiyatçısı olarak özellikle üzerinde urulması gereken bir yazar olarak dikkatleri çeker. Anma toplantısı Safiye Erol, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı işbirliği ile "Doğumunun 100. Yılında Kayıp Bir Romancı" başlığını taşıyan toplantıyla tekrar hatırlanıyor. Yarın saat 18.00'de gerçekleşecek toplantı Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde takip edilecek. Toplantının konuşmacıları Prof.Dr. Murat Belge (Safiye Erol ve Türk Aydınları), Selim İleri (Safiye Erol'un Romanlarında Bir Dönem Atmosferi), Prof.Dr. Kenan Gürsoy (Safiye Erol'un Fizyolojik Yönü) ve Halil Açıkgöz (Safiye Erol, Hayatı, Hikayeleri ve Makaleleri). (0 212 293 12 70)