Türk musıkisinin zirve sayılan serbest formlarından olan "Fihrist Taksim", perde kaldırma gibi icrâ türlerinin usta yorumcusu Sadreddin Özçimi'nin "Karatay'dan Gelen Ses" isimli CD'si ile yeniden gündemde. Albüm, sanatçının önceki çalışmalarında gösterdiği üstün yeteneğini bir kere daha kulaklarımıza taşıyor. Unutulmuş bir form olan "Fihrist Taksim"i yeniden gündeme getiren Özçimi, 1982'de Konya'daki tarihi Karatay Medresesi'nin tabii akustik ortamında seslendirdiği 60 dakikalık bu kayıtta, doğaçlamaya dayalı taksimi ile ustalığını yeniden isbat ediyor. Fihrist Taksim, Türk müziğinin diğer beste şekillerinde görülen bir 'ritmik yapıya (usule) bağlı olmak' zorunluluğu taşımaz. Taksimde, belli bir makamın sesleri üzerinde dolaşılır ve en fazla birkaç makama geçki yapılır. Fihrist Taksim'de ise böyle bir sınırlama yoktur. Zaman, tamamen elastiki bir yaklaşımla kullanılır. Çünkü çok sayıda makam üzerinde doğaçlama yapılmaktadır. Tarihi mekanda kayıt Fihrist Taksim, en az 650 yıllık geçmişi olan bir icra biçimi. Meragalı Abdülkadir'in 1300'lü yıllarda yazdığı ve dünya klasikleri arasında sayılan üç ayrı musıki nazariyatı kitabında, "Küllîn-nagam" adıyla tarifi yapılır. Bu çok eski ve köklü form, dünyada ilk defa başlıbaşına ele alınarak bir albüm disiplini içinde sunuluyor. Albümün diğer özelliği ise, bir stüdyo ortamında kaydedilmemiş olması. Tarihi bir mekanın (Konya'daki Karatay Medresesi) tabii akustik ortamında kaydedilen bu önemli icra örneği kaydedilişinin üzerinden 20 yıl geçtikten sonra, projeyi uygulayan Mehmet Güntekin'in dikkatini çekerek albüme dönüştürülmüş. Sadreddin Özçimi, Niyazi Sayın ve Akagündüz Kutbay'ın öğrencisi... Merhum Cinuçen Tanrıkorur ile de bir dönem çalıştı. Alpaslan Babaoğlu'ndan ebru ve tezhib dersleri de alan sanatçı, dünyaca tanınan bir isim. "Trance-I", "Breath Taste- Neyistan" ve "Sufi Rithyms- Sultan-ı Aşk" isimli albümleri çıktı ve Türkiye Yazarlar Birliği'nin 2001 yılı "Türk Müziği Yılın Sanatçısı" ödülünü aldı. Yahya'nın 'Hayaller'i Kaf Müzik etiketiyle çıkan bir diğer yeni albüm ise udî Gülçin Yahya'nın "Hayallerim" isimli çalışması. Türk musıkisinin çeşitli dönemlerine ait saz eserlerini icra eden sanatçı, albümde, zengin bir çalgı çeşidine sahip olmamıza rağmen, çoğu zaman sözlü müziğimizin gölgesinde kalmış olan çalgı müziğimizden küçük bir özet vermeye çalışıyor. Türk müziğinin önemli bir çalgısı olarak kabul edilen ve tarihte "çalgılar kraliçesi" olarak adlandırılan udun, dâvudî ve hüzünlü sesinin solo olarak duyurulması ve çalgı müziğimize katkıda bulunulmasının amaçlandığı albümde Neyzen Yusuf Paşa'nın "Segâh Peşrevi"ndeki muhteşem sanatı, Tanbûrî Cemil Bey'in "Çeçen Kızı"ndaki fevkalâdeliği, Şerif Muhiddin Targan'ın "Kapris" ve "Koşan Çocuk"taki zorlayıcı tekniği, Refik Fersan'ın "Şedaraban" ve "Arazbarbûselik" eserlerindeki asaleti, Refik Talat'ın "Şedaraban" eserindeki fantazi yaklaşımı sunuluyor. Günümüzün en önemli kadın sazendeleri arasında yer alan Gülçin Yahya'nın, hocaları Cinuçen Tanrıkorur ve Mutlu Torun'un izinden giderek, geleceğe daha önemli eserler bırakacağını düşünüyorum.