Suçlu kim?

A -
A +

Cemil Meriç, "Okuma içimizdeki meçhul âlemin kapılarını açan bir anahtardır" der. Ruhunun kapılarını okumak dışında her şeye açan insanımız için bir uyarı olması gereken bu söz, "oku" emriyle başlayan bir maceranın neresinde olduğumuzu da gösterir. Okumasız/ okunmasız evlerde yetişen çocukların, "ağaç yaşken eğilir" atalar sözünden ne anladıklarını sıralamaya gerek yok, sanırım. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı bir araştırmaya göre, ülke genelindeki altı, yedi ve sekizinci sınıf öğrencilerinin büyük bölümünde okuma alışkanlığı yokmuş, şaşırmadım. Kitap okunmayan bir evden alınıp, kitap okutmayan bir öğretmene teslim edilen çocuk bu sonuçtan elbette sorumlu tutulamaz. *** Eğitim-Sen'in yaptırdığı bir araştırmanın sonucu ise tüyler ürpertici. Araştırmaya göre öğretmenlerin yüzde 8'i hiç kitap okumuyor; yüzde 28'i ayda bir kitap okuyor; yüzde 39'luk bölümü bu soruya cevap vermek bile istemiyor. Ülkemizde üniversite bitirenlerin sayısı son yıllarda 14 kat artarken, kitap okuyan üniversite öğrencilerinin sayısı 1965 yılındaki oranın çok altına düşmüşse; Türkiye'de her yüz kişiden sadece 4.5'i kitap okuyorsa; mesela, Japonya'da bir yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılırken, bizde bu rakam sadece 23 milyon civarında kalıyorsa, herhalde oturup yeni baştan düşünmek gerekiyor. *** Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Gelişim Raporu'na göre Türkiye, Libya, Endonezya, Malezya, Ermenistan'ın da yer aldığı 173 ülke arasında 86. sırada bulunuyor. Çarpıcı bir araştırmaya göre, Japonya'da 25, Fransa'da 7, Türkiye'de ise 12 bin 89 kişiye bir kitap düşüyor; gelişmiş ülkelerde kitap için harcanan yıllık para 100 Amerikan Doları iken, bu rakam ülkemizde 10 doların bile altında. Daha da acısı, ülkemizde 400 bin kahvehane varken, kütüphane sayısı 394 bin civarında ve çoğunun kapısı bile çalınmıyor. *** 15-24 yaş grubu arasında yapılan başka bir araştırmada, gençlerin yüzde 70'ine yakını son okuduğu kitap ya da derginin ismini dahi hatırlamıyor; bu gençler arasında sürekli okuyanların oranı ise sadece yüzde 2.3... Gençlerimizin okumakla arasının hoş olmadığını ortaya koyan araştırmada "Niçin okumuyorsunuz?" sorusuna verilen cevaplar da dikkat çekici. Yüzde 10.3'ü kitapların pahalılığından, yüzde 19.7'si okul eğitiminde okuma alışkanlığı verilmediğinden, yüzde 30.3'ü televizyondan, yüzde 3.4'ü kitaba karşı yasakçı tutumdan, yüzde 5.3'ü öğrenci ödevlerinin yoğunluğundan, yüzde 4'ü kitap okuyan insanlara değer verilmediğinden, yüzde 11.1'i ise başka sebeplerden şikayet ederek kitaba yaklaşmıyor. *** Biliyorum, verdiğim rakamlar ve izini sürmeye çalıştığım gerçek, birçok okuyucum tarafından sadece bir fantezi olarak algılanıyor. Bütün bu can sıkıcı sonuçları biliyor olmamıza rağmen, hâlâ "Neden bizim kültürümüz de bir üst kimlik olarak tanımlanmıyor?" diyerek yakınmaya hakkımızın olmadığını düşünüyorum. Bu sıkıntının farkına varan Milli Eğitim Bakanlığı'nın, ilk ve orta dereceli okul kütüphanelerine gönderilmek üzere, Türk ve dünya edebiyatında iz bırakan 100 eserin seçilmesi için ülkemizin önde gelen yazar ve akademisyenlerinden bir kurul oluşturmasını takdirle karşılıyorum; ancak, MEB Sayın Hüseyin Çelik ve MEB Müsteşarı Sayın Prof.Dr. Necat Birinci, konunun bizzat takipçisi olmazsa, bu proje de daha öncekiler gibi kağıtta, hatta rafta kalır diye korkuyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.