Veda Hutbesi, "Ümitvar olunuz!" diye biter. Çünkü ümit, akşama dönmüş acı bir günün hayatımızın sonu olmadığının işaretidir. Çünkü ümit, kaybedilmiş bir yarışmanın ardından yaşamaya yeniden tutunmaya davettir. Çünkü ümit, başımıza seçilmiş veya atanmış tiranların bütün eziyetlerinin bir gün biteceği sonucunun müjdesidir. Çünkü ümit, kalp kapımızı çarpıp giden sevgilinin ardından kahredip isyana düşmek yerine ertesi sabaha daha da inançla çıkmaya ahdetmektir... *** "En korkulu anlarında bile ümidini kırma, unutma ki iliklerin en lezzetlisi en sert kemikte bulunur" diyor Sâdî. Şarkılar, "Beklemeye razıyım, ümidim olsun yeter" diye konuk oluyor dudaklarımıza. Öyleyse ümit, hayatın tâ kendisi değil mi? *** Rahmetli babam, "Eğer, kazandığın iyi şeyler kaybettiklerinden çok ve daha değerli ise üzülme" dedi yıllarca. Bu öğüdü her günün sabahında dilime yeniden asarak, tıpkı bir dua gibi mırıldanarak çıktım evimden. Öfkelenmemeyi öğrettim kalbime. Yenilgilerim için kimseyi suçlamadım ve aynanın karşısına geçip saatlerce kendimle konuştum. Ve hatalarımı tekrarlamamak için sürekli eğittim kendimi. Bu terbiyenin sonunda hep ümidin eteklerine asıldım. Çünkü elimdeki en büyük sermaye ümitti. Yoksa nasıl tutunacaktım kurallarını kendim koymadığım bir hayatın dayattığı ve daralttığı kaba-saba gerçeklere. Kaybettiğim her şey için hüzünlendim; evet. Ümidimi kaybettiğim anlarda dahi küsmedim hiç kimseye. Onurumla oynayanlara, emeğimi sömürenlere, ekmeğimi çalanlara, dahası kendileri gibi olmadığım için sürekli altta bırakanlara karşı kin duymadım. Gerçek imtihan günü, yani bütün hesapların açık-seçik görüleceği o berzahta terazinin mutlaka en doğrudan yana çalışacağına dair ümidimi hiç yitirmedim ve sonucu O'na bıraktım. Çünkü bildim ki, "Ümit gidince, yaşamak zevki de gider." (Emile Zola) Çünkü bildim ki, "Ümidini kaybetmiş olanın, başka kaybedecek şeyi yoktur." (Boise) *** Şehri bembeyaz örtünün altına alan ilâhî kudretin, bunu sadece bir mevsim değişimi olarak sunmadığını, bu gerçeğin altında başka anlamlar ve sınamalar olduğunu biliyorum. Bir gün rengarenk baharın geleceği ümidini taşımak kadar insana heyecan veren başka bir duygu daha var mıdır acaba? Hayatımızın bütün dönemlerinde hep rengarenk bir baharın ümidini taşırız/ taşımalıyız yüreklerimizde. Çünkü, hayatımızda her şey bitmiş olsa bile nefes aldığımız sürece ümit sancağının dalgalandığını bilmeliyiz. *** Bütün savaşların biteceğine, bütün düşmanlıkların sona ereceğine, bütün ezilmişliklerin zaferle sonuçlanacağına, bütün acıların mutlaka mutluluğa dönüşeceğine, bütün kararlı ve imanlı sevgilerin en sonunda vuslatla taçlanacağına, ağlayan bütün çocukların tebessümle buluşacağına dair ümidimi hep korudum, koruyorum; korumak istiyorum. Çünkü, gerçek ümidin ancak ölümle sona ereceğini biliyorum. *** En az benim kadar dışlanmış, ezilmiş, hor görülmüş, sayılmamış olsanız dahi "ümitvar olunuz." Çünkü ümit, "en bedbaht insanlardan bile ışığını esirgemez."