Yüz yaşında daha genç...

Bu yıl, "Sonsuzluk Kervanı"nın (Sonsuzluk Kervanı, istemem azat/ Köleniz olmakmış gerçek hürriyet/ Ölmezi bulmaksa biricik niyet/ Bastığınız yerde ebedi hasat/ onsuz Kervanı, istemem azat) garip yolcusuna hediyeymiş... Ne gam!.. Kurtarıcılarının elinde iğdiş edilmiş hale gelen kişi ve kavramlar arasındaki yerini çoktan alan Necip Fazıl Kısakürek, 100. doğum yıldönümünde yine garip... Kültür ve Turizm Bakanlığı, sembolik olarak 2004'ü "Necip Fazıl Yılı" ilan etti, o kadar... Ülkemizde birkaç sağduyulu belediye de olmasa, Üstad, kötü niyetli kullanıcıların elinde tüketilmeye devam edilecek. *** Yaşadığı dönemde ondan korkanlar, vefatından sonra en büyük Necip Fazıl sevdalısı kesilenler, onu gerçek manada tanımadan sınırsız heyecanlarıyla bağırlarına basanlar, merak kışkırtıcılığı ile Üstad'ın her satırı beyin burkucu metinlerinden yola çıkarak kendilerine yeni bir dava modeli çizenlere kadar Necip Fazıl Kısakürek, tam olarak anlaşılıp anlatılabilmiş değil. Dünya edebiyatı tarihinde, düşünceleri ve eserleri ile birebir örtüşen birkaç dehadan biri olan Üstad, "durun kalabalıklar" diyerek seslendiği sokaklardan, "ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz" dediği idarecilere kadar herkesi irkiltip, yeni bir dirilişin eşiğine getirmeyi başarmıştı. Öyleyse, koskoca Necip Fazıl Yılı neden böyle sönük, sabun köpüğü kabilinden birkaç etkinlik ve söyleşiyle geçiyor; neden Üstad'ı anlamanın en iyi yolu onu okumaktır fikri karşılık bulmuyor okuyu vicdanında?.. Necip Fazıl Kısakürek'i yaşadığı dönemin siyasi ve edebi atmosferi içinden sıyırıp almazsak, şiirlerini ve düşüncelerini bugüne uygun hale getirmezsek, onun hakkında daha yıllar boyu hamasi nutuklar atmaya ve dinlemeye devam ederiz... *** Ülkemizde adına yıl hediye edilen bazı şair ve yazarlar için yapılan kutlamaların, çıkarılan kitapların, yayımlanan dergilerin, hazırlanan radyo ve televizyon programlarının zenginliğini hatırladıkça, Üstad'ın hatırasından utanıyorum. Başta, Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, belediyelerin, kütüphanelerin, özel vakıf veya derneklerin, araştırma merkezlerinin bu yıl boyunca bir "Necip Fazıl derdi" olmaları gerekmez mi? Ben, bu derdin mübarek olduğuna inanarak, neler yapılabileceğine dair birkaç maddeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. 1. Ülkemizde birkaç belediyenin açtığı Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi veya kütüphanesinin sayılarını artırmalıyız. 2. Geçen iktidarlar döneminde ismi bir kültür merkezine verilen ancak daha sonra gelen iktidarca tabelası sökülerek ideolojik bir komploya alet edilen Üstad'ın isminin kirletilmemesi için uyanık bulunmalıyız. 3. Ülke kültürüne ve edebiyat hafızasına hiçbir katkısı olmayan "izm" kalemşorlarına gösterilen ilginin hiç olmazsa yarısını gösterip, Üstad adına vakıf, dernek ve araştırma merkezleri kurmalıyız. 4. Dünyada eşine az rastlanır "cins kafa"lardan Necip Fazıl'la ilgili ciddi bir biyografik eser hazırlattırılıp, farklı dillerde yayımlanmasını sağlamalıyız. 5. Onun tiyatro eserlerini sahneye ve beyazperdeye taşıyan sanat adamlarının ortak bir projeyle Üstad'ı dünya gündemine getirmeleri için kamuoyu oluşturmalıyız. 6. Necip Fazıl Yılı'nı ilan ederek kenara çekilen Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı, Türkiye ve dünyanın belli başlı merkezlerinde sergi, panel, söyleşi gibi etkinliklerle Üstad'ı tanıtmak üzere programlar yapması için zorlamalıyız. 7. Bütün bunlara ilaveten, önemli şehirlerin merkezi noktalarına Necip Fazıl Kütüphaneleri açıp, Üstad'ın eserlerinin herkes tarafından kolayca ulaşılabilecek hale getirilmesi için belediyeleri harekete geçirmeli; Necip Fazıl okuma günleri düzenlemeliyiz... *** Şimdilik bu kadarı yapılmış olsa bile Üstad Necip Fazıl Kısakürek, kalbinde ve beyninde ismini nisyan sayfalarına gömmek isteyenlere dahi yeni ilhamlar verecektir, diye düşünüyorum. Bu arada, Pendik ve Eyüp Belediye Başkanlıkları'nı, Ramazan Çadırı'nda da olsa Kısakürek için anma programları düzenledikleri için tebrik ediyorum. Özellikle Eyüp Belediye Başkanı Sayın Ahmet Genç'in, Üstad'ın hayatında bir dönüm noktasına mekan olan Kaşgârî Dergâhı'yla ilgili projelerini merak ve sabırsızlıkla beklediğimi de belirtmek istiyorum.