Sunuş
İş dünyasının başarılı liderlerinden biri olan Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı ve Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Kibar, bilgi ve tecrübelerini bizlerle paylaştı... Ali Kibar diyor ki; İnsan isterse, başına gelen her türlü zorluktan, üzücü olaydan kurtulabilir. Ve yeniden hayata sarılabilir... Tekrar hayata tutunmaya çalıştığında ise " Küllerinden, Yeniden Doğmasını Bilecek"... Düştüğünde, yeniden ayağa kalkabilecek cesareti olacak... Birçok insanın 'kısa sürede zengin olmak istediğini bundan dolayı da başarılı olamadığını' belirten Ali Kibar, "Bir süre sonra zorluklarla karşılaşınca hemen pes ediyorlar. Uzun süre sebat etmesini bilen, çalışkan ve dürüst olan, başaracağına inanan, bugüne ayak uyduran, gerektirdiğinde hızlı kararlar verebilen ve verdiği kararın arkasında duran herkes başarılı olabilir" diyor. Ayrıca toplumsal sorumluluk projelerini çok önemseyen her zaman desteğini esirgemeyen Kibar, Semiha Kibar Organ Nakli ve Diyaliz Merkezini, Kibar Holding Eğitim Vakfını, Asım Kibar Sevgi Ormanını, Gebze Atatürk Lisesini ve Ord. Prof. Dr. Cahit Arf İlköğretim Okuluna destek olmanın mutluğunu yaşıyor.
Ali Kibar, ülkemizde gerçekleştirilen en büyük yabancı yatırımlardan Hyundai'de Yönetim Kurulu Başkanı... Kibar, hem dünyayı sarsarak süren küresel krizi, hem Türkiye'nin bu krizde bulunduğu yeri, hem de geleceğe dönük beklentilere dair görüşlerini bizimle paylaştı. İş dünyasındaki saygın yerinin yanı sıra birçok iş ve sosyal içerikli dernekte de yönetici ve üye olan Ali Kibar, geleceğin yöneticilerine de önemli tavsiyelerde bulunuyor...
> Ali Bey, kriz yolculuğu devam edeceğe benziyor. Sizce Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisi giderek belirginleşir mi?
İşsizliğin çoğalarak artması durumunda, Türkiye'nin daha ciddi sosyal ve siyasi sorunlarla karşılaşma riskinin çıkabilme ihtimali belirginleşiyor. Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerinin Türkiye ekonomisinde büyüme hızının 2008'in üçüncü çeyreğinde yüzde 0.5 oranına indiğini gösteriyor. Diğer ülkelerde eksi olarak açıklanan üçüncü çeyrek rakamlarına göre olumlu sayılabilecek bu büyüme hızının Türkiye'de de artık yavaşlamanın ciddiyetini yansıttığını görüyoruz. Ocak-eylül dönemini kapsayan 9 aylık büyüme hızı yüzde 3'e geriledi. Küresel belirsizliğin etkilerinin bundan sonraki çeyreklerde de büyüme hızımızı olumsuz etkilemesi şaşırtıcı olmayacak...
> Bütün ülkeler krizi yaşayacak mı?
Küresel ekonominin 2. Dünya Savaşından bu yana karşılaştığı en sıkıntılı dönemlerinden biri. Dünya üzerindeki bütün ülkeler ne kadar iyi yönetilirse yönetilsin, ne kadar finansı sağlam olursa olsun bütün sektörler ve tüm şirketler için krizin buluşma hızı ve şiddetinin nasıl bir tehdidin ortaya çıktığını görüyoruz... Her ne kadar 2001 yılı krizi sonrasında Türkiye reformlar sayesinde ekonomik yapısını güçlendirmiş olsa da şimdiki küresel ekonomik tehdit Türkiye için de geçerli. Kriz, bundan öncekiler gibi gelişmekte olan ülkelerin yapısal sorunlarının sürdürülemez hale gelmesinden kaynaklanıyor.
> "Ciddi sosyal ve siyasi problemler riski doğuruyor" dediniz...
Ekonomideki gerilemenin bu tabloyu daha da kötüleştirmesi kaçınılmaz. Hali hazırda kentlerde yaşayan her dört gençten biri işsiz. Bu sorunun ağırlaşması Türkiye'nin çok ciddi sosyal ve siyasi sorunlarla karşı karşıya kalma riskini doğuruyor. Bu riskin önlenmesi için, ekonomideki gerilemenin yavaşlatılmasıyla, bunun ise çok somut önlemlerin kararlılıkla ve vakit geçirilmeden alınmasıyla sağlanır. Bütün OECD ülkelerinin, bu kriz karşısında özel bazı tedbirleri devreye sokmalarına rağmen Türkiye geleneksel para politikası uygulamalarına devam ediyor. OECD ülkeleri'nin likidite sağlayıcı önlemler aldığını ve faiz oranlarında indirime gittiğini görüyoruz. Merkez Bankasının ihracatçı şirketlerin reeskont imkanlarını genişletmesi, döviz cinsinden kredilerde zorunlu karşılık oranını indirmesi piyasaları biraz daha rahatlattı.
PÜRÜZLÜ İŞLER BİZE GELİR
Yöneticiler olarak aslında bir nevi stres yönettiklerini ifade eden Ali Kibar, "Rayına oturmuş, sorun çıkarmayan, düzenli giden işler bize gelmez... Çözüm isteyen, pürüzlü işler gelir bize" diyor...
Ali Kibar çok sayıda derneğin yöneticisi ve üyesi
1958 yılında Kayseri'de doğan Ali Kibar, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu.. Kibar ayrıca Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), Türk-Amerikan İşadamları Derneği Onur Kurulu Üyesi, (TABA), Young Presidents' Organisation (YPO), Avrupa Alüminyum Birliği (EAA), Türk-Kore İş Konseyi Başkanı ve Türk Dış Ticaret Derneği (TURKTRADE) Sosyal Ekonomik İlişkiler Vakfı ve Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) üyesi, Genç Yönetici İşadamları Derneği (GYİAD) Onur Kurulu Üyesi, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türk Eğitim Vakfı (TEV) Yönetim Kurulu Üyesi. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Üyesi.
İyi yönetici, imarcı uzlaşmacı olacak!
Konuğumuz Ali Kibar, bunca yılın tecrübesiyle sıkıntıların üstesinden gelmeyi başarıyor. Koreli Hyundai şirketinin Türkiye'deki yatırımının başarıya ulaşmasında büyük katkıları olan, Kibar Holding'de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinin yanı sıra grup bünyesindeki 20 şirkette görevleri bulunan Kibar, iyi bir yönetici olmanın, başarılı bir yönetici olmanın taktiğini de şöyle veriyor: İyi bir yöneticinin öncelikle karar verme yeteneği olacak. Doğru ya da Yanlış. Verdiği karar yanlış dahi olsa küllerinden yeniden doğmasını bilecek. Onarıcı, imarcı, uzlaşmacı olacak. Ayrıntılara önem verecek. Ne kadar çok detay bilirse o kadar çok güzel, doğru ve isabetli karar verir. Kişi eski hatalarından, faturalarından ders çıkartabilmeli.
Fırsat her gün gelmez gelirse kıymet bilelim
Zamanımız çok kıymetli. Hatta her saniyesi... Ama yönetici, hele de böylesine dev bir şirketi yöneten, birçok derneğin yöneticiliğini üstlenmiş bir yönetici için her saniye kıymetli. Ali Kibar, zamanın aynı zamanda fırsatları da hızla getirip hızla götürdüğüne inanıyor: "Fırsat, insanın karşısına iki kere çıkmıyor. Size gelen bir kısmete, önemli bir konuya, gerekli özeni ve ihtimamı göstermediğiniz takdirde elinizden kaçırabiliyorsunuz. İnançlı bir yapım vardır ve işlerimi de geciktirmeden bitirmeyi severim. Zamanın da çok kıymetli olduğuna inananlardanım.
Ali Kibar, gazetemizi ilgiyle takip ettiğini söyledi.Kayserili olan Kibar mantı ve tatlı seviyor
Kayseri denince akla ilk olarak pastırması ve mantısı ile ünlü mutfak kültürü gelir... Mantının bile 37 çeşidini hazırlamışlar. Ali Kibar'a şimdi de damak tadını soruyoruz. "Mantı sever misiniz" diyerek... "Ben de en çok klasik olarak hazırlanan Kayseri mantısını seviyorum. Lezzet bakımından hamur, her şeye uygundur diye düşünüyorum."
OKUL DÖNEMİNDE YEMEK YAPTIM
Özellikle hafif yemekleri seviyorum. Tavuk balık ve sebze ağırlıklı besleniyorum. Okul dönemlerimde mutfakta bir şeyler hazırlamaya çalışmışımdır şimdi mümkün değil. Gönül birliği yaptığımız 5 bin üzerinde kişinin sorumluluğu bizde. Onların istihdamını, iş güvencesini, sosyal haklarını ve diğer işlerimizi takip etmekten inanın dinlenmeye dahi vakit bulamıyorum." Sayın Kibar, damak zevkine uygun olan her türlü tatlıyı da seviyor. Ama öncelikle Kayseri mantısı ve baklavası...