'Anneliği başaran her işi başarır'

A -
A +
'Anneliği başaran her işi başarır'

Bu haftaki konuğumuz, başarılı, güler yüzlü ve çok çalışkan olduğu kadar da Atatürk hayranı "Türkiye İş Kadınları Derneği" (TİKAD)'ın Kurucu Başkanı aynı zamanda da Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Nilüfer Bulut... İş dünyasındaki başarısını ispatlamış, hem çocuk, hem de kariyer sahibi olmuş aynı zamanda da vatanı ve milleti için hayırlı ve faydalı olmaya çalışan bu hanımefendiyi Polat Residans'taki ofisinde ziyaret ettik... >> Sayın başkanım 'dünden bugüne Nilüfer Bulut'u anlatın desek, neler söylemek istersiniz? "Üniversitede Akademik kariyer mi, iş dünyası mı derken, iktisat hocamın 'limon satın, ticaret yapın' sözüyle bir karar aldım ve finans sektöründe iş hayatıma başladım. Anne olunca da daha esnek çalışmak için inşaat sektöründe faaliyet gösteren aile şirketimizde devam ettim. Ancak, özgür ruhlu, hızlı düşünen ve hızlı kararlar alan, hemen bu kararları hayata geçirmek isteyen bir yapıya sahip olduğum için, farklı sektörlere de yöneldim. Şimdi ise 'Haker&ANK Ajans Yatırım Tasarım Turizm, Nasfa Makine ve Nes Yapı gibi farklı sektörlerde iş hayatıma devam ediyorum. Şu anda Malatya'da içme suyu projemiz sürüyor. Ayrıca Diyarbakır'da da ipek böcekçiliği hizmetlerimizle birlikte yeni yatırımlar için çalışmalarımız bütün hızıyla devam ediyor." DEĞERLERİMİZ ÇOK ÖNEMLİ >> TİKAD, bütün Türkiye'yi kapsayan bir kalkınma projesi başlattı. Projenin ilk ayağı olarak Güneydoğu Bölgemiz belirlenmişti. Efendim bu projenizin amaçlarından ve özelliklerinden bahseder misiniz? "Türkiye, sahip olduğumuz hem coğrafi hem de kültürel değerlerimizle Dünya'nın birçok ülkesinden farklı ve özel bir konumda. 'Büyük Türkiye Resmi' projemizin temel özellikleri; devlet içindeki en küçük topluluk olan ailenin, bir bütün olarak desteklenmesi ve kalkındırılmasından yola çıkarak şehirden ülkeye kültür, turizm ve ekonomi alanlarındaki değerlerin hayata geçirilmesidir. Türkiye'yi kapsayan kalkınma projemizin ilk ayağında Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan'ı ve Gaziantepli iş adamı Cahit Nakiboğlu'nu ziyaret ettik. Ayrıca Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin'deki valilerimizi, rektörlerimizi ve bu şehirlerde istihdam sağlayan iş adamlarımızı da ziyaret ederek projemizi paylaştık." HEM ÇOCUK HEM KARİYER >> Türkiye'nin iş dünyasındaki "rol model kadınları" arasındasınız... Kadınların önce anne ve de üreten iş kadını olmasını her fırsatta dile getiriyorsunuz. Peki başkanım, hem çocuk, hem kariyer nasıl yapılır? "Aslında Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD)'ı kurarken, her kimliği başarıyla temsil eden kadınlar bir arada olmalı, topluma örnek teşkil etmeli ve kadınlara özgüven aşılamalı diye düşündüm. Hepimiz evimizde iyi bir anne olmalıyız. Anneliği çok önemli ve ulvi bir görev ve büyük bir sorumluluk gerektiren bir meslek olarak görüyorum. Bu sorumluluğu taşıyabileceğine inanan insanların anne olmaya karar vermesi gerekiyor. Toplumun geleceğini belirleyen, hayattaki en zor meslek olarak, annelik mesleğini başaran kadının, her şeyi başaracağına inanıyorum. Önce güler yüzlü olmak, zamanı iyi kullanmak, iyi koordine olmak, hedef belirlemek, sosyal olmak ve istemek; bunları başarıp, hayatına geçiren kadının hem kendi (kişilik) kimliğini ve hem de iş kadını kimliğini başarıyla temsil edebileceğine inanıyorum." >> Avrupa Ülkelerinde devam eden Türkiye'de ise yeni uygulamaya başlayacak olan "Her Kadın, Çalışan Kadındır" isimli yeni bir projeniz bulunmakta. Ülkemiz kadınlarına ne gibi faydaları olacak? Kimler nasıl faydalanacak ve nasıl bir prosedür uygulanacak? "Türkiye İş Kadınları olarak ülkemiz ve dünya için çok şey yapmak istiyoruz. Bunun için de bir çok projeyi "Her kadın çalışan kadındır" "Every women is working women" sloganıyla hayata geçirmeye çalışıyoruz. Evdeki kadının birçok mesleği aynı anda yaptığını biliyoruz. İş hayatındaki kadın sayısını belirlerken istatistiklere yansıyan, yalnızca emeğinin karşılığında bir ücret alan kadının çalışmasıdır. Ancak ev kadınının emeği ücretlendirilmediği için yok sayılmaktadır. Ev kadınlarına emeklerinin karşılığı devlet tarafından belli bir oranda ödenmeli düşüncesindeyiz. Belirlenecek bir oranla yapılacak ödemenin devlete fazla bir yük getirmeyeceği, aile ekonomisini rahatlatacağı inancındayız. Bu kaynağın çok iyi analiz edilmesi gerekliliği vardır. 'Ev kadını, iyi bir eğitmendir, ev kadını, iyi bir aşçıdır, ev kadını, iyi bir organizatördür, iyi bir yöneticidir' bunları çoğaltabiliriz. Bu yüzden bu noktaya dikkat çekmek ve bu mesleğin ücretlendirilmesi noktasında, ilk olarak ihtiyacı olan bölgelerden başlayarak çalışmalar yapmak istiyoruz. Bununla ilgili teknik ve bilimsel çalışmalarımız devam ediyor. Tamamlandığında hükümet ve kamuoyuyla paylaşacağız. Bütün kadınlardan destek bulacağımıza inanıyoruz." DÜZENLİ OLMAK ŞART >> Çalışan kadınlar; yoğun iş hayatlarını, özel hayatları ile nasıl dengeleyebilir? "Başta da söylediğim gibi başarılı olabilmenin bazı altın kuralları ve olmazsa olmazları var. Bu kurallar: Zamanı verimli kullanmak, ekip çalışmasında uyumlu olmak, isteklerin tespitini ve önceliğini doğru belirlemek ve düzenli olmak." >> Derneğiniz 2004 yılında kuruldu. Bu zamana kadar hayata geçirdiğiniz projelerde istediğiniz sonuca ulaşabildiniz mi? "Bu soruya gönül rahatlığı ile "evet" diyebilirim. TİKAD, Türkiye için çok geç kalınmış bir oluşum. Avrupa ve Amerika İş Kadınları Dernekleri 35. yıllarını kutlarken biz, 5. yıla girdik ama hızlı yol aldık. Merkezi Fransa'da olan, Tüm Dünya İş Kadınları Ağı'nın, (NEWW) kurucuları arasındayız. AB sürecinde, Türkiye ile ilgili her türlü çalışma da bizleri destekliyorlar. TİKAD Avrupa'da Türk çocuklarının okuyacağı okullar açmayı hedefliyor. Yaptığımız ziyaretlerde Türk ailelerinin bu konuya çok ihtiyaç duyduklarına şahit olduk. Allah kısmet ederse bunun ilkini Paris'te gerçekleştireceğiz." >> Başkanım, gündem konumuz ekonomik kriz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? "Dünyada yaşanan ekonomik krizi, Türkiye olarak doğru okumalıyız. Ben, Türkiye üzerinde etkisi olacağını, ancak çok büyük etkiler meydana getirmeyeceğine inanıyorum. Fısıltı gazetelerinin yaymaya çalıştığı güvensiz ortama, finans sektörü ve iş dünyasının müsaade etmemesi gerekir. Güven her şeyden önemlidir." CEPHANESİ HER ŞEYİ! Fedakâr Türk kadını >> Atatürk'ün Türk Kadınları için sayısız güzel sözleri ve hikayeleri mevcut. Sizde en çok iz bırakan birini bizimle paylaşır mısınız? "Ulu önderimizin Türk kadınına beslediği sevgi ve saygı, Kurtuluş Savaşı'ndaki gözlemleri ile iyice perçinleşmiş ve 1923 yılında yaptığı bir konuşmada, bu hissiyatını büyük bir içtenlikle dile getirmiştir." "Dünyada hiçbir milletin kadını; 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim', diyemez." >> Bu sözlerden sonra Nilüfer Bulut şu hikayeyi anlattı: Vapur ve motorlarla İnebolu'ya çıkarılan silah ve cephane Kastamonu üzerinden Ankara'ya, oradan da cepheye gönderiliyordu. 1921 yılı Aralık ayında birdenbire bastıran kar yolları kaplamıştı. İnebolu'dan Kastamonu'ya hareket eden ve her nasılsa yolda kafileden geri kalmış genç bir kadın, fırtınalı bir gecede sabaha kadar yağan kar altında yoluna devam etmişti. Cephane yüklü kağnısı ile yorgun argın bir halde ancak Kastamonu kışlası önüne kadar gelebilmiş, şehir'e girmek nasip olmadan kağnı arabası yol kenarında durmuştu. Arabanın yanına gidenlerin gördüğü manzara yürekler acısı idi. Bu Türk kadını, bu kıymetli yükü korumak için yorganlarını, kilimlerini, top mermilerinin üzerine örtmüş kendisi de bir elinde üvendire kollarını açarak yorganın üzerine abanmış ve o durumda sabaha karşı donduğu anlaşılmıştır. Olay yerine gönderilen Cemil ve Rıfat çavuşlar, gözyaşları dökerek şehit'in üzerindeki karları süpürüp arabadan indirirken, yorganın altından birdenbire çığlığı basarak ağlayan bir çocuk sesi işitince şaşırdılar ve şehit anayı yana çekip yorganı kaldırınca gördükleri şaheser tablo şu olmuştu; Otlara, kilimlere, yorganlara sarılı top mermileri arasına yerleştirilmiş çulların içinde kundaklı bir kız çocuğunun donmaktan kurtulduğu ve müdahale üzerine uyanarak meme için ağlamaya başladığıdır. Cephanesi ve yavrusu uğruna kendisini feda eden kahraman Türk anasının acıklı hikayesini, bu vatan topraklarında yaşayan herkesin, özellikle genç nesillerin iyi değerlendirmesi gerekir. GENÇLERE: POZİTİF DÜŞÜNÜN "Başarının anahtarının; küçük adımlarla büyük hedeflere yürüyerek, ayağı taşa takılıp düşse de kalkarak, pes etmeden yürümeye devam etmek olduğunu düşünüyorum. Karşılaşılan bütün olumsuzluklara rağmen "Küllerimizden, yeniden doğmasını bilmeliyiz. Kendinizi heyecanlı, coşkulu, tutkulu, neşeli, mutlu, huzurlu ya da cömert düşünüyorsanız, etrafınıza da pozitif enerji yayarsınız. Hayatta neye niyetlenir neye odaklanırsanız kendinize çekebilirsiniz. Mantıklı olmak şartı ile enerji ve dikkatinizi de neye yönlendirirseniz o hayal edilenin size geri döneceğine inanıyorum. Ve de hayatta hiçbir başarıya çiçekli yollardan gidilmiyor."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.