SIRA DIŞI EKONOMİ SOHBETLERİ ÖZLEM YILMAZ
ozlem.yilmaz@tg.com.tr
İş dünyasının duayenlerinden İshak Alaton'un kızı ve Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu üyesi Leyla Alaton Günyeli, somon balığını ülkemize ilk ithal eden isim. Alaton şimdi de, zekâ gelişiminden kemik erimesini önlemeye kadar birçok faydası bulunan somonun tüketiminin artırılması için çalışıyor.
1992'DE YILIN İŞ KADINI SEÇİLDİ
1986 yılında Amerika'dan Türkiye'ye döndüğünde Üzeyir Garih'in yanında asistan olarak profesyonel iş hayatına başladığını söyleyen Leyla Alaton, Alkent Etiler, Uyduşehir ve Alsit Villakent projelerinin tanıtım ve pazarlamasını üstlendim, 1993 yılında Alarko Holding'den bağımsız kendi şirketimi 'Megatrend Halkla İlişkiler Danışmanlık' şirketini kurdum. Başta Bir Dilek Tut (hasta çocukların dileklerini gerçekleştirmek için kurulan) ve birçok sayıda dernek ve sivil toplum örgütü üyesiyim" dedi. 1992 yılında Milli Prodüktivite Merkezi tarafından "Yılın İş Kadını", 1993 yılında ise Davos Dünya Ekonomik Forumu bünyesinde ilk defa seçilen Leyla Alaton, "Ayrıca 'Geleceğin Liderleri' listesinde yer aldım" diye konuştu.
İş dünyasının duayenlerinden İshak Alaton'un kızı, fotoğraf sanatçısı Mehmet Günyeli'nin eşi ve Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu üyesi olan bu haftaki değerli konuğum; sayın Leyla Alaton Günyeli Hanımefendi... Pratik zekalı, çok çalışkan, asil ruhlu ve tevazu sahibi bir hanım. "Şans gökyüzünde herkesin görebileceği bir yerde ama genelde insanlar önlerine bakarak yürürler; çok azı yukarıya bakıp o şansı görebilir" diyor... 20'li yaşlarında Türkiye'den götürdüğü aksesuar ve kemerleri Amerika'da pazarlayan ve iki yıl sonunda 2 milyon dolar ciroyla ülkesine dönen Alaton, "Zenginlik önce sağlıkla başlar ardından evdeki huzurla devam eder. İşte bu da gerçek mutluluktur" diyor.
KENDİME HEP GÜVENDİM
>> Başarılı bir eğitim döneminin ardından, profesyonel iş hayatınıza başladınız. Hatta kendi şirketinizi kurduğunuz yıl, yurt dışında "Geleceğin Lideri" listesindeydiniz...
Amerika'da okurken, küçük çaplı ticarete başlamıştım. Özellikle erkek kemeri işinde büyük başarı yakaladım ve iki yıl sonra 2 milyon dolar ciroya ulaştım. Bir yaz tatilinde Türkiye'den mermer satranç setinden tutun, deri kemerlere kadar bir çok numuneyi alıp Amerika'ya götürdüm ve elimde bavullarla kapı kapı dolaştım. Bir firma deri kemerleri çok beğendi. Ve satışlar başladı... New York sokaklarında yürürken arkanızda ne İshak Bey'in kızısınız ne de Alarko var. Arkamda kendi paramı kazanmam nedeniyle müthiş bir kendime güven vardı... Her insanın önünden yüzlerce yıldız geçiyor, kimi insanlar bunlardan yakalarken çoğu kişiler de ellerinden kaçırıyor... Hayal gücümüzü ve ele geçen fırsatlarımızı iyi değerlendirmeliyiz. Benim kendi paramı kazanmamda ise babamın büyük desteği vardır. Hayata tutuna bilmek için çalışkan olmak, hiçbir şeyi küçümsememek, hiçbir şeyi hor görmemek gerekli diye düşünüyorum...
>> Somon balığını ithal ederek ülkemizde 12 ay tüketilebilir hale getirdiniz...
Somon balığının ülkemizde üretimi yok. Soğuk denizleri seven bu balık için Türkiye'nin denizlerinin ısısı uygun değil. Alarko-Leröy şirketimiz, somonu Norveç'ten taze olarak ithal ediyor. Somonda en büyük üretici ve Türkiye'ye en yakın olan ülke Norveç. Ayrıca sularında hastalık riski olmayan tek ülke Norveç diyebiliriz. Bu yüzden biz Norveç'ten somon alıyoruz. Dünyanın birçok ülkesinde en gözde balık türleri arasında bulunan somonun maalesef ülkemizde yeterince tüketildiği söylenemez.
>> Omega-3 deposu Somon balığının faydalarını sizden dinlesek...
Beynimizin yüzde 60'ı yağdan oluşuyor ve bilim adamları bu yağın en azından yüzde 30'unun Omega-3 yağ asidinden olduğu görüşündedir. Vücudumuzdaki hücreleri geliştirmekle görevli Omega-3 yağ asitleri yalnızca yediklerimizle alabiliyoruz. Bu yüzden bireylerin yeteri miktarda Omega-3 alması önem taşıyor. Düzenli tüketildiğinde; bağışıklık sistemini güçlendirir ve cildi güzelleştirir. Yaşlılık etkilerini geciktirir. Somon balığı B-6 vitamini bakımından da zengindir. Beyinde depresyonla savaşan kimyasal madde olarak bilinen, mutluluk hormonu serotoninin oluşmasına yardım eder... Ayrıca büyümekte olan çocukların Omega-3'e ihtiyacı oluyor. Özellikle zeka gelişimi ve konsantrasyonlarını korumalarına Omega-3 yardımcı oluyor.
Kemik erimesini önlüyor
Amerika'da yapılan araştırmalarda, somon balığının halk arasında "kemik erimesi" olarak bilinen özellikle kadınların korkulu rüyası osteoporoza karşı etkili olduğunun belirlendiğini ifade eden Leyla Alaton, "Alarko olarak halkımıza sağlıklı, faydalı ve vitaminli ürün sunmanın mutluluğunu da yaşıyoruz ve arkasında da duruyoruz... Nitekim Türk damak tadına uygun, Türk aşçılarımızla ortak olarak bir çok tarif geliştirdik ve kitap hazırlattık. Somon, sağlığa önem veren ailelerin mutfağına girdi" dedi.
>> Doğumdan sonra 20 kilo verdiniz...
8 ayda toplam 20 kilo verdim. Bu kiloları doğum ve sonrasında, emzirme döneminde almıştım. Kilo vermek için protein rejimi uyguladım. Sabahları sadece bir dilim buğday ekmeği onun yanında birazcık beyaz peynir ve bal yedim. Arada pek atıştırma huyum yoktur, öğlenleri bir tabak yemek (zeytinyağlı, salata, ya da bir et yemeği) yiyordum. Genelde seçimim et, balık ya da tavuktan yana oluyordu. Öğleden sonra da meyve... Akşama çok fazla acıkmamak için. Akşamları da yine ızgara balık, tavuk ya da et yemeyi tercih ettim. Yanında muhakkak biraz sebze yemeği yedim. Kısaca kendimi tuttum! Ben de şimdi inanamıyorum.
Kadın yöneticiler daha disiplinli
"Kadınların erkeklerden farkı, aynı anda pek çok işi planlayıp uygulayabilmeleri" diyen Leyla Alaton şöyle konuştu: "Bir yandan işini yöneten kadın, aynı anda evde bıraktığı çocuğunun programını, ne içip ne yiyeceğini organize edebiliyor. Evin ihtiyaçlarını düşünmek ve bunları planlamak yine kadının görevleri arasında. Erkekler sadece işe gidiyor. Kadın çalışsa da, yöneticilik de yapsa, patron da olsa, evdeki bütün sorumluluklar ona ait olmaya devam ediyor. Aslında bu sistemde çalışan kadınların 'detaycı, disiplinli ve mükemmeliyetçi' olmaları kaçınılmaz oluyor. Kadın yöneticilerin daha disiplinli olduğunu düşünüyorum."
ANNE OLDUM, HUYUM DEĞİŞTİ
Anne olduktan sonra çok daha yumuşak huylu olduğunu söyleyen Leyla Alaton, "Eskiden evli ve çocuklu insanlarla çalışıyordum ama onların ne büyük zorluklar içinde olduğunu bu kadar iyi anlayamazdım. Pazar günü çalışmak benim için en doğal şeydi. Ama pazar günü çocuğuyla olmak istemesi bir annenin en doğal hakkıymış bunu şimdi çok daha iyi anlıyorum" diye konuştu.
Girişimci kadınlara örnek oluyorum
KAGİDER'de sosyal sorumluluk çerçevesinde kadın girişimcilere örnek olmaya çalıştığını söyleyen Leyla Alaton, "Kadın girişimciler için model olmak, onları cesaretlendirmek, onların daha iyi donanmasını sağlamak çok önemli. Benim en önemsediğim şey, daha doğrusu kendi başarımda gördüğüm en önemli sebep şudur; hiçbir zaman üşengeç olmadım. Hiçbir şeye üşenmedim. Hiçbir şekilde ne bir işi, ne bir insanı küçümsedim. Bence bu iki konu o kadar önemli ki, üşenmemek ve küçümsememek. Ne insanları küçümsemek, ne işleri küçümsemek, çünkü onların getireceği, onların sonucundaki olaylar sürpriz dolu. Bilemiyorsunuz, o küçücük görüp küçümsediğiniz olay ileride sizin için ne kadar önemli olabilir. Kadın, erkek herkesin girişimci olabileceğine inanıyorum. Özellikle ekonomik bağımsızlığını kadınların çok önemsiyorum" dedi.