SIRA DIŞI EKONOMİ SOHBETLERİ ÖZLEM YILMAZ
ozlemyilmaz.tgrt@hotmail.com
İş adamı Ahmet Kozanoğlu'nun eşi Neslihan Hanım, ekonomik kriz için, "Üretim yapanlar, stoklara çalışmaktansa bir süre frene basmalı. Fırsatı olanlar da sermayelerini yememek şartı ile yatırımı sürdürmeli" dedi.BU HAFTAKİ KONUĞUMUZ NESLİHAN KOZANOĞLU Organik tarımı bilenlerin sayısı bir elin parmaklarının sayısını geçmezken, 19 yıl önce topraklarını arıtarak sebze meyve yetiştirmeye başlayan Neslihan Hanım'ın krizle ilgili yorumu da şöyle: "Üretim yapan frene, yatırım yapan gaza basmalı..."
Sunuş 19 yıldır organik sebze üretiyor
Bu hafta, sosyete dünyasının ünlü isimlerinden Neslihan ve Ahmet Kozanoğlu çiftinin Cumhuriyetköy'deki çiftliklerine misafir olduk. Neslihan Kozanoğlu, "Benim yavrularım" dediği hayvanlarıyla çok mutlu. İnekleri, ördekleri, eşekleri, tavukları var... Onlarla kimi zaman bir veteriner gibi, kimi zaman da psikolog gibi ilgileniyor. Hayvanlar arasındaki diyaloğu çoktan çözmüş olan Neslihan Hanım'a göre, hepsi farklı karakterde... Birbirine küsen de var, diğerlerini kıskanan da... Hatta hayvanların her birinin kendilerine özgü dilleri bile olduğunu düşünüyor... Biz, Neslihan Hanım'ın 'yavrularıyla' yaşadığı mutlulukla keyiflendik... Okurlarımızın da aynı keyfi almasını diliyoruz...
Kentte yaşayan insanların hemen hemen tamamının rüyasıdır bir çiftlik evi... Hayvanlarla ilgilenmek, sütü sağdıktan birkaç dakika sonra içebilmek, folluktan yumurta alıp, tazeliğinden emin olarak yemek... Ama yine bir çoğumuz için bunlar, hep hayal olarak kalır... Neslihan ve Ahmet Kozanoğlu ise, yaşadıkları hareketli cemiyet hayatına rağmen, bu hayallerini gerçekleştirmiş... Şimdi devasa çiftliklerinde organik sebze üretip, hayvanlarıyla ilgileniyorlar... Milyonlarca kişi için hayal olan bu çiftlik hayatının ayrıntılarını, güzelliklerini; hamur yoğuran, inek sağan, her birinin psikolojisiyle ilgilenen, ineklerinin doğumuna yardımcı olan Neslihan Hanım'dan öğreniyoruz... Neslihan Hanım'ın krizde ev hanımlarına, üreticilere, yatırımcılara tavsiyeleri var...
>> Neslihan Hanım zamanınızın büyük bir bölümünü, çiftlik evinizde geçiriyorsunuz. Aslında arazinin büyüklüğüne baktığımızda siz bir rençbersiniz... Nasıl oldu bu?
Rençberlikten öte organik tarım uzmanıyım. 19 sene önce arazilerimizi arıtarak başladığım bu çalışma sayesinde hem 8 öğrenci okuttum, hem de belki de Türkiye'ye ilk organik ürünün ne olduğunu tanıttım. Çalışmalarım hâlâ devam ediyor. Tabii bu sayede doğanın şifasından bol bol yararlanıyorum. Bu kadar enerjik ve sağlıklı olmamı sanırım toprağa ve bol oksijene borçluyum.
>> Çiftlikteki bütün hayvanların birer karakteri olduğunu söylediniz, hatta elinize doğanları bile var.
Hayvanları beslemeye ilk evlendiğim yıllarda Levent'teki evimizin bahçesinde, çapkınlığı ile ünlü kocamı eve bağlamak için başladım. Çiftlik kurulunca kümes hayvanları buraya taşındı. Sonra da diğer büyük başlar ilave oldu. Onları sadece sevmek amaçlı beslediğimiz için, zamanla aramızda yakınlık doğdu. Çiftlikte birkaç gün yaşasanız onların da bizler gibi duyguları olduğunu kolayca görürsünüz. Depresyona girenler, aşk yaşayanlar, neşeliler, hastalar...
En zevk aldığım ineklerin doğumu. Gerçek doğum sancıları ve saatler süren doğum. Civcivler ayrı bir keyif. Yumurtadan çıktıklarında karakterleri belli oluyor. İster istemez elinizde doğan yavruları, ailenin bir ferdi gibi görüyorsunuz. İsimleri bile var. Süslü, kınalı, sarı kız, eşek bizim ailemiz.
KRİZ 'GELİYORUM' DEMİŞTİ
>> Nişantaşım Derneği'nin Başkan yardımcısı, İngilizce filoloji mezunu, gurme olan ve zamanı da çok iyi kullanan bir hanımsınız. Zaman sıkıntısı çekmiyor musunuz?
Bazen günlük programım beni bile ürkütüyor. Çok programlı ve disiplinli olduğum için üstesinden gelebiliyorum. Tarla işleri, hayvanların tedavileri, tereyağ, peynir, salça, yoğurt gibi ürünlerin yapımı bana ait. Yemek kitabı çıkartmak üzereyim. Sosyete.com adlı sitede köşe yazıyorum.
>> Birikimlerinizi nasıl değerlendirirsiniz....Tutumlu musunuz ?
Yumurtaları değişik sepetlerde saklıyorum. Son zamanlarda gayrimenkule yatırımı tercih ediyorum. Elektrik, su, doğal gaz, benzin gibi giderlerde çok dikkatliyim. Kullanmadığım yerde elektrik yakmamak, mazotlu araç kullanmak gibi.
>> Kriz var diye mutfak veya ev masraflarınızı kıstınız mı?
Bu krizin geleceği zaten 2 sene öncesinden belli idi. Amerika'da yeni bir akım var. Resesyonista. En varlıklı insanlar bile en düşük maliyetle şık oluyorlar artık. Ben de bunu uyguluyorum. Zaten mutfak ve diğer ev masrafları bu tip harcamaların yanında çok küçük kalıyor.
>> Sizce bu ortamda iş adamları veya iş kadınları frene mi bassın, yoksa gaza mı? Sizce neden böyle olmalı?
Bu krizin bence nedeni uzun vadeli düşük faizli krediler. Üretim yapanlar frene, yatırım yapanlar gaza basmalı. Üretim yapanlar, stoklara çalışmaktansa bir süre yavaşlamalılar. Yatırım imkanı olanlar diğer ticari faaliyetlerinin işletme sermayelerini yememek şartı ile yatırım yapabilirler.
>> Yeni nesil gençlere ve ev hanımlarına neler önerirsiniz?
Erken evlenmesinler. Evlenince de değişmesinler. Kadınlarımız hele bir de çocuk sahibi olunca hem bakımlarını hem de eşlerini ihmal ediyorlar. İyi bir evlilik kadının elinde. Dişi kuşlar yuvalarını yapıp ilk günkü heyecanı, sevgi ve ilgiyi hiç azaltmasınlar. Kocaları bir numaraları olsun.
>> Sizce 'anne' ne demek?
Karşılıksız sevmek. Fedakarlık. Şefkat. Son gününe kadar çocuğu için çalışmak. Bir annenin en büyük ödülü yavrusu. Hayatımdaki ilk aşkım oğlum, Başar'ım.
MÜSRİFLİK YAPMIYOR
Pahalı ürünleri almak için indirim günlerini tercih eden Neslihan Hanım, krizde tasarruf yapmıyor, ama müsriflik de tarzı değil
İneğe doğum bile yaptırıyor
Çok çalışkan olan, bunu da etrafına aşılayan Neslihan Kozanoğlu, süt sağdığı ineklerinin doğumunu bile yaptırıyor. Yetinmeyip etrafıyla ilgileniyor. Bunu nasıl başardığını da şöyle anlatıyor: Çalışmak ve üretmek vazgeçilmezim. Cumhuriyet köy, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu aydın bir köy. Lisesi, sağlık ocağı, eczanesi var. Köyümün çocuklarını ne kadar anlatsam yetmez. Onları tanımanız gerek. Zeki, çalışkan , terbiyeli ve yetenekliler. Komşu çocukları takıldıkları dersleri sormak ve bilgisayardan faydalanmak için bana gelip gitmeye başladılar. Onların kapasitesini fark edince ben de Üsküdar Amerikan Kız Lisesi ve İngiliz Filolojisinden öğrendiklerimi onlara aktarmaya karar verdim. Çok keyif aldığım bu dersler neticesinde çocuklarım İngilizce'yi anlar ve rahat konuşur oldular.
Zamanım ailem için
Neslihan Hanım, Ahmet Bey ile 24 sene önce Akatlar tenis kulübünde tanıştığını söyleyip, evliliğe giden süreci şöyle anlatıyor: Kulübe oğlum ve kardeşimle gidiyordum. Biz iki kardeş maç yaparken oğlum da ders alıyordu. Ahmet de üye olmuş. Ama az kalsın elden kaçırıyordum. Kardeşimi eşim, Başar'ı oğlumuz zannedip ''Keşke böyle bir karım olsaydı'' dermiş. Ben de onu, kim olduğunu bilmeden, beğendiğimi en yakın arkadaşıma anlatıyordum. Uzun lafın kısası kısmetmiş. Ahmet arkadaşımın babasının arkadaşı çıktı. Tanıştırıldık. 2.5 senelik beraberlikten sonra evlendik. 2 gün gibi geçen 21 senedir de çok mutlu yaşıyoruz.
HAFTANIN 4 GÜNÜ ÇOK ÖZEL
Haftanın bazı günleri için 'evlilik günlerimiz' diyor Neslihan Hanım! Paylaştığımız o kadar çok aktivite var ki. Ahmet, 9 sene önce karar aldı. Ofise sadece haftanın üç günü gidiyor. Geri kalan 4 gün bizim. Ben bu günlere "karı koca günü" diyorum. Kendi işlerimi onun ofis saatlerinde halledip beraber günlerimizde annemle bile telefonda konuşmuyorum. Bazen bir öğle yemeği, bazen spor, bazen av bazen de evimizin ve çiftliğimizin keyfini sürüyoruz. Cumartesi-pazar misafir günlerimiz.