Ata Aksu'nun gözyaşları

A -
A +

Öncelikle belirtmeliyim ki; erteleme kararı kesinlikle G.Saray'a yaradı. Dertsiz çıktığı Trabzon deplasmanında galip gelerek şampiyonluk yolunda büyük bir avantaj sağladı. Üstelik Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un "milli dava" ilan ettiği Şampiyonlar Ligi'nden de elendi. Yani; F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım isyanlarında haklı çıktı. Aslında Haluk Ulusoy'a sormak lazım; "Bu durumda G.Saray'ı milli davaya ihanetten Ceza Kurulu'na sevkedecek misiniz?" diye ama hadi neyse... Benim takıldığım asıl konu şu: Futbol Federasyonu önceki gün Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği resmi yazıda, hak mahrumiyeti cezası alan F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile F.Bahçeli yöneticiler Mahmut Uslu ve Murat Özaydınlı'nın protokol tribünü ve saha içine girmelerinin engellenmesini istedi. Aynı anda Futbol Federasyonu Başkanvekili Ata Aksu da bir açıklama yaptı; "Bizim F.Bahçe gibi büyük bir kulübümüzle geçimsizliğimiz olamaz. F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve yöneticiler Mahmut Uslu ile Murat Özaydınlı sadece hak mahrumiyeti cezası almışlardır. Bu durum sayın Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının protokol tribününe girmelerine engel teşkil etmiyor. Sadece ceza süreleri içinde federasyonumuz veya diğer resmi kurumlarla yapılan yazışmalarda kulüplerini temsil edemezler. İsterlerse maçları bundan sonra da protokol tribününden seyredebilirler." Sanırsınız ki, Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu ve Murat Özaydınlı bundan sonra maçları protokol tribününden seyredemeyecekleri için üzüntülerinden kahroluyor, gün be gün eriyor. Bunu gören federasyon başkanvekilimiz sayın Ata Aksu da onları teselli ediyor: "Hadi hadi ağlamayın canım. Durum o kadar da vahim değil..." Afedersiniz ama sayın Aksu; siz milleti saf, kendinizi sarraf mı sanıyorsunuz? Mesele Yıldırım, Uslu ve Özaydınlı'nın bundan sonra maçları nerede seyredeceği midir? Onlar sanki bilmiyor mu bacak bacak üstüne atıp takımlarını konforlu localardan izlemeyi? İşte Murat Özaydınlı açıkladı; "Ben zaten şimdiye kadar hiçbir maçı protokol tribününden izlemedim." Bir yanda kapalı kapılar ardında ellerinizi havada birbirine çarparak, "Nasıl da burunlarını sürttük" diye kendinizi tatmin edeceksiniz, diğer yanda ise kamuoyu önünde timsah gözyaşları dökeceksiniz. Kusura bakmayın ama sizin bu yaptığınız takiyyenin dikâlâsıdır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.