Bakmayın ikinci yarıda oynadığı maçlarda aldığı sonuçlara. Y.Yozgatspor ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biri. Kadrosunda gerçekten çok kaliteli futbolcular var. Hele hele Preko ile Ayew arasındaki uyum Yozgat'ı ligin seyre değer takımlarının en başında getiriyor. Bu iki kontratak futbolcusu dün F.Bahçe karşısında ortaya koyduğu futbolla izleyenlere büyük keyif verdi. Bu yüzden Yozgat deplasmanı, depara kalktığı şampiyonluk yolundaki en zor etabıydı F.Bahçe'nin. Nitekim de öyle oldu... Denizli bu maçın kadro kurgusunda bana göre hatalıydı. Haftalardır burnunu sürttüğü Baliç'in hâlâ kıvama gelmediğini düşünmüş olmalı ki; Rapaiç'e rağmen yine yanında oturttu. F.Bahçe'nin son haftalardaki seri galibiyetlerinde sağ kanatta oynamasına alıştığımız Ogün de bu kez orta sahaya çekilmişti. Yine bu maçlarda yaptığı müthiş presle rakiplerin oyununu bozan, top kapan, gol pası veren, zaman zaman da rakip kaleye direkt ataklar yapan Lazetiç ise sağ çizgiye alınmıştı. Denizli'nin yaptığı bu değişiklikler F.Bahçe'nin düzenli işleyen tekerine de çomak sokmuştu bir anlamda. F.Bahçe ilk yarı ortalarında hiç ummadığı bir anda Johnson'la öne geçti. Ancak devrenin sonunda ağlarında Rüştü patentli bir gol görmekten de kurtulamadı. Mustafa Denizli ikinci yarıya varlığıyla yokluğu pek belli olmayan Yusuf'un yerine Baliç, ağrıları artan Ogün'ün yerine ise Ali Güneş'le başladı. Bu değişikliklerin F.Bahçe'yi nasıl etkileyeceğini gözlemlemeye çalışıyorduk ki; Preko'nun geliştirdiği bir atakta Yozgat'ın diğer Ganalısı Ayew Rüştü'yü bir kez daha mağlup etmeyi başardı. F.Bahçe yenik duruma düştükten sonra da kalesinde oldukça net gol pozisyonları yaşadı. Ancak bu tehlikeleri ilk golde büyük hatası olan Rüştü'yle bertaraf etti. Rüştü böylelikle bir anlamda da kendisini afettirdi. Ard arda gelen Yozgat atakları bir çok kişiye F.Bahçe'nin Yozgat'ta korktuğuna uğrayacağı, hatta farklı yenileceği yorumlarını yaptırmaya başlamıştı ki; sarı-lacivertliler önce Baliç'le beraberliği, sonrasında da Murat'ın ters bir kafayla kendi kalesine attığı golle galibiyeti yakaladı. Bu maç gösterdi ki; sarı-lacivertlilerin deplasman fobisi henüz kırılmamış. Ligin bitimine 11 hafta kaldı. Bunların beşi içeride, altısı ise dışarıda. F.Bahçe'nin içeride oynadığı maçlarda kimselerin bir sıkıntısı yok. Ama dışarıdaki maçlarda Mustafa Denizli her zaman şanslı olmayabilir. Denizli'nin yapacağı bir tek şey var; aralarındaki artık husûmeti mi desem, yoksa sürtüşmeyi mi, işte her neyse, bir an önce bunu ortadan kaldırıp Baliç'i kazanmak. Mustafa hoca Baliç'i önümüzdeki sezon kadrosunda düşünmeyebilir. Ancak şampiyonluğu isteyen F.Bahçe'nin kalan maçlarda moralli bir Baliç'e kesinlikle ihtiyacı var. Bir dip not: Bu maçın en keyifli izleyicilerinden birisi de hiç şüphesiz sahanın en iyi oyuncuları olan Johnson, Preko ve Ayew'in meneceri Ceylan Çalışkan'dı.